Fenerbahçe, çok iyi mücadele ettiği ilk devrenin ardından ikinci yarıda yenilen gole kadar rakibin direnci kırarak, iradesi teslim alınmak üzereydi.
Orta alanda üstünlük kurulmuş, özellikle Selçuk’un ilk toplara baskı yapmasıyla Spartak Moskovalı oyuncular oyun kuramaz hale gelmişti.
56. dakikada önce Mehmet Topla ile sonra da Baroni ile yararlanılamayan pozisyonlar temsilcimizin gole yakın bir oyun oynamaya başladığının da sinyallerini veriyordu.
Tamamen savunma yerleşimi ve solda oynayan Hasan Ali’nin müdahale zamanlama hatası sonucu yenilen golle her şey bir anda tersine dönüverdi.
Savunma ezbere biliyor; sağ kanatta oynayan Gökhan Gönül, soldan gelen toplarda içeri kat ederek, ters kademeye giriyor. Aynısının sağ kanattan gelişen atakta Hasan Ali tarafından yapılması gerekiyordu; anca genç oyuncu gelen topu izleyince karşılaşma boyunca çok da etkili olamamış, boş alanlarda koşular yapamamış Emenike bir anda topla buluşup skoru değiştirdi.
Hasan Ali bu golden sonra dağıldı ve kendini bir daha da toparlayamadı. Açıkçası sezon başından bu yana kendisine verilen ağır sorumluluğun altında sıkıntı yaşıyormuş izlenimi de veriyor. Oynadığı yer hiç kolay değil; ancak vazgeçilmez olması adına da biricik şansı… Gökhan Gönül 2 Ekim 2007’de bir Şampiyonlar Ligi karşılaşması olan CSKA Moskova maçıyla başlayan çıkışını bu noktalara kadar getirmesini bilmiştir.
Zor bir iş ama imkânsız değil!
Bu gol dengede giden karşılaşmaya heyecan getirmekle kalmadı, belki de Fenerbahçe’ye turu getirecek golü atması adına itici bir güce dönüştü.
Bu maçta çok iyi şeyler yapan Selçuk’un ortasını Kuyt’a ileten Sow golün de pasını veriyordu.
Gol, Aykut Kocaman’ın bu maçla ilgili taktiksel tercihinin ürünüydü aynı zamanda.
Şu bir gerçek ki Aykut Hoca hala sistem ve oyuncu tercihleri konusunda arayış içindedir. Beşinci resmi karşılaşmasında yine farklı bir diziliş ve kadro ile Fenerbahçe’nin idealini bulmaya çalıştı.
Aykut Kocaman, Baroni’yi Alex’in bölgesine gönderip, orta alanda Selçuk ve Mehmet Topla’dan oluşan bir üçgen yaratarak bütün oyuncularına eşit derecede güvendiğini bu maçla bir kere daha göstermiştir.
Özellikle sezon başından bu yana istenen performansı veremeyen ve gönderilmesi bile gündeme gelen Sow’la başlamak özellikle bu futbolcunun yeniden takıma kazanılması bakımından önemliydi; maç öncesindeki bu düşünce tuttu da.
Kuyt, Kocaman’ın saha içindeki yeni lider oyuncusu olacak; bu net olarak görülmeye başlandı. Kuyt da bu liderlik özellikleri de var.
Karşılaşma içinde sürekli yer değiştirerek statik oyun kurgusu olan Fenerbahçe’ye dinamizm kazandırdı Kuyt.
Saha içinde Fenerbahçe’nin haklarının korunması ile ilgili her pozisyonda hakemle diyalogda Kuyt’u izledik.
Ve bir kere daha golünü atarak görevini eksiksiz yapmış oldu.
Fenerbahçe’nin Brezilya ekolüyle olan ilişkisini biliyoruz; Avrupa’nın Brezilyası olarak kabul edebileceğimiz Hollanda da bu anlamda çok iyi bir potansiyeli içinde barındırıyor, daha fazla değerlendirilmelidir diye düşünüyorum.
Spartak Moskova’nın Kombarov ile bulduğu gol maçın sonucunu belirledi. Bu gole yapılacak çok fazla bir şey yok; futbol adına güzellikle barındırıyordu. Emenike’nin golünde savunmanın hatasından söz edebiliriz ama Kombarov yenilecek güzellikte bir gol attı.
Emenike’nin çıkarken Aykut Kocaman’ın elini öpmesi geceye damgasını vuran ve Türkiye’deki bir takım çevrelere mesaj gönderen bir görüntüydü.
Emenike’nin para sayma görüntülerini bir türlü izleyemedik ama sonunda Aykut Kocaman’ın elini öpmesini gördük.
Tur için umutlandığımız bir oyun izledik. Fenerbahçe takım halinde önceki maçlara oranla daha derli toplu bir görüntü verdi. Kimin oynadığına veya oynamadığına konsantre olmak yerine buna odaklanmak gerekiyor.
Turkcell Bayramda beni kapsama alanı dışında bıraktı.
Bayram’da İstanbul dışındaydım. Bu yıl yapabileceğim yegâne tatil bu üç günlük araydı. Cumartesi Fenerbahçe, Pazar Beşiktaş ve Pazartesi günü de Galatasaray’ı izleyerek maç yazılarıyla sezonu açmayı planlıyordum.
Bununla ilgili olarak da teknolojinin olabilecek tüm imkânlarına sahiptim. Eksiğim yoktu; burada sıralamaya gerek duymuyorum.
Tek bir engelim vardı; 3G sıkıntısı.
Türkiye’nin batı ucunda, Avrupa’ya oldukça yakın bir yerde internet erişimi sağlayamadım.
Bu nedenle yazılarımı gönderemedim.
Ailemdeki kullanıcıları da hesaba katarsak her ay kesintisiz iletişim için çok büyük paralar ödüyorum. Ancak en çok ihtiyacım olan bir yer ve zamanda bu iletişimi sağlayamadım.
Hayatın paylaşınca güzelleştiğini ve Türkiye’nin her tarafında 4 Çeker bir 3G’ye sahip olduğumuzu reklamlardan izliyoruz; ama uygulamada göremiyoruz.
http://twitter.com/uzaygokerman