Fenerbahçe futbol takımının Ocak ayı öncesiyle sonrası arasında gece ile gündüz kadar fark var.
Advocaat’ın da Ocak ayı öncesiyle sonrası arasında kuzey ile güney, lodos ve poyraz kadar farklar var.
Aynı takım, aynı kadro ancak kötüye doğru giden bir oyun karakteri…
Şu bir gerçek ki Fenerbahçe’nin en büyük sorunu ligin ilk üç maçında kaybettiği 8 puandı ve o haftalarda kaybederken de bu kadar kötü değildi.
Sonra sürekli üzerine koyarak gelişen bir Fenerbahçe izledik.
Avrupa Ligi bir ölçüyse; Manchester United ve Feyenoord takımlarının önünde grubu lider bitirmek önemli bir başarıydı ve Fenerbahçe bunu yaptı.
Ligdeki son Trabzon deplasmanına kadar işler yolunda giderken ne değişti?
Bakınca Advocaat’ın konuşmalarının, yorumlarının, süreçleri değerlendirme kıyaslamaların farklılaştığını görüyoruz.
“Fenerbahçe ligi ikinci bitirip, Kupa’yı alırsa bu kadro için başarıdır!”
Bu açıklama Fenerbahçe teknik direktörünün yapacağı türden bir yorum olmamalıdır!
Krasnodar, Feyenoord ya da Mancherster United’dan daha iyi bir takım değildir ve sonuç olarak iki maçtan oluşan; stratejik kurguya dayalı elemeli bir karşılaşma oynuyorsunuz.
Denizleri geçip, derede boğulmak tam da bunun için söylenmiş olmalıdır!
Şartlar her ne olursa olsun bir teknik adam, eğer uyumlu bir ekiple de çalışıyorsa daha fazlasını yapabilmelidir.
Emenike’nin Fenerbahçe’nin kaderini belirleyecek bir oyuncu olmadığını biz biliyoruz; Osieck zamanında Bülent Uygun’dan golcü yapmıştı.
Ali Gültiken futbol hayatına savunmada başlayıp, Gordon Milne ile forvet oynayıp, golcülüğe oldu.
Fenerbahçe’nin içinde bu oyunculardan çıkar mı?
Kesinlikle çıkar!
Angarya görülen ve nasıl oluyorsa bu sezonun başarı kriterine dönüşebilen Kupa belki de tam da bu fırsatı sunuyor işte!
Advocaat dün 70. Dakikadan sonra savunmayı üçleyip, forvete bir oyuncu daha koydu. Hollandalı teknik adam için büyük bir değişiklikti. Sezon boyunca görüp göreceğimiz belki de tek taktiksel kurgu farkıydı.
Yaptı mı, yaptı!
Olabiliyor muymuş; evet!
İmkânsız mı; hayır!
Doğru mu; yanlış!
Ama bu bir değişikliktir, kazanmak adına yapılan öyle ya da böyle bir hamledir.
Fenerbahçe kanat oyunuyla ön plana çıkan, çok eleştiriliyor ama kanat oyuncuları fazla olan bir takımdır.
Fenerbahçe’nin göbeği oyunu kuran değil genel anlamda omurgayı oluşturan oyuncu karakterleriyle oluşturulmuştu.
Elinizde kanat oyuncu bolluğu varsa ve bunlar sezon boyunca hep aynı oyunu oynamışlarsa o zaman bu bölgeyi geliştirmek önemlidir.
3-5-2 dizilişinde sanki kanatlardan daha fazla hücum yapılıyormuş gibi görünse de aslında o bölge zayıflıyor.
Fenerbahçe’nin kanat savunma oyuncuları sadece defans yapmıyor, hücumu geliştiriyor.
Caner Erkin Ersun Yanal döneminin en kritik oyuncusu böyle oldu.
Fenerbahçe dört senedir bu kurguyla oynuyor ve siz bunu tek maçla değiştiremezsiniz.
Ne yaparsınız?
Souza-Topal tandemi haftalardır üretkenliği sıfırın altına inen bir oyun oynuyor; Bursaspor, Kasımpaşa ve son Krasnodar karşılaşmalarında bu net olarak görüldü.
Kanatlardaki hücum zenginliğini orta alandan açarak oynamak Fenerbahçe’ye bir alternatif sunar.
Alper sezonun ortalarına doğru buraya çekildi ve çok önemli işler yaptı. Kim olursa olsun Alper’in yanına, Souza-Topal ikilisinden birini değiştirerek başka bir oyuncu koymak her şeye rağmen hücum zenginliği yaratabilir.
En azından denemek gerekir.
Açıkçası Fenerbahçe’de işler kötüye gidiyorsa burada sezon başından beri övdüğümüz Advocaat’tan başkasını sorumlu tutamayız.
O da futbolcuların kalitesinden şikâyet ediyor ki bana göre bu tek başına mazeret olamaz.
Çünkü aynı kadronun neler yapabileceğini gördük.
Basın önünde bu kadar konuşmak da doğru değil.
Şubat ayında bu kadar kaybediyor olmak, lige ikincilik hedefi koymak için de yeterli neden değildir.