Her şey son çeyrekte maçın bitimine 8.33 kala Kleiza’nın attığı ve çemberin üzerinde duran topun bir süre içeri mi girecek yoksa dışarı mı düşecek kararsızlığında yönünü basketten yana kullanmasıyla değişti dersek sanırım yanılmış olmayız.
O ana kadar karşılaşmada bir türlü takımlardan birine doğru kırılamıyordu.
Birinci ve ikinci çeyreklerde Efes daha iyi görünmesine karşın son bölümlerde Fenerbahçe Ülker ön plana çıktı; üçüncü çeyrekte daha iyi olan taraf bu sefer sarı lacivertlilerdi ancak sonunu Efes getirdi.
Ama…
Dördüncü çeyrekte de benzer şeyler olacağının beklentisi yükselir, maçın son topa kalabileceği tahminleri gelirken o sihirli 8.33’lük denge bozan Kleiza basketi geldi ve sonra da Efes üst üste top kayıpları yaptı.
Basketbol adına çok da olumlu şeyler söylemek mümkün olmasa da mücadele seviyesi en üst düzeydeydi.
Efes potaya 30 üç sayılık atış denemesinde bulunurken bunların sekizinde; Fenerbahçe Ülker de 20 atışta 5 isabet bularak toplamda 50 atışta %26 gibi yüzdeye ulaşabildiler. Üstelik atışların büyük bölümü olabildiğince müsait pozisyonlardı.
Fenerbahçe Ülker geçen hafta 33/53’lük iki sayılık isabet ile 66 sayı üretip Laboral’a 34 sayılık fark atarken; Efes karşısında 23/33’lük isabet ile ancak 46 sayı üretebilirken maçta da ancak 71 sayıya ulaşabildi ki bu sayı Barcelona maçı dahil olmak üzere bu sezon Euroleague’de en düşük ürettiği skor oldu.
Obradovic, Efes karşısında rotasyonu az bir kadro tercihinde bulunurken Bo 32, Bjelica 31, Kleiza 30, Bogdanovic 32, Emir 33 dakika oyunda kaldılar.
Fenerbahçe Ülker’in ideal beşlisi bu olacak gibi görünse de Euroleague standartlarında bu dar rotasyonunun zaman zaman sıkıntı yaratabileceğini düşünüyorum.
Özellikle Kenan Sipahi’nin sakatlanmasından sonra Fenerbahçe Ülker’de bir oyun kurucu sorunu var ve Obradoviç bunu bir çok oyuncuya görev vererek aşıyor.
Kleiza’nın sezon başına oranlar takıma daha fazla katkı sağlaması Fenerbahçe Ülker’in oyununda çok önemli değişiklik yarattı.
Çünkü Bogdanovic ve Emir ağırlıklı oyunda bu iki oyuncunun skor üretemediği dakikalarda başka bir liderin devreye girmesi şart oluyor.
Diğer katkıyı Bo-Kleiza ikilisi sağlıyor.
Bo, Obradovic ile evrim geçirdi. Dün potaya bastığı pozisyonu izledikten sonra “yok artık” dedim.
Fenerbahçe Ülker’in dikkat çeken bir diğer sorunu yaptığı 16 top kaybı oldu. Bunu 39’a 24’lük ribaunt üstünlüğü ile dengelemiş olsa da buradaki esas kırılım Efes’in çok fazla şut kaçırmasıydı. Euroleague seviyesindeki takımların büyük bölümü böylesi boş şutları rahatlıkla sayıya çevirdiklerinden sonuca gitmeleri de kolay oluyor.
Obradovic’in bunu not ettiğini tahmin ediyorum.
Fenerbahçe Ülker-Efes eşleşmesinden 2-0 üstünlük çıkaran takımın kendisine grupta avantaj sağlayacağını söylemiştim. Fenerbahçe Ülker yolu yarılamış görünüyor.
Efes sahasında aldığı bu yenilgi ile çeyrek finalden bir adım daha uzaklaşmış oldu. 2/5’lik galibiyet/yenilgi sonucu fazlasıyla iç karartıcıdır.
http://twitter.com/uzaygokerman