Ülkemizin en önemli hukuk kumpaslarındandı 3 Temmuz ve Fenerbahçe’ye karşı yapıldığı için de geniş bir taban bulmuştu.
Fenerbahçe ile bire bir mücadele edemediği için üzerine böylesi kara leke atılmasından nemalanan bu geniş tabanın her bileşeninin kendine göre bir amacı, hesabı, hayali, arzusu, tatmin aracı vardı.
Kimi Fenerbahçe’nin “kanırtarak” sahada kazandığı şampiyonluğu elinden almaya çalışıyordu.
Kimi Fenerbahçe lehine bozulan ekonominin tekrar dengeye kavuşacağını hayal ediyordu.
Kimi, hele beş dalda kupa kaldırmış, her sene beşi bir yerde sloganıyla sezona başlayacak, bütün kupaları alıp, sportif yönden büyük bir hegemonya kuracak Fenerbahçe’nin bu gücünü parçalayabilir miyim düşüncesi içindeydi.
Kimi Fenerbahçe’nin hem sportif hem de ekonomik bu gücü üzerinden siyasi hesaplar yapma gayreti içindeydi.
Kimi Fenerbahçe’nin bu ekonomik gücünü ele geçirmek ve bunu kendi yandaşlarıyla paylaşmak amacındaydı.
Kimi Fenerbahçe’deki yönetimsel iradeyi kırarak, bir türlü girmeye başaramadıkları Kulüpten içeri sızma hayali kuruyordu.
Kimi Fenerbahçe taraftarının etkinliğinden yararlanma, bunu başka şekillere devşirme planı içindeydi.
Kimi Fenerbahçe ile geçmiş yıllarda yaşadığı küçük kişisel hesabını görebilme fırsatını bulmuştu.
Kimi Fenerbahçe’nin bir türlü o uzlaşmaz, yola gelmez tavrını kırarak ona ders verme peşindeydi.
Kimi Fenerbahçe’den nefret ediyordu.
Kimi Fenerbahçe’nin büyüklüğü karşısında ezilmişti.
Kimi Fenerbahçe karşısında yaşadığı travmanın psikiyatrik ruh hali içindeydi.
Kimi Fenerbahçe’nin karşısına ancak bu şekilde çıkabileceğini biliyordu.
Kimi bütün hayatını zaten böylesi kumpasların içinde geçirmişti.
Kimi zaten bunun için yetiştirilmişti.
Kimi alçaktı!
Kimi namussuzdu!
Kimi namertti!
Kimi hırsızdı!
Kimi aşağılıktı!
Kimi iğrençti!
Kimi sevgisizdi!
Kimi çaresizdi.
Kimi…
Kimi…
Kimi…
Şimdi hukuk Türkiye’de tüm bu hesaplar içinden bir kaçını aldı ve dava konusuna dönüştürdü.
Yukarıda bir kısmını saydığımız o “kimi” grubunun bir kısmı yargılanıyor.
Ama büyük bölümü hâlâ işinin, görevinin başında ve 3 Temmuz öncesi, sırasında ve sonrasında her ne yapmış, tavır takınmışsa aynı şekilde hareket etmeye, yaşamaya devam ediyor.
Onlar içimizde…
Onlar yanımızda duruyor…
Onlar sporun içindeler…
Onlar akıl veriyor…
Onlar dalga geçiyor…
Onlar gülüyor, eğleniyor, keyif sürüyor!
Onlar…
Onların en büyük heyecanı Fenerbahçe’nin yaşayacağı yeni başarısızlıkları…
Ve Fenerbahçe bu ortamda “adil” oyun oynamaya çalışıyor, yarışıyor, mücadele ediyor.
Ve sen Fenerbahçeli tüm bunlar yaşanmamış gibi, unutup, hesaplaşmayı Fenerbahçe ile yapmaya çalışıyorsun.
Peki, öyle olsun!