Toplamı neredeyse 16 saati bulan yorucu bir yolculuktan sonra Rio’ya ulaştık... Öncelikle Türk Hava Yolları’nın hakkını teslim edelim. İstanbul’dan Sao Paulo’ya kadar 13 saat süren non-stop yolculuğumuzun nasıl geçtiğini, doğrusu fark etmedik bile. Hem mükemmel hizmet kalitesi, hem yolcuların uzun yolculukta sıkılmaması için düşünülen sosyal uygulamalar bu seyahati keyifli hale getirdi... Hele Sao Paulo’dan sonraki Rio aktarmamızda yaşadıklarımızdan sonra THY’nin değerini bir kez daha anladık. 2016 Yaz Olimpiyatları’nda ev sahibi Rio ama, emin olun Sao Paulo kenti sanki kendi il sınırlarında düzenlenecekmiş gibi oyunları daha çok benimsemiş. Guarulhos Havaalanı’na indiğiniz andan itibaren kendinizi bir anda olimpiyat kentini andıran bir ortamda buluyorsunuz. Gönüllüler, yarışmacı, yönetici, teknik adam ya da medya mensubu gibi akredite olmuş kişilere yönelik pasaport, check-in, transfer kolaylıkları sağlanmış. Havaalanı içindeki dev ekranlarda sürekli olimpiyatlarla ilgili bilgiler, Brezilya olimpiyat ailesinin tanıtımı var.
Rio’ya geldiğinizde ise gerçekten şaşırıyorsunuz. Havaalanında sizi öncelikle Z
Rio’da ilk göze çarpanlar, kentin özellikle orta direk altında kalan, ekonomik gücü zayıf grubunun olimpiyatlara olan ciddi kızgınlığı. En büyük tepkileri harcanan olağanüstü para. Ülkede işsizlik bu kadar yüksek seviyedeyken, hırsızlığın yolsuzluğun yoğun biçimde yaşandığı bu dönemde olimpiyat yapılmasına ağır tepki koyuyorlar. Doğruyu söylemek gerek en ağır tepkileri trafikle ilgili olanı. Özellikle olimpiyatlar için ayırdıkları olimpiyat yolu zaten çok sıkıntılı olan Rio trafiğini neredeyse ikiyle çarpmış. Olimpiyat ailesi için ayrılan ve sadece o yolu kullanabilme izin belgesine sahip araçların girebileceği yollar bomboş, hemen yanındaki iki şerit gece 12’de bile tıklım tıklım. Varın gerisini siz anlayın.
Hazır değil
Rio aslında olimpiyata tam hazır değil. Önlerinde kullanacakları bir altı ayları daha olsaydı, bir çok şeyi yetiştirebilirlerdi gibi görünüyor. Ama şu an bir çok şeye makyaj yapılmış durumda. Özellikle olimpiyat köyündeki konaklama, hijyen ve ulaşım ağır bir sorun. Sporcuların kaldığı odalar kullanışlı değil. Sular kirli akıyor. Dışardan ağzı kapalı su getirip bununla duş yaptığı iddia edilen sporcular var. Bir çok yerde irili-ufaklı çöp yığınları söz konusu ve bunların toplanması zaman alıyor. Bir de Zika virüsüyle ilgili tedirginlik var ki hijyen sorunu bu salgın hastalıkla ilgili endişeleri daha da artırıyor.
Benim daha iki gün içinde görerek ve burada yaşayanlarla, olimpiyat köyünde kalanlarla yaptığım sohbetten edindiğim olumsuzluklar bunlar. Bir kaç gün geçsin kim bilir daha neler çıkacak. Çünkü gerçekten çok ciddi makyaj yapılmış. Eski binalara bir sıva, tek kat boya, olmuş size yeni bir konuk evi.
Kentte görünen bir önemli sıkıntı daha var ki bu IOC’yi de bir hayli üzmüş durumda. O da yoğun biçimdeki bilet iadesi. Düne kadar 1 milyon 600 bin bilet iade edilmiş. Bu iadeyi ağırlıklı olarak Rusya, ABD ve Çin yapmış. Üç “Süper Güç” böyle yaparsa diğerleri kim bilir ne yapar?
Henüz milli takımımızın kaldığı olimpiyat köyündeki Türk evine gidemedik.
Bize gelen bilgiler en disiplinli, en düzenli ve haklarını da teslim edelim en temiz kafilelerden birinin Türkiye olduğu yönünde. Köyle ilgili izlenimlerimizi de bir sonraki yazıya bırakalım. Rio’dan şimdilik bu kadar.