Haberin Devamı

Ligin görece en zayıf takımı, 7 eksikle gelmiş Kadıköy’e... Abartılı olacak ama kağıt üstündeki Fenerbahçe, hocasıyla birlikte üflese neredeyse yıkacak bu Hatayspor’u... Ama gel gör ki, Kadıköy’deki hesap her zamanki gibi çarşıya uymadı... Tamam, taraftarla barış maçı, üç puan mutlak beklenti, 2-1’lik bir galibiyet var, “Allah’ından daha ne istiyorsun?” diyebilirler. Sarı-lacivertli taraftar, elbette sonuç istiyor ama o sonuçla birlikte, eldeki kadroya karşılık kaliteli futbol, üst düzey performans ve kaçan goller değil; arka arkaya atılanları istiyor. 
Ben her zaman futbolun bir sonuç oyunu olduğunu söylerim. Bu değerlendirmeye paralel olarak da, “Kazanan haklıdır” derim. Hala bu savımın arkasındayım. Ancak Fenerbahçe taraftarının da haklılığını ve kazanılmış bir maçtaki protestosunu hak edilmiş bir tepki olarak görüyorum. Çünkü taraftar, dünkü oyundan mutlu değil... Çünkü taraftar biliyor ki, bu oyun sürekli kazanmaya, hele hele şampiyonluğa asla yetmez... En önemlisi ise taraftar, Fenerbahçeli futbolcuların bu ürkek, tedirgin edici ve kalitesiz oyunu alışkanlık haline getireceğinden korkuyor. Haksız da değiller.
Dün 39 yaşında olağanüstü bir Edin Dzeko izledik. “Bütün takım bir tarafa, Dzeko bir tarafa” dersem inanın kimseye haksızlık etmiş olmam. Mourinho, zayıf Hatay’a karşı 90 dakika 3-5-2 oynadı. Bu sistemde o beşlinin ortasında yaratıcı bir ayağa ihtiyacınız var. Çift santrfor ile oynarken bu yaratıcı ayağın Edin Dzeko olması, herhalde son ihtimaldir. Yine bu sistemde iki kanat oyuncusunun çok aktif olması, kanatlardan sürekli top getirip orta yapması beklenir. Dzeko onu da yaptı. Savunmadan top çıkarttı, pas istasyonu oldu, top dağıttı, asist yaptı, ha bir de penaltı kaçırdı. Tüm bunları tek başına 39 yaşındaki bir oyuncu yapar, diğerleri de oynuyormuş gibi davranırsa, kazandığınız bir maç sonrasında protesto edilmeniz son derece doğaldır. 
En Nesyri’nin de hakkını teslim etmeliyim. Görevini yapan, -ki onun işi gol atmak- ender oyunculardan bir tanesiydi. Giderek üst düzey golcü seviyesine yaklaştığını da söylemem gerek.Gelelim maçın hakemine... Sadece bir pozisyon üzerinden nasıl bir maç yönettiğini anlamak mümkün. Amrabat’a çıkardığı sarı kart var. Rakibinin ayağına basıyor, son derece doğru bir kart. Ama 90 dakika içerisinde Hataysporluların, ikisi Fred’e olmak üzere dört tane neredeyse bire bir benzer pozisyonu var. Ne ilginçtir ki onlara kart çıkmadı. Sanırım boşuna standart arıyoruz.