Hiç tartışmasız bu maçın üç tane çok öne çıkan ismi var... Birincisi elbette Karabükspor’u Galatasaray’a karşı mükemmel hazırlayan Igor Todor, ikincisi Riekerink, üçüncüsü de kuşkusuz Cüneyt Çakır... Todor takımı ile birlikte maçın kahramanı... Riekerink Galatasaray’la birlikte büyük kaybeden, Cüneyt Çakır ise paraşütsüz düşüşüne devam eden isim... Hem de limit tanımadan...
Riekerink’i anlamak mümkün değil... Daha bir hafta önce Konya deplasmanında (ben bu takımın 11’inde banko oynarım) mesajı veren yeni transfer Rodrigues elindeyken Bruma tercihi ile maça çıkıyor... Aslında Yasin’i tercih etmesi bile tartışılabilir... Riekerink’in kadro yanlışlığı bu kadar da değil; son 10 dakikada oyuna giren Eren, uzatma da dahil 15 dakika içinde 7 kere topla buluşup Karabük ceza alanını karıştırdı. Maçın başından sonuna kadar onun yerine oynayan Podolski, bırakın 7 kereyi 7 saniyelik bile tehlike üretemedi... Bir de Josue tercihi var ki, evlere şenlik... Geçtiğimiz hafta Konya’da sıfırı tükettiğini herkesin gördüğü Josue’nin, Sneijder yok diye oynatılması aslında sonun başlangıcıydı.
Selçuk’un biraz hareketlenmesi, geçmişte Burak’a attığı gibi savunma arkasına bıraktığı paslarla özellikle Yasin’i gol pozisyonuna soktuğu bir-iki heyecanlı an dışında Galatasaray şampiyonluk kovalayan bir performans değil, ununu elemiş eleği duvara asmış takım görüntüsündeydi; görüntü gelecek haftalar için de ciddi tehlike sinyalleriyle doluydu.
Gelelim Cüneyt Çakır’a... O hâlâ Türk futbolunun Arda Turan ile birlikte dünya çapında iki markasından biri... Uluslararası arenada uzunca bir süre böyle gitmesi de muhtemel... Ama Türkiye’de işler bambaşka bir boyuta geldi. ‘Avrupa’da iyi Türkiye’de neden kötü?’ sorusuna artık Cüneyt hocanın kendisinin bir yanıt bulması gerekiyor... Karcemarskas’ın eline penaltı vermesinden sonra bu maçta da çok ciddi ve ona hiç yakışmayacak kararları vardı. Yasin’in attığı gol nizamı... ‘Elle aldı’ diyenler de olabilir... Tartışmalı bir pozisyon... Ama orada Cüneyt Çakır’ın gidip pozisyonu Yasin’e sorması kadar yanlış bir hareket olamaz... O zaman otoriteni yitirirsin. Sonra da karar mekanizman kontrolden çıkar, olmayan bir pozisyonda penaltı düdüğü çalarsın... Hatırlatmakta fayda vardı. Barış’ın Hakan Balta tarafından düşürüldüğü pozisyonda da sarı kartı göstermesi gerekiyordu...