Yüksek özgüven bazen sergilenen takım oyunu da olsa başa iş açabilir... Dün Fenerbahçe neredeyse bu yüksek özgüvenin olumsuz etkisi nedeniyle iş kazasına uğruyordu; hem de biten ilk yarıdaki en yüksek hücum girişimine sahip olduğu ve en çok pozisyon üretip gol kaçırma rekoru kırdığı karşılaşmada.
Sanırım devre arasına girmekten en mutlu olanların başında Vitor Pereira vardır. Çünkü hamle oyuncuları konusunda sıkıntı çekmeye başladı Fenerbahçe. Alper ve Meireles, bu hamle oyuncularının başında geliyor. O kadar sıkıntılı bir süreçti ki dünkü 90 dakika Pereira’nın zorunlu hamlesi artık ununu elemiş eleğini duvara asmış Mehmet Topuz’du. Fenerbahçe’ye önerim devre arası Topuz’u versin Sivas’a genç oyuncusu Beykan’ı geri alsın. Dünkü Beykan, beş Topuz eder dersek hiç abartmış sayılmayız.
Luis Nani’nin yokluğu dün gerçekten çok hissedildi. O olunca, Fenerbahçe’nin hücum düzeni daha oturaklı oluyor. Nani, topu tutarak takımının sete yerleşmesini sağlıyor. Portekizli bunu yaparken diğer kanat ise tempolu çıkışla rakibin düzenini bozuyor. Tamam dün iki kanat da tempolu çıkış yapınca çok pozisyon üretti Fenerbahçe ama bu pozisyonlarda tempo ile birlikte gelen acelecilik çok sayıda golün cömertçe harcanmasına neden oldu.
Van Persie, Türkiye’ye geldiğinden beri en iyi, en etkili ve asıl önemlisi en faydalı oyununu oynadı. Bunun ana nedeni, ‘Ne zaman Fernandao yerime girecek’ tedirginliğini yaşamadı. Çıkmayacağını bildiği için tamamıyla oyuna motiveydi, öyle olunca da hem attı hem de Sivas savunmasını sıklıkla dağıttı.
Ozan Tufan’ın, uzun zamandır beklediği fırsat ikinci kez dün ayağına geldi. Ama ne yazık ki yine bu fırsattan tam anlamıyla faydalanamadı. Garip bir tedirginlik, bir korku Ozan’ın yakasına yapışmış. Ara paslarda kısa, gol vuruşlarında beceriksiz olmak sadece izleyenleri değil, Ozan’ı da çok ciddi biçimde şaşırtmıştır. Önerim, milli oyuncu bu maçı bir kaç kez izleyip içinde bulunduğu durumu, kendi gözleriyle de görsün.
Lazar Markovic. Gerçekten çok ama çok önemli bir oyuncu. Fenerbahçe tapusunu alırsa olağanüstü bir yatırım yapmış olur. O sakatlık furyasından da kurtulduğu için son derece etkili ve bir o kadar da takımı düşünerek oynuyor. Kaçırdığı gollerle ilgili elbette eleştirilerimiz var ama Sivas savunması eğer darmadağın olduysa bunda en büyük pay Markovic’indir.
Ve son söz Vitor Pereira’ya. ‘İlk yarıyı lider bitiririz’ demişti, olmadı... Ancak, en az lider kadar önemli iş becerdiğini söyleyip Portekizli’nin hakkını teslim edelim.