Karşılaşmanın 80. dakikası oynanırken neredeyse bütün Fenerbahçeliler Luis Nani için homurdanmaya başlamışlardı. Hele 82. dakikada sol taraftan başlayan önemli bir atakta topu tutamayıp dışarı gitmesine neden olması Portekizli için kafalarda oluşan sert eleştirileri daha üst seviyeye çıkarmıştı ki, Nani neden büyük bir futbolcu olduğunu, 90 dakika neden hiçbir şey yapmasa da sahada kalması gerektiğini herkese gösterdi. Olağanüstü bir gol ve üç puan. Bu Nani’ye şapka çıkarılır. Evet, gerçekten Fenerbahçe takımının kötülerinden birisiydi. Top kaybı yaptı, atakların çoğunda tempoyu düşürdü, özellikle ilk yarının sonlarında tıpkı bir el freni gibiydi, ama attığı gol ve getirdiği üç puan onu affettirmeye yetti de arttı bile.
Gerçekçi konuşalım. Fenerbahçe, bu zorlu karşılaşmayı Abdullah Avcı’nın oynadığı kumar sayesinde kazandı. Abdullah Avcı tecrübesine ve bu seneki üst düzey kenar becerisine karşın her hareketi ile kırmızı kart göreceğini duyuran Badji’yi oyunda tutarak Pereira’nın ekmeğine yağ sürdü. On bire on birken oyun, boş alan bulamayan, Gökhan’ı iki kere, Caner’i bir kere, Markovic’i ise hiç çıkaramayan Fenerbahçe, rakip on kişi kalınca, kanatlardan adeta on dakikalık sürede rekor bindirmeler yaptı. Ve o süreye kadar gol pozisyonu üretmekte müthiş zorlanan sarı-lacivertliler, on kişilik Başakşehir karşısında beş tane arka arkaya pozisyon buldu. İşte onlardan biri de zaten üç puanı Fenerbahçe’ye getiren pozisyonun başlangıcıydı.
Fenerbahçe yorgun. Sakatlıktan yeni çıkmış Caner gibi, Van Persie gibi ve hatta Markovic gibi maç eksiği olan oyuncular var. Üstüne üstlük Souza, Ozan ile Topal üçlüsü yan yana ve ısrarlı bir biçimde hücuma çıkmayarak oynuyor. Bu yapı Başakşehir’in çok işine yaradı. Zaten zor gol yiyen bir takım olan Başakşehir, orta alandaki bu kalabalık yapıyı çok lehine kullandı. Kendisi çıkmadı kontratak aradı ve Fenerbahçe’yi de çıkarmayıp onları da kendi evinde kontratağa zorladı. Bu da uzun süre oyunu sıkıştırdı. Van Persie ve Diego hamlesiyle kilidi açmayı planlayan Pereira, Başakşehir’in on kişi kalmasıyla amacına da ulaştı.
Bir paragraf da Fernandao’ya açmak lazım. Oyundan çıktığı dakikaya kadar ayağına gelen bütün topları ezmiş, hiç gol pozisyonuna girememiş ve ilginçtir rakip stoperleri de zorlamamış. Yani sahada yok. Doğal olarak hatta biraz da geç kalınmış bir hamle ile kenara çağırıldı. Garip bir tavırla ve sanki takımı kazanıyormuş gibi zaman geçire geçire kenara gelip soyunma odasının yolunu tuttu. Açık söylemek gerekirse yakışmadı ve çirkin bir tavır oldu. Pereira bunu affetmez, cezayı keser diye umuyorum.