Öncelikle Fenerbahçe taraftarına hoş geldin demek lazım... Çok uzun bir aradan sonra bir derbi dışında Kadıköy 40 bin kişiyi birarada gördü. Harikaydılar... Belli ki, onlar Fenerbahçe’yi özlemiş, Fenerbahçe de onları... Başlangıç böyle olursa devamını siz düşünün...
Ali Koç ve yönetimi bir “Yeniden Doğuş” gerçekleştirmişler... Bu dün çok net tribünde de saha içinde de ve özellikle kenar yönetiminde görülüyordu.
Hazır kenar yönetimi demişken Phillip Cocu’ya da hoş geldin mesajımızı iletelim... Ligin ilk maçına Barış ile başlayarak bu sezon sıklıkla gençlerden kurulu kadroyu sahaya süreceğini bize gösterdi. İlginç olan çok sevdiği ve Hollanda’da asla vazgeçmediği 4-3-3’e Topal-Souza ikilisini de adapte etmiş olmasıydı. Ne var ki 4-3-3 kısa sürdü... Biz uzunca bir süre o yıllardır alıştığımız 4-2-3-1’i izledik... Cocu mu istemişti, yoksa Topal’la Souza’yı yan yana gören diğer oyuncular alışkanlıklarına geri mi dönmüşlerdi bir izleyen olarak çözmek zor... Ama önceki sezonlardakinden biraz daha tempolu ve biraz daha az pas hatası yaptıkları da bir gerçek... Ancak savunmanın bireysel hata yapma alışkanlığı da her zamanki gibi hat safhadaydı. İşte o hataların en sonuncusunda da kaleci Volkan ile Skrtel birbirine girince yürekler ağıza geldi. Umut Meler VAR’a müracaat etmek zorunda kaldı.
Dün de çok net göründü, belki ligin ilk maçı ama son iki yılda olduğu gibi Fenerbahçe’nin temel sorunu bireysel savunma hataları... Takım savunmasında sorun yok... Hücuma çıkmada hiç sorun yok... Hele topun arkasında kalmada neredeyse kusur hiç yok... Ama o anlaşılmaz kişisel hatalar tüm olumlu görüntüleri bir anda ortadan kaldırıyor... Üstüne üstlük uzun süreli paniklere neden oluyor... Sanırım Cocu bunun farkındadır.
Dünün tartışmasız en özel oyuncusu Barıştı... 40 yıllık Fenerbahçeli gibiydi. Ya da yaşı kadar Fenerbahçe formasını ıslatmış havasındaydı. Özellikle ikinci yarı neredeyse tek başına Fenerbahçe’nin hücum temposunu belirledi... Müthiş bir özgüveni var. Yetenek Allah vergisi... Tek eksiği geri dönüşlerdeki zayıflığı... Ama emin olun çok kısa sürede o eksikliğini de giderecektir... Böyle devam ettiği sürece de kanatlarda oynayan ne Dirar ne Valbuena ondan formayı kolay kolay kapamaz...
Samet Aybaba’yı da kutlamak lazım... Yine gittiği her takımda olduğu gibi koşan, sürekli hücumu düşünen, sürekli oyun içinde kalan bir takım oluşturmuş... Bir kaç hafta sonra çok daha güçlü, zirveye oynayan bir Bursaspor izleyeceğimizden kimsenin korkusu olmasın...
Ve VAR... Bu sistem iyiki VAR... Kavga, küfür tartışma yok, adil bir yapı var...