GalatasarayGalatasaray'da Dursun Özbek'ten Fenerbahçe maçı itirafı! Karaborsa ve sponsorluk cevabı

Galatasaray'da Dursun Özbek'ten Fenerbahçe maçı itirafı! Karaborsa ve sponsorluk cevabı

24.09.2024 - 22:17 | Son Güncellenme:

Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, sarı-kırmızılı takımın gündemi hakkında açıklamalarda bulundu. Dursun Özbek, askıya alınan sponsorluk anlaşmasından, karaborsa bilet iddiaları ve Fenerbahçe derbisine kadar soruları cevapladı.

Galatasarayda Dursun Özbekten Fenerbahçe maçı itirafı Karaborsa ve sponsorluk cevabı

Galatasaray Kulübü Başkanı Dursun Özbek, sarı-kırmızılı takımın gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu. Dursun Özbek, askıya alınan sponsorluk anlaşması ve karaborsa bilet iddiaları hakkında soruları cevapladı.

Haberin Devamı

Galatasaray Başkanı'nın Fenerbahçe derbisi hakkındaki sözleri dikkat çekti.

Galatasaray'ın kamuoyunda tartışılan ve askıya alınan sponsorluk anlaşması hakkında konuşan Dursun Özbek şu sözleri dile getirdi:

"Biz aslında spor portalıyla bir sponsorluk anlaşması yaptık. Galatasaray'ın 40'a yakın sponsoru var. Bizim yaptığımız anlaşmaların hepsi tek taraflı anlaşmalar. Galatasaray değerlerine uymayan bir şey olduğu zaman tek taraflı fesih hakkı vardır, tüm anlaşmalar böyle. Reklam alırken bir haber portalını aldık, hassasiyetini hissedince tek maçta hemen askıya aldık, şu an inceliyoruz işin esası ne diye.

Bizim konuştuğumuz kısım, haber sitesiydi. Rakamsal boyutu önemli değil. Konuştuğumuz şey illegal bahis sitesi olup olmadığı konusu. Haber portalı bize sponsor olmak istedi. Toplumun hasssasiyetini hissettik, hemen askıya aldık.

Haberin Devamı

Bu marka, yurt dışında da birçok kulübün sponsoru. Bu sorunun sorulacağını düşündüğümden bir resim, fotoğraf buldum. Bir takside de var. Galatasaray şuna hep dikkat etmiştir; ülkesinin hassas olduğu konularda derhal reaksiyon veren bir kulüptür.

"HERKES BİZE REKLAM VEREMEZ"

Herkes bize reklam veremez. Buraya baktık. Bu tamamen haber portalı. Öyle çıktı. 15 milyon euro gibi para değil. Dediğiniz rakamlar 2-3 senede ulaşılabilen rakamlar. 2 sene için yaklaşık 14 milyon dolar civarında. Daha hiç para almadık. Baktık ki büyük hassasiyet var, askıya aldık anlaşmayı. Bir konuda sponsorluk yapıyorsunuz, hiç olmadık bir bağlantısı çıkabilir. Galatasaray hemen o işten vazgeçer, tek taraflı fesih hakkımız tüm sponsorluk anlaşmalarında vardır.

Şu an askıya aldık, konuyu inceliyoruz gerçekten. Bu anlatılan gibi mi diye. Böyle olmama ihtimali olabilir. Derinlemesine inceleyeceğiz. Şu an askıdadır. Galatasaray'ın bu tip konularda hassasiyetini tarif etmek mümkün değil, çok hassasız. İnceleme sonunda devam edebiliriz. Devam edebiliriz tabii. Problemli çıkarsa birilerine hesabını sorarız.

TFF'ye sorduk bu anlaşmayı. Formanın boyutlarına falan bakılıyor. TFF cevabını verdi bu konuda. Tamamen isme, markaya itirazı olmadı. Formanın reklam boyutları tamamdır, tüm sorumluluklar size ait olmak üzere maça çıkabilirsiniz dedi. Bu kadar bilinen bir şeyse, herkesin hassiyetiyse bize TFF 'Bu formayla çıkma' diyebilirdi. Hangi konuyu sorarsanız sorun, yasal sorumluluk varsa TFF kulübün üstüne bırakıyor.

Haberin Devamı

Kurumsal çerçevede sponsorlukla ilgilenen profesyonellerimiz var. Formanın arkası önü şort için falan pazarlamada bulunuyorlar. Talepleri değerlendirerek yönetime soruyorlar. Yönetim de inceleyerek kabul veya reddediyor. Profesyonellerin işi firmayı araştırmak. Bizim çalışanlarımız bu profesyoneller. Bir illegal bahis sitesiyle alakalı ise işimiz olmaz. Ardından içeride bir soruşturmamız olur. Konuyu askıya aldık, inceliyoruz. Yurt dışında örnekleri var. Torino'nun sponsoru. Dolayısıyla aslında olayı bu seviyeye getirmemek lazım. Galatasaray'ın hassasiyeti çerçevesinde birçok manada reaksiyon bulmuştur. İsmimizi kullanıyorsun diye Merit diye bir ihtarda bulundu. Bildiğimiz bir şey değildi. İçlerinde bir tartışma varmış. Galatasaray çevrenin hassasiyetlerini dikkate alır."

Haberin Devamı

"MAÇI EVDE YATARAK İZLEDİM"

Fenerbahçe derbisi hakkında gelen soruya cevap veren Dursun Özbek şu sözleri dile getirdi:

"Salıdan cumartesiye kadar futbol maçının, Fenerbahçe maçının heyecanı tüm ülkeyi sarmıştı. Bizim salıdan cumartesiye kadar yapacağımız o kadar iş vardı ki, sadece derbi değil, diğer konular da vardı. Şu kadarını söyleyeyim, salı ve cumartesi arasında o kadar rahattım ki... Yani, başka oynadığımız maçlardan daha rahat bir salı cumartesi geçirdim bu konu itibarıyla. Son dönemde Fenerbahçe'ye kurduğumuz bir üstünlük vardı. 5-6 maç oynadık benim dönemimde, deplasmanda 2 galibiyet 1 beraberlik. 10 gol atmışız, öyle dediler, 2 gol yemişiz. Maçla ilgili hiçbir endişemiz yoktu. Maça gitmedim. Evde yatarak izledim. O kadar rahattım.

Derbiye gitmedim. Gergin bir ortam var. Bazı gerginlikler de olmuş. Bizim için rahat bir maçtı. Tabii Okan Hoca da takımı çok iyi hazırladı. Güzel bir maç olduğunu düşünüyorum. Evde izledim. Galatasaray için artık alışkanlık haline de geldi Fenerbahçe derbileri. Bizim için nispeten kolay geçen derbiler.

Haberin Devamı

"GALİBİYET PRİMİ VARDI, VERDİM"

Özel galibiyet primi vardı, verdim. Rakam söylemem. Prim, oyuncularımla benim aramda. Bu maça özel... 30 milyon kişi sevindirmiş bu takım. 30 milyon kişi sevindirmiş! Dolayısıyla bunun rakamla ölçülmesi son derece yanlış. Bir tuttuğunuz takım itibarıyla düşünün, nasıl sevince boğuyor. Caddeleri görmediniz mi! Amerika'da, New York'ta kutlamalar yapıldı. Galatasaray bayraklarıyla insanlar caddelere çıkmış. Bunu maddi değer olarak ölçebilir misiniz!

Oyunculara vadesi geçmiş borcumuz yok. Derbi öncesi borçları sıfırladık, doğru.

"ATİLLA KARAOĞLAN İLE İLGİLİ TESPİTİM DOĞRUYMUŞ"

Hakem Atilla Karaoğlan ile ilgili tespitim doğruymuş. Maçta her akınımız tehlike yaratıyor, golle sonuçlanıyor. O uyduruk penaltı olmasa maç 5'lik 6'lık maçtı. Hakem bunu fark etti. Penaltıyla 3-1 oldu. Maçın 60'lı dakikaları. Farkın önüne hakemin kararı geçti. Aksi takdirde nasıl oynadığımızı gördünüz.

Trabzonspor bir açıklama yaptı TFF ile ilgili. TFF bizim federasyonumuz. Federasyonu biz seçtik. Daha lig başlayalı bu kadar yakın zaman olmuşken, TFF ile ilgili çok yorum yapmak doğru değil.

İki aday vardı, birisini tercih etmek zorundasınız. Bir seçim oldu. Bir tarafa oyumu kullandım. İki tane aday çıktı. Başka adaylar bizi ziyaret etti. Önümüzde iki alternatifli bir seçim vardı. Birini seçtik ve federasyon seçildi. TFF'nin geçmişten gelen olayları dikkate alarak tekrar aynı şeyleri yaşamak istemiyoruz. TFF'den beklediğimiz tek şey adalet. Ben geçen sene 1 hakem hakkında konuştum, içerideki Trabzonspor maçından sonra, galip geldiğimiz maçtan sonra Atilla Karaoğlan hakkında yorum yaptım. Başka hiçbir hakem hakkında yorum yapmadım.

Bir başkan, bir sezon boyunca tek bir hakem hakkında konuşmuş. Çok kötü yönetti. Maçı kazanmış olmama rağmen hakemi tenkit ettim. Önemli bir maça çıkıyoruz. Bu böyleyken niye tekrar bu atanıyor, hakem mi kalmadı! Hakem mi kalmadı kardeşim, inadına mı atadınız. Bunların dikkate alınması bence önemli şeyler. Atilla Karaoğlan, Fenerbahçe maçında verdiği penaltıyla maçın akışını değiştirdi. Tarihi farka gidecekti maç.

"UYDURUK BİR PENALTIYDI"

Dört beş olacak maçtı. Öyleydi görüntü. Penaltıyla iş bambaşka duruma geldi. Penaltılık bir şey değildi, uyduruk bir penaltıydı.

Hakemler... Bu dünyada da böyle. Hakemlerin dikkatli olması, gördüklerini çalması, adaletli olmaları lazım. VAR meselesi var. VAR, hakemlere büyük destek veren bir sistem. Yapılan hataları asgariye indirmesi söz konusu. Atamalarda MHK'nin kurumların hassasiyetlerini dikkate alarak yapmasında fayda var. Geçmişte yaşananlar var. Evvelki sezonda algoritmayla hakem tayin ediliyordu, öyle bir iddia vardı. Bu dönemde MHK nasıl atıyor, bilmiyorum. Atilla Karaoğlan bir algoritma sonucu mu çıktı, inadına mı çıktı?"

Karaborsa bilet iddiaları hakkındaki soruyu Dursun Özbek şu şekilde cevapladı:

"Soruyu sorarken karaborsa diye bir iddia var deyin. Bir şeyi nasıl iddia edersin, ne lazım? Elinde bir kanıt, resim, fotoğraf, yazı lazım. Bir tespit olur değil mi? İddiada elinizde bir kanıt lazım! Burada öyle bir şey yok. Dolayısıyla iddianın altını dolduracak, iddiaya temel olabilecek kimsenin elinde bir kanıt yok!

Kanıt yoksa bu dedikodu olur. Bu dedikodu, iddia değil. Bu konuşulmaya başlanan günden itibaren, sponsorluk lansmanında, divanda dedim ki 'Arkadaşlar böyle bir şeyi iddia ediyorsunuz, iddia ettiğiniz konuyu getirin bana, elinizde ne kanıt ne belge var getirin' dedim. 'Babamın oğlu olsa kafasını koparacağım' dedim. Belge getirmediler.

Bunu iddia şeklinde ortaya atanlar, bu dedikoduyu konuşanlar, sonra şöyle dediler, 'Ben Ahmet'ten duydum', Ahmet'e soruyorlar 'Mehmet'ten duydum', sonra 'Hasan'dan duydum' diyor. Bu bir dedikodudur. İş burada hukuka aksetmiştir. Hukuka aksettiği için bazı şeylerin söylenmemesi lazım. Şu an konu yargıda. Ben bizzat bu talebi yaptığım zaman insanlardan elindeki belgeleri talep ettikten sonra hiç kimseden bir şey gelmedi.

Ben bilet satışlarıyla ilgili soruşturma yaptım. Passolig'e gittim, insanlarla konuştum. Bir kişi bana bazı bilgiler verdi, belge de verdi, bu işin peşine gittim. Bizle alakası olmadığını, kulübün bir dahli olmadığını tespit ettim orada. Başka da kimseden bir şey gelmedi.

Karaborsa dünyada var. ABD'deki basket maçında da var, Olimpiyatlar'da da var, Roland Garros'ta da var, her yerde var. Bizim tespit etmeye çalıştığımız... Portallar var banabilet, onabilet diye. Dünya kadar maçın biletleri satılıyor, Fenerbahçe - Galatasaray maçı bileti de vardı. Bu karaborsa ne bir kulübün nezdinde oluşuyor, ne de sadece futbolda oluşuyor. Bu böyle bir sistem var. Bu sistemin içerisinde iddia edilen, dedikodu şeklinde söylenen husus şuydu; Galatasaray'dan 18 kişi sorguya alındı, 2'si yönetim kurulu üyesi. Kendi yönetimime bakıyorum, kimse savcı tarafından çağrılmamış. Bu 18 kişi kim diyoruz, onlardan bir cevap yok. Çağırıyoruz, kimse bilgi belge getirmiyor. Bu bir dedikodu şeklinde kaldı. Hukuka intikal ettiği için yakında neticelenecek. Bu konuyu konuşan kişilerin savcılık tarafından ifadeleri alınıyor.

Bu mesele, Galatasaray halka açık bir şirket olduğu için zarar vermek için ortaya atılan bir mesele. Önemli bir rakibimizin, bu dedikodulara istinaden, Maliye'ye İçişleri Bakanlığı'na THY'ye aklına gelen her yere şikayet etmiş.

"KATİL BİRAZ GEÇ GELDİ"

Rakip kulübün iddiaları çerçevesinde; katil, cinayetin işlendiği yere ilk gelir. Katil burada biraz geç geldi. Önce konuşuldu, sonra ortaya çıktı. Bu bile nereden neşet ettiğini ortaya çıkarıyor. Biraz aynaya bakmak lazım. Bunu iddia eden kişilerin, portallara girince en başta Fenerbahçe - Galatasaray maçının karaborsa biletleri ortaya çıkıyor.

Maç günü bizim 10 bin bilet satma hakkımız var. Bu 10 bin biletin yüzde 92'si Passolig vasıtasıyla satılıyor. Dolayısıyla biz 10 bin biletin, 700-800 tanesini kurumlara veriyoruz. Futbolcuların aileleri gelmek istiyor, başka kurumlardan bilet talepleri geliyor. Bunlar Passolig üzerinden yapılıyor. Bilet operasyonunda, bileti alıp elden şu paraya satmak mümkün değil. Bu öyle bir dedikodu silsilesi haline geldi ki birileri dedi ki, bu karaborsa parasıyla transfer yapıyorlar dediler. Böyle bir şey olabilir mi Allah aşkına!

58 milyon euro karaborsadan para kazanılıyor, Galatasaray buradan transfer yapıyor. Ben bütün stadyumu karaborsa yapsam senelik geliri 56-57 milyon euro. Bir senelik gelirimiz bu kadar zaten. Bu dedikoduların net cevabını yargı verecek. Konuşanlar savcılığa çağrılıyor.

Bu konuyu Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin konuşuyor. Onlara çağrı yapıyorum. Yanlarına gittim. 'Bunu konuşuyorsun ama neye dayanarak, ben bu kulübün başkanıyım bana söyle, sen de Galatasaraylısın' dedim. Ellerinde bilgi belge yok ama bu konuşmalar durmuyor. Bu bana gelmediğine göre ben gideyim hukuka başvurayım, savcılığa gittim, 'Böyle böyle iddialar var, ben halka açık bir şirketim, bu kulübüme zarar veriyor, böyle anılmak hoşumuza gitmiyor, bu insanları çağırın sorun Savcım' dedim. Bilgi belge istiyorum vermiyorlar. Savcılığa gidip 'Eğer bu iddialar doğru değilse gereğini yapın' dedim. Biz bu iddiaların peşine düştük, doğrusunun ortaya çıkması için... 'Bir şüphe varsa yüzde 80-90 olarak değerlendirin' dedik.

Dedikodular öyle bir çerçeveye bürünüyor ki, kişileri itham ediyorlar. Sadece masumiyet karinesi değil, Galatasaray'a yönetici olarak seçilmiş kişiler, Galatasaray genel kurulu doğru düzgün yakışır kişiler olarak seçiyor, bu kişiler hakkında dedikodu ortaya attığınız zaman bu kişiler rahatsız oluyor. Bunun durmaması, bunun devam etmesi... Farklılaşmaya başladı bu iş. Bilet karaborsası, kara para, 56 milyon euro, onun parasını buradan ödediler falan... Halka açık bir şirket böyle bir şeye tahammül etmez. Onun için savcıya gittim. Savcılık soruşturması yakında neticelenir. O zaman gerçeği öğreneceğiz. İnsanlar ne demiş, önce ne demiş, savcıya ne demiş?

Yönetim içinden birinin karaborsaya bulaşacağına dair şüphem yok. Bilet ve kombine satışından sorumlu kişinin görevini değiştirmedik. Passolig vasıtasıyla satılıyor biletler. Kombineler de devir hakkı veriyorduk insanlara, 7 sefer falan devretme hakkı vardı. En son yaptığımız değişiklikle bunu 3'e indirdik. Devredeceğin kişilerin TC'lerini de önceden ver dedik. Bu değişikliği yaptık. Onun dışında Passolig ile bir görüşme yaptım. Burada Galatasaray'ın hedef olmasının sebebi her maçın 50 bin kişiye oynanması. Saniyelerle bitiyor maç.

Young Boys maçında yeniden satış olduğu için o kadar bilet kaldı. 8 bin civarında. Herkes tatildeydi çünkü. Fenerbahçe maçında 700 civarında yeniden satış vardı. Dedikodunun ne sınırı vardır ne sonu. Rizespor maçını 45 bin kişiye oynadık. Böyle bir sıkıntının olduğu maçlar belli, büyük maçlar, Avrupa maçları, derbiler. Biz bu işin sıkı takipçisiyiz. Bu işe rakip takımın karışması, mercilere bizi şikayet etmesi, bu işin nereden neşet ettiğinin daha büyük delili. Yaptığımız maçlarda bizle baş edemeyen rakibimiz, bu konuyu bunlara yapıştırırsak düşüncesini kamuoyuna sunuyorum.

Elinizde delil yoksa rakip takım hakkında da böyle bir şikayette bulunmamanız lazım. Ali Yüce neden istifa ettiğini açıkladı. Young Boys maçı öncesi yapılan açıklama nedeniyle istifa etti. Haksız buldu. Ali benim oğlum kadar sevdiğim biri, hala öyledir. Babası çok iyi arkadaşım, babasının ağabeyiyim okuldan. Hem babası Ahmet, hem oğlu Ali ile ilgili sevgim hiç eksilmemiştir.

Karaborsa ile ilgili gelen belgeyi araştırdık ve sonuçlandırdık. Konuyla ilgili bana gelen belgeyi ben dibine kadar araştırdım, buldum. İç soruşturmayı yaptık. Bizle ilgili bir şey yok. Tövbe böyle bir şey yok tövbe. Dedikoduya esas teşkil eden konu, kulüp yönetiminin bir organizasyonla bu işi yaptığıdır. Bunu konuşanlar savcılığa ifade verdiler, ifadeleri görmedik. Konunun anlaşılması, dedikodu olduğunun anlaşılması, savcılık soruşturmasından sonra belli olacak.

Galatasaray eleştiriyi seven bir camia. Dursun Özbek ve yönetimi, 2 sene şampiyon olmuş. Konsolide olarak 5.2 milyar TL kar açıklamış. Galatasaray tarihinde ilk defa Florya'nın yapılmasından sonra 14 bin 500 metrekarelik yeni bir tesis yapıyor. Dursun Özbek yönetimi, adayı tekrar Galatasaraylılar'a açmış, tadilatına devam ediyor. Dursun Özbek yönetimi, stadyumun hemen dibindeki 62 dönüm arsayı kazandırmış, tüm amatör şubeleri toplamak için proje yapıyor. Dursun Özbek yönetim, Mecidiyeköy'deki binasını rezidansa çevirip başarılı satış dönemi geçirmiş. Dursun Özbek yönetimi, Florya'daki tesislerin 20 dönümü kendisine aitken 45 dönümlük yeri satın almış, burada proje geliştirmek suretiyle Bankalar Birliği Anlaşması'ndan çıkacağım demiş. Finansalları açıklayacağız, iyi bir kar eden Sportif AŞ'si var. Dursun Özbek yönetimi daha ne yapması lazım ki eleştirilmesin. Galatasaray'daki eleştiri kültürünün nihayetsiz olduğunu, Galatasaray'ın başarılarının altında da bu eleştiriler yatar.

Önemli birkaç husu var. Hem Türkiye'nin hem benim camiamım bilmesi lazım. Bazı hususlar nasıl dedikodu oluyor, anlatıyorum. Karaborsa yapmak istese bir yönetim, işe başladığımız 2 sene evvelden bu yana bilet fiyatlarını 25 misli artırmışım. Kombineleri 20 misli artırmışım. Bu iddiaların, dedikoduların gerçek dışı olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Bu zihniyette olan birisi biletleri 20-25 kat artırır mı? Bizi bu şekilde Maliye'ye şikayet ediyor, İçişleri'ne, SPK'ya şikayet ediyorlar. Hiçbir sıkıntı yok. İnsanların şunu bilmesi lazım; bu dedikoduyla suçlandığı zaman insanlar 'Bunlar karaborsadan bilet satıyorlar, vergi vermiyorlar' falan diyorlar. Biz son 2 senede ne kadar vergi vermiş Galatasaray Spor Kulübü; SGK primleriyle beraber 3.5 milyar TL vergi ödemiş. Vergi silinmesi diye bir şey söz konusu değil. 3.5 milyar vergi vermişiz. Galatasaray Spor Kulübü olarak özellikle bu dönemde, şunu iddia ediyorum, vergi boyutunda temerrüde hiçbir zaman düşmedi. Bu çok önemli bir şey. Galatasaray Spor Kulübü, devlete olan borcunu öderken hiçbir zaman temerrüde girmedi. 2 sene boyunca 3.5 milyar lira vergi ödemişim. "Hodrimeydan diyorum. Onlar da çıksın '5 milyar vergi ödedim' desin.

Bu dedikodularla, suçlamalarla baktığınız zaman, ben ticaretin içinden geliyorum, bunlar vergi kaçırıyorlar akla gelir. Ben kamuya bilgi aktarıyorum. Biz öyle kulüp değiliz, bu gömlek bize uygun değil, başkalarına uyar mı bilmem, bize uymaz. Ben bu kadar vergi ödüyorum, temerrüde düşmemişim.

Galatasaray, oyuncusuna kadar gününde ödeme yapar. En çok iftihar ettiğimiz şeylerden biri finansal yapıyı kendisine yakışır seviyeye getirmesidir. 2 milyara yakın faiz ödemişim, kullanılan kredilerin ana paralarını ödemeye başlamışım. Biz Dursun Özbek yönetimi olarak, söz verdiğimiz her şeyi yapmaya çalışıyoruz.

Galatasaray, stadyuma yıllık ne kadar ödüyor bilmiyorum. Tüm stadyumlar Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nündür, bir pay ödenir. öyle bir şey olabilir mi yahu! Devletin böyle bir ayrım yapması mümkün mü, değil, bence değil.

Biz böyle bir şeyin Galatasaray için yapıldığı noktasında değiliz, kabul etmeyiz. Fenerbahçe ne ödüyor, ne istiyor bilmiyoruz. Stadyuma ne kadar kira ödediğimiz hafızamda değil şu anda. Şunu iddia ediyorum, yapılan iddiaların temeline girdiğimiz zaman şu anlaşılır, rakip takım onu iddia ediyor, vergi kaçırıyorsun diyor. Galatasaray düşündüğün gibi bir kulüp değil. 3.5 milyar vergi ödemişim. Sen de açıkla!"

Erden Timur'un ayrılık süreci hakkında konuşan Dursun Özbek şu ifadeleri kullandı:

"2 sene beraber çalıştık. Çok da başarılı yönetim gösterdik. Erden ile konuştuğumda, kendisi Sportif AŞ'deydi, dernekte seçilmiş yönetici değildi. Devam etmesinin iyi olacağını söyledim. O da işlerinin, kulübe fazla mesai ayırdığı için.. Gerçekten başarılı dönem geçirdi, 2 sene şampiyon oldu. İşlerinin etkilendiğini söyleyerek yönetime devam etmek istemediğini söyledi. Erden, Galatasaray sevgisi olan biri, ileride mutlaka hizmet etmeye yönetecektir.

Kendisine sormak lazım. Dolayısıyla Galatasaray'a hizmet eden kişilerle sorunumuz olmaz.

Erden'e, 'Beraber iyi iş yapıyoruz, devam etmemizde fayda var.' tavsiye ettim. Bunu basına da söyledim. Kim ne yaparsa yapsın, başkana yazar. İyi yapılan şeyler kişilerin üzerinde kalır, kötülerin hepsi başkanda kalır. Galatasaray başkanlık sistemi olduğu için... Galatasaray'da sivrisinek ölse sorumlusu başkan. O itibarla söylenen bir laftır bu."

Cenk Ergün'ün istifa süreci hakkında konuşan Dursun Özbek şu ifadeleri kullandı:

"Cenk Ergün'ün istifa ediş şeklini tasvip etmiyorum. Ben onun ağabeyiyim, başkanıyım, patronuyum. Böyle sosyal medya üzerinden istifa olmaz. Bunu bir tarafa koyun. Onun ağabeyi olmam hasebiyle kırgınlık yok, kızgınlık var. Böyle istifa olmaz. Kendisiyle geçmiş dönemde de çalıştık. Sevdiğim, becerikli, işini bilen bir kardeşim. Gelirsin oturup konuşuruz, nedir derdin sıkıntın... Konuşma fırsatımız olmadı. Belli bir süre seyahate gitti. Döndüğünde konuşacağız.

Kızgınlık doğru kelime. Cenk'in ağabeyiyim ama kendisi neticede bir profesyonel. Bütün bu ilişkileri dikkate aldığın zaman bir usul vardır. Gelirsin anlatırsın, nedir ne değildir, yardımcı olabiliyorsak çözebiliyorsak çözelim. Buna fırsatımız olmadı. Transfer dönemi bitti, izne gitti. Geldiği zaman kendisiyle konuşacağım ama kızgın olduğum kesin."

"DERDİMİZ GALATASARAY KAZANSIN"

Florya Projesi hakkında konuşan Dursun Özbek şu ifadeleri kullandı:

"Florya meselesi şu; Florya'da bizim 65 dönüm arsamız var. 20 dönümü Galatasaray'ın eski tapulu malı, 45 dönümünü ben satın aldım ve parasını da ödedim. Kefil oldum kredi aldım ve ödedim. 5 kuruş borcu yok arsanın. Arsanın imar durumu var. Arsaya da 100 bin metrekare yaklaşık, konut inşaatı yapmak mümkün. 100 bin metre satılabilir alan elde etmek için 130 bin metrekare inşaat yapmak zorundasınız, otoparkı şusu busu. Biz yaparsak ne kazanırız mantığıyla yola çıktık. Ben inşaat yapıyorum, Erden de yapıyor. Mecidiyeköy ve Kemerburgaz'a girince gördük ki, 100 bin metrekare işin şantiyesi için en aşağı 35-40 milyon dolar paraya ihtiyaç var. Bu kabil inşaatları yapabilecek Türkiye'de 6-7 firma var. Biz kendimiz yapalım iddiasıyla ortaya çıktığımız zaman, bu büyük inşaat firmaları var ya bir şey değil yaptıkları demiş oluruz. Galatasaray olarak çok büyük 150-200 kişinin çalıştığı sistemlere gireriz. Kemerburgaz'da geçtiğimiz süreç bize bir şey gösterdi, inşaat işlerine hiç bulaşma. Bunu bugün değil dün de söyledim. Mecidiyeköy'de yaşadıklarımız bize 'Sen spor kulübüsün, gayrimenkullerini değerlendirebilirsin ama bu işlere hiç bulaşma' dedi. Net gösterdi bu 2 proje.

İnşaat işine giriştiği zaman, bu kabil bir inşaatı yapacak firmalar sayılı. Firmanın donanımı şöyle olması lazım, 15 mimar, 25-30 bilmem ne, 150-200 işçi, kredibilite falan olması lazım. Bir Dursun Özbek ve Erden Timur ile olacak iş değil. Biz bunları geliştirelim, hasılat paylaşımı yapalım. En bu işi bitirebilecek firmayla ihaleye çıkalım, açık ihale, hasılat paylaşımı suretiyle Galatasaray'a kazandıralım. Derdimizin büyük kısmı şu; delikli kuruş bile Galatasaray'ın kursağına gitsin.

6 Temmuz'da yeniden yetki için genel kurula gittik. Diğer üyelerin de şöyle, böyle yapalım sözleri vardı. Bir konsensüs ile bu yetki Dursun Özbek yönetimine verildi. Konudaki tüm hassasiyleri dikkate alarak Adnan Polat Başkandan rica ettim. Sen bu işi iyi bilen birisin, bu ihale sürecini yönetir misin dedik. Bir ihale komisyonu kurduk, hazırlıkları bitti. Çok yakında ihaleye çıkacağız. İhalenin sonucunda da hasılat paylaşımı ihalesi olacak. Adnan Polat başkan çok titiz çalışıyor komisyonuyla.

Adnan Polat başkan şunu diyor, asgari 300 milyon dolar Galatasaray'ın payına para düşer diyor. Biz de zaman zaman diyoruz ki, 800 hasılat olursa 400 milyon dolar, inşallah 900 milyon dolar, 13 bin dolar metrekareden olursa yarısı 650 milyon dolar Galatasaray'a kalır. Bu bir hasılat projesi ihalesidir. 50'ye 50 mi olur, 51'e 49 mu, 52'ye 48 mi? Bu belli olacak.

Bir an evvel bu işi yapmak istiyoruz. Ben her ay 100 milyon lira faiz ödüyorum. Senede 1.5 milyara yakın. Bir an evvel bu projeyi devreye sokayım ki Bankalar Birliği anlaşmasından çıkayım. Faiz yükü yüzde 50'lere gelmiş. Ben ne yapacağım ki, anlaşmada kalınca gelirimin yarısı Bankalar Birliği'ne gidiyor.

Adada tadilat yapmalıyız. 6500 metrekare, 2500 metrekare Galatasaray'ın tapulu malı. Diğer 4000 metrekarenin tapusunu aldım Milli Emlak'tan. Böyle bir değeri Galatasaray'a kazandırmışım. Yönetim kurulu arkadaşlarımın katkısıyla kulübe yük etmeden yapmışız. Erden de parasıyla puluyla, kendi elemanlarıyla çok emek verdi. Dünya güzeli bir yer. Bunlar yapmışız.

Bankalar Birliği'nden çıkmak istememizin sebebi şu; büyük faiz ödüyoruz. Galatasaray'ın mevcut gelirleriyle bunu ödeyemeyiz, mümkün değil. Bu anlaşmadan çıkacağız. Florya projesini de ona bağlı olarak devreye soktuk. Yönetimle beraber yaptığımız işler hakikaten çok güzel işler.

Rakiplerimiz 'Galatasaray gayrimenkul şirketi mi' diye bizi eleştirirken, bugün onlar da gayrimenkullerini değerlendirmeye çalışıyorlar.

Arkadaşlarımla koyduğum hedefler var, bu hedefleri tamamlamak istiyorum. Florya'nın ihalesinin yapılması, Bankalar Birliği'nden çıkmak, stadyumun yanındaki 60 dönümlük arazide spor salonu yapmayı, projeleri bitti, imar için askıya çıkacak yakında. Galatasaray, tesisleşme sorununu bitirmeden Galatasaray Spor Kulübü olarak beklenen başarıyı sağlaması mümkün değil. Neden? Judo Anadolu Hisarı'nda, voleybol bilmem nerede, bir kısmı Taçspor'da, bir kısmı Burhan Felek'te, basketbol başka yerde, altyapı için bilmem neredeki belediyeden salon yalvarıyorum. Bu 60 dönümü bu yüzden önemsiyorum. Onları bir araya getirirsek orada, stadyuma 5 dakika mesafede. Orayı Aslantepe Vadisi haline getirmek hayalim var.

Sezonu 3 Temmuz'da Kemerburgaz'da açtım. Orada bir talihsizlik yaşadık. Verdiğimiz sözün arkasındayız, çabalıyoruz. Maalesef, müteahhit firma konkordato ilan etti. Yoksa hedefte bir şaşma yoktu, ne finansal ne hizmet. Zerre şaşma yok. Müteahhit işi bırakınca bizi rötara soktu. Bu rötarlar, kabul edilebilir rötarlar. Müteahhit işi bırakmış, ne yapacaksınız, yönetimle üstümüze aldık. Nazar değer diye tarih vermiyorum. Çok kısa sürede Kemerburgaz'a geçeceğiz. Hocamızla da konuştum."

Barış Alper Yılmaz için gelen soruya cevap veren Dursun Özbek, "Öyle bir teklif gelmedi. Biz başka yerlerde mi yaşıyoruz? Ben duymadım Barış Alper'e 25 milyon euro teklif, duymadım. Teklif olmadı" dedi.

Kerem Aktürkoğlu'nun Benfica'ya transferine değinen Dursun Özbek, "Kerem transfer yapmak istiyor. Ağabeyiyim, başkanıyım, o da benim kaptanım. Avrupa'da oynamak için büyük bir iştahı var. Spartak Moskova'dan teklif geldi, 'gitmem' dedi. Son anda Benfica'dan teklif geldi. Bize büyük hizmet etmiş birisi. Kendi kariyerini şekillendirmek istiyor, Avrupa'da oynamak istiyor. Kerem bizim evladımız olması hasebiyle önüne geçmeyi hiç düşünmedik. Neticede bize emek verdi, takımın şampiyonluklarında etkisi var. Önüne Benfica gibi bir fırsat gelmiş, Galatasaray'a da para kazandırarak gitmiş. Mani olmak istemedik. Belli bir mesuliyet de yükleniyorsun. Size hizmet eden biriyle ilgili karar alıyorsunuz" şeklinde konuştu.

Yunus Akgün'ün performansına dikkat çeken Dursun Özbek, "Yunus'un son maçını çok beğendim. Yuvadan yetişmiş kişiler. Değerleri bizim için çok büyük. Anlatılmaz seviyede büyük. Yunus çok başarılı. Aynı seviyesini korur, Galatasaray'a bir süre hizmet ettikten sonra Avrupa'ya gitmek isterse mani olmayız" dedi.

Cenk Ergün'le görüşmediğini belirten Dursun Özbek, "Ben daha Cenk Ergün ile görüşmedim. Uğur Yıldız da bizim önemli elemanımız. Arkadaşlarımla bir karar alacağım" açıklamasını yaptı.

Mecidiyeköy tartışmalarına değinen Dursun Özbek şu sözleri dile getirdi:

"Mecidiyeköy'de tapuları vermediğimiz yalan. Doğrusu şu; Galatasaray'ın yapılanmasından kaynaklı olarak tüm gayrımenkuller üzerinde Bankalar Birliği'nin ipoteği var. Yaklaşık 23 milyar TL mertebesindeki mal varlığına el koymuş. Mecidiyeköy'de de bu ipotek var. Bankalar Birliği Konsorsiyumu ile şöyle anlaşma yaptık, kat irtifaına geçtik, şu daire, bu daire diye numaralandırmışım. Yaptığımız tüm satışların nakdi ve senedi konsorsiyuma gidiyor, yapılandırma anlaşmasının gereği olarak. Önce nakit gidiyor, yarısını Bankalar Birliği alıyor, diğer yarısını biz kullanıyoruz. Senetleri de oraya veriyoruz. Senetler de ödendikten sonra Bankalar Birliği oradan tapuyu veriyor. Borcunun tümünü ödedikten sonra Bankalar'a müracaat ediyorsun, tapumu ver diyorsun. Bankalar Birliği o dairenin üstündeki ipoteği çözüp daireyi veriyor. Bizdeki sistem bu. Silahlı olay şu; oradaki taşerondan işi yapan adamın alacağı var. Adam şantiyeye geliyor, silahını çekiyor, bana taşeronun ismini veriyor, bu kişiyi getirin buraya diyor. Benim ne işim olur silahla."

"Kasa kolaylığı sağlıyor musunuz" şeklindeki soruya Dursun Özbek, "Galatasaray'ı bu tip konularla şey yapmayalım" cevabını verdi.

Riva Projesi'ne parantez açan Dursun Özbek şu ifadeleri kullandı:

"Galatasaray'ın şu anda Riva'da 125-130'a yakın villası var inşa halinde. Galatasaray'a ait olan kısmının değeri 2.5 - 3 milyar değerinde. Satışlar biraz yavaş gidiyor, ekonomik durum nedeniyle. Bu villalar Galatasaray'ın malıdır. Satılmasıyla beraber bu para gelecektir."

Türk futbolunun problemlerine değinen Dursun Özbek şu sözleri dile getirdi:

"Türk futbolunda üslup sorunu var. Şöyle ki, neticede spor kulüplerinin mücadele ettikleri yer sahanın içi. 11 kişi bir tarafa 11 kişi bir tarafa, ortaya bir top atıyorlar, birisi kazanıyor birisi kaybediyor. İş burada bitmeli. Büyük camiaların problemi şu; bir takım düşünün, bir başkan 6 sene şampiyonluk bekliyor olmluyor. O zaman seyirci, sosyal medya baskısı insanları başka bir tavra, söyleme, şekil sergilemeye itiyor. Gerginlik işte burada çıkıyor.

Düşünün biz bir maç oynadık. Geçen sezon sonuna doğru... Galatasaray - Fenerbahçe maçı. Sondan bir hafta evvel. Galatasaray 1-0 kaybetti. Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, maç bittikten yani 1.5 saat sonra, 2 saat sonra Galatasaray Spor Kulübü Rams Park'a geliyor, oradaki insanları darp ederek içeri giriyor, sahaya çıkmak istiyor bilmem ne bilmem ne. Buna bir gerek var mı, niye yani! Maça gelmemişsin zaten. Galip geldin, bunun sevincini yaşa. Galatasaray Spor Kulübü Stadyumu Görevlisi'nin boynunu niye kırıyorsun? Hakemleri niye 'tokatlayın' falan diyorsun, bunlara gerek yok!

Bu iklimden herkes şikayetçi, değişmesinin gereği var. Kabul edilebilir bir iklim değil. Onun için Galatasaray Spor Kulübü, bu konunun itidalle çözülmesi gerektiğini defalarca dile getirdi. Bu sezon inşallah benzer durumları yaşamayız. İnşallah geçmişte ders aldığımız olaylar tekrarlanmaz. Bu sezonda böyle bir beklenti içinde değilim. Fenerbahçe ile oynadığımız maçta sadece yöneticilerin bulunduğu yerde ufak tefek şeyler oldu. Saha içinde gerginlik olmadı."

"Victor Osimhen ve Mauro Icardi bir arada oynar mı" sorusuna Dursun Özbek, "Bence oynar! İkisi de dünyada ilk 20'ye girer. Tabii bu hocanın takdiri. Futbol oynamış bir adam olarak söylüyorum, futbolun içinde ikisinin beraber oynayacağı sistemler var. Okan Hoca bu transferi onaylarken bu sistemi kurmuştur. Icardi, Batshuayi, Osimhen çok güzel bir üçlümüz var" cevabını verdi.

Dursun Özbek şu şekilde sözlerini noktaladı:

"Osimhen gelince çok heyecanlandım. PAOK ile maçımız var. Orada da seyredeceğiz. Hakikaten bu önemi, övgüyü hak etmiş bir kişi Osimhen.

Galatasaray, Avrupa'da yarışacaksa bazı yıldız futbolculara, taraftarımızı memnun edecek oyunculara ihtiyacı var. Mertens'e verdiği pası gördün mü! Prim verdiniz mi diye sordunuz ya! 30 milyon taraftarı, yaz kış demeden destekleyen taraftarı, sevince boğmak ne demek! Sabahlara kadar sokaktaydı bu insanlar. Bunun mutluluğunu bir başkan olarak yaşamanızı dilerim. 30 milyon insanı mutluluğa boğuyorsun!"