Fabian Torres

Fabian Torres

spor@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İlk 45 dakikayı nasıl yazayım telaşına düştüm. Sahaya baktım, seyirciye baktım, Fenerbahçe’nin kadrosuna baktım. Herşey mükemmel. Ama sonra gördüm ki, Alex’in sırtına binmiş bir forvet anlayışı... Niang, Alex pas atarsa gol pozisyonu buluyor. Brezilya Milli Takımı’nın sol ayağı Santos sanki “İlk yarı bitse de evime yılbaşı tatiline gitsem düşüncesi” içersinde. Cristian varlığı ile yokluğu oynuyor. Volkan takımının kurtarıcı rolüne bürünmeyi kabullenmiş. Forveti besleyecek orta saha yok olmuş. Kısacası Fenerbahçe’de bir oyun kurgusu aradım. Zorlandım.
Stadda Fenerbahçe taraftarı olmak istemezdim. Büyük bir takımın seyircisi bir maçta, rakip zayıf da olsa güçlü de olsa ben acaba galip gelebilir miyim düşüncesine kapılıyorsa, o takım büyük olmaktan çıkmıştır. Eminim ki, Fenerbahçe’ye gönül veren taraftarlar bu ruh haliyle karşılaşmaları izliyorlardır. Tatsız tuzsuz bir 45 dakikaydı özetle...
İkinci yarının başında Fenerbahçe için daha önce yazdığım yazılara baktım. Can sıkıcı, monoton, heyecandan uzak ve Kocaman’a eleştiriler vardı. Bir de özel parantez açtığım faktörü... İşte haftalardır izlediğimiz Fenerbahçe için yapılacak yorum bu... Alex takımın kurtarıcısı oluyor, oyunu sırtlıyor vs. vs... Sivasspor’un hakkını yemek istemem. Ancak bu Fenerbahçe 90 dakika dikkatimi resmen başka yöne çevirdi.
1-0’lık galibiyetin, ne taraftarı, ne yönetimi sevindirdiğini sanmıyorum. Ligin ilk yarısı için Fenerbahçe’ye vereceğim tek not vasat olacaktır.