Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Görüyorum, Aziz Yıldırım’ın daha dönmeden Rasim Ozan Kütahyalı ve Beyaz TV ekibine verdiği “ilk röportaj” sözünü benim engellediğim algısı var medyada...
Evet... Sanıyorum bir tek ben yazmıştım böyle bir buluşmanın uygun olmayacağını. Gerekçelerini de açık açık eklemiştim.
Lakin bugüne kadar kararlarını kim etkileyebilmişti ki Yıldırım’ın, ben yapayım?
Belki hatırlattım...
Dönüş heyecanı geçtiğinde doğruyu kendisi buldu.
İşin ilginç yanı, “ilk röportajı” atlayacağı ortaya çıktığında da sus pus oldu kanallar/gazeteler, iptal edildiğinde de.
Gazetecilik ölmüş be...
***
Biz bu işle meşgulken es geçtiğim bir tespiti şimdi yazayım:
Aziz Yıldırım’ı bir sene boyunca neden hapis yatırdılar?..
“Delilleri karartma ve yurt dışına kaçma ihtimali var”!
Birincisi, karartmak mümkün değilmiş; delillerin zaten “karanlık” olduğu anlaşıldı.
İkincisi, kaçmasın diye bir sene kilit altında tutulan adam, en az iki sene yatmak için tatilini yarıda kesip koşa koşa yurda döndü.
Kapak olsun bu alemde delikanlı geçinenlere.

Haberin Devamı

Cüneyt Çakır’ı bekleyen tehlike!

Bu topraklardan çıkıp Dünya Kupası’nda kral olacak ikinci hakemimiz olduğu için Cüneyt Çakır ile ne kadar iftihar etsek azdır.
Kendisi ilk sahaya çıktığından beri hayal ettiği hedefine, biz 40 yıldır beklediğimiz bir futbol şerefine ulaştık işte...
Bitti mi olay?
Hayır.
Bizim açımızdan da bitmedi, Çakır açısından da.
***
Bir kere Çakır istisna olmasın...
Bize yeni Cüneyt Çakır’lar lazım.
Cüneyt Çakır’a ise hakemlik kariyerini futbol adamlığında perçinlemek ve yüceltmek...
Müthiş kariyerli, düzgün duruşlu, akıllı bir futbol adamı olarak asıl işi düdüğü asıp emekli olduktan sonra başlayacak.
Müstakbel bir MHK Başkanı izliyoruz bugün.
Hatta bir UEFA yöneticisi.
Bu hedefleri bir tek şey aksatabilir; o da Cüneyt Çakır’ın emekli olduktan sonra “yorumculuğa” ikna edilmesi.
***
Evet... Futbolun içinden yetişmiş, her türlü dünya tecrübesi edinmiş, saygın, aydın bir evrensel değerimizin sıradanlaşıp tüm yeteneğini futbolu magazinleştirmeye kullanması ile Türk ve Dünya Futbolu’na büyük katkılar yapması arasındaki ince çizgi bu işte:
Emekli olunca yorumculuk mu yapacak, yoksa birikimini yine futbol için mi kullanacak...
Bu çizgiye basıp ötesine geçerek yitip giden, popüler kültürün enstrümanı haline gelen ve potansiyellerinin ancak yüzde onunu değerlendiren nice yeteneklerimiz vardır bilindiği gibi.
***

Haberin Devamı

Çünkü bu ülkede televizyon yorumculuğu denilen uğraşın olmazsa olmazı bilgi ve öngörü değil, şov ve sansasyondur.
Büyük konuşup sıkı kavga edeceksin, bağıracaksın, dün söylediğinin tersini söylesen de önemi yoktur; en müthiş yorumcu sensin!
Suçlu aramayın.
Vatandaş öyle istemektedir.
Vatandaşın istediğini yapamayan allame-i cihan olsa nafile. Magazin, vatandaşın magazin damarını beslemekte, yeni futbol magazincisi nesiller yaratmakta, o nesillerin futbol magazinine talebi artmaktadır.
Yakın gelecekte şarkı
söyleyip, cambazlık yapabilen futbol yorumcuları tercih
nedeni olacaktır.
Olmaz ama günün birinde Cüneyt Çakır’a “gel bizim yorumcumuz ol” diye yüklü paralar sürecek kişi ve kurumlar, sakın futbola iyilik ettiklerini iddia etmesinler ve ciddi bir vebal altında kalacaklarını bilsinler.