Beşiktaş Nkoudou tribünde olsa da ofansif bir kadro kurmuş, Fenerbahçe Arao-Crespo orta sahası ile sağlamcılığı tercih etmişti ama ilk yarı boyunca her iki takım da “yenemezsek yenilmeyelim” modundaydı.
Fenerbahçe için uygun olabilirdi ama Beşiktaş’ın ve hocasının şiddetle galibiyete ihtiyacı vardı oysa.
Önde basıp hızlı hücum ederek hemen hemen benzer futbol oynayan Beşiktaş ve Fenerbahçe, sanki mıknatısın eş kutuplarının birbirlerini itmesi gibi tatsız kontaksız pozisyonsuz başladılar maça. Beşiktaş istediği gibi giremedi oyuna, Fenerbahçe bildiği oyunu oynayamadı.
İlk yarının yarısında doğru dürüst pozisyon bile yoktu sahada. Sadece ikili mücadele ile temaslı oyun izledi tribünler. Fenerbahçe Ferdi ve İrfan ile sağ kanadı iyi kullandı ancak sol kanadı Valencia ve Lincoln geri dönmekte zorlandığı için Beşiktaş’ın kullanımına açtı. Ferdi ve İrfan’ın iyi oyunu Beşiktaş’ta Nkoudou yerine oynayan Redmond aynı performansı gösterememesi ve hiçbir hücumda gözükmemesinden kaynaklandı.
Fenerbahçe’nin öne çıkardığı savunmasını hatta tutup oyunu daraltarak uyguladığı ofsayt taktiğini bilmeyen bir tek Valerian İsmael olmalıydı ki, bunu çözmek için arkadan koşan takım arkadaşının önüne bırakmadı kimse; ofsayttaki Weghorst ve Muleka’yı tercih ettiler bir devrede 6 kez ofsayta düşerken.
Fenerbahçe’nin daha üstün başladığı ilk yarıda Beşiktaş’ın kontrolü alması son yirmi dakikaydı ama aynı süreçte Fenerbahçe’de tehlikeli şekilde yaklaştı Beşiktaş kalesine. Sahanın iyileri savunmacılar Saiss ve Talha pozisyonları bitirenlerdi.
Kendi sahasında ve muazzam seyircisi önünde üstelik galibiyete çok ihtiyacı olan Beşiktaş maçın ikinci yarısına da reaksiyonsuz başladı. Fenerbahçe ise fırsatları uzun toplara bağladı. Maçta oyuncu değiştirme dakikalarına adeta kilitlenmiş ve Fenerbahçe’nin bir tık üstün olduğu bir oyunla gelindi. O “tık” Valencia ve Szalai’den kaynaklanıyordu.
Jesus, Batshuayi, Mert Hakan ve Osayi’yi, İrfan Can/Crespo/Pedro yerine oyuna alarak dev bir hamle yaptığında 70 dakika geride kalmış ve Beşiktaşlılar yorgunluk belirtileri göstermeye başlamıştı. Valerien İsmael ise Ghezzal, Tayfur ve Fernandes ile yanıt verdi. Beşiktaş’ın merkezi Josef, Tayfur, Ghezzal haline geldi ve Ghezzal farkı belli olmaya başladı. Özellikle Weghorst’a yaptığı orta ve onun kaçırdığı kafa vuruşunda. Söylentilerin aksine İsmael’in değişiklikleri verimliydi.
Değişiklikler olana kadar Beşiktaş’ın rakip ceza alanında topla buluşma sayısı Fenerbahçe’nin üçte biri kadardı. Bu oyunla beraberliğin bile lüks olacağını anlayan Valerian İsmael, Weghorst’a destek Cenk Tosun’u da oyuna sürdü. Maçın sonunda Fenerbahçe’de gevşeme yaşandı. Sonuç, Beşiktaş’ın üst üste kaçırdığı fırsatlar oldu.
Golsüz beraberlik Beşiktaş’ın sorunlarını erteler, Fenerbahçe’ye sorun yaşatmaz. Sanki bu derbi oynanmamış gibi.