Hani işleri yolunda giden, tuttuğu altın olanlara “yıldızı parladı” denir ya… Pazar günü Kadıköy’de oynanacak ve muhtemelen Süper Lig’in eskizini ortaya koyacak Fenerbahçe-Galatasaray derbisinde tam tersi!
Önce “yıldızları parlayacak” Fenerbahçe veya Galatasaray’ın ki, işleri yoluna girsin… Altın değerinde ve altı puana eşdeğer ganimetle yoluna devam etsin. Camianın gözleri ışıl ışıl olsun, moral üstünlüğü ele geçirsin.
Evet, bu derbinin kaderini iki takımdaki yıldızların performansı belirler ancak.
Neden?..
Henüz zaman makinesi icat edilmediği ve Pazar gecesine gidip dönmek mümkün olmadığı için düne, bugüne bakıyoruz kaçınılmaz olarak.
Geçmiş diyor ki, Fenerbahçe ile Galatasaray pek çok üstünlükleri yanı sıra vahim zaafları olan takımlar. Elbette kusursuz takım yoktur ama iki kadim kulübün defoları, bırakın güçlü ezeli rakipleri, mütevazı takımlara bile puan verdi, maç kaybettirdi.
Derbide tekrarı, sezonda hüsran demek.
Birinin savunma hattı zaman zaman elek gibi diğerinin sol tarafı sanki açık kapı. Biri hücumda çoğalmak için orta sahayı eksik tutmaktan çekinmiyor, öbürü orta saha güvenliğini tercih edip hücumda tam anlamıyla çoğalamıyor. Kaleciler konsantrasyon sorunları yaşayabiliyor. Kanatlar farklı çalışıyor, çünkü ikisinin de kanatlarında farklı özellikte adamlar var ve hocalar farklı beklentiler içinde.
Bu kıyaslama çok uzar.
Peki… Fenerbahçe’nin veya Galatasaray’ın ya da her ikisinin birden “yıldızları” parlarsa derbide?..
Mesela Fenerbahçe stoperleri arkaya uzatılan topları süpürür, kaçan adamların tepesinde biterse takım kusursuz bir önde baskı ile oynarken? Galatasaray orta sahasındaki yıldızlar, rakibin baskısını tersyüz edip savunmaya bariyer olduğu kadar hücumda yer kaparak ışıl ışıl parlarsa.
Kısaca, yıldızı parlamayana puan yok bu derbide.
Bir zahmet parlasınlar artık. En azından Fenerbahçe ve Galatasaray yönetimleri kadar çabalasınlar.
Sezar’ın hakkı sezar’a!.. Eksik olmasınlar, derbide bir dirhem avantaj uğruna bin ayıbı göze aldı Fenerbahçe ve Galatasaray’ın kıymetli yöneticileri.
Hadi ayıp demeyelim. Bastırma, zorlama, kanırtma daha uygun.
Bir derbide en kestirme avantaj nasıl sağlanır?
Bir zamanlar Avrupa’daki sigara-gofret otomatlarına kuruyup iz bırakmayan buzdan para basıp adamları çıldırtan bir neslin ahfadı olarak bizim bildiğimiz “hakem ile”!..
Kıymetli yöneticilerin “hakemi tarafsız kılmak” girişimleri, herkesin malumu olduğu gibi “rakibi değil bizi kolla” diye “hakeme pazı göstermekti” ve her derbide olduğu gibi tekrar denendi. Ne “memleket meselesi” kaldı, ne VAR’ın kapılarını parçalamak. Daha ne yapsınlar?
Teknik direktörler de iyisiyle kötüsüyle oyun formatlarını çoktan çizmişler zaten.
Şimdi sıra yıldızlarda.