Allahı var!.. Fenerbahçe Başkanı olduğu günden beri Sayın Ali Koç, eylem ve söylemleri ile tam bir “istikrar abidesidir”. Beş sene önce “enkaz” devraldığını söyledi... Fenerbahçe’nin mali sorunları bir arpa boyu düzelmedi, aksine borcu arttı ama hala aynı iddiasını savunmakta ve şevkle Aziz Yıldırım yönetimini suçlamakta.
Seçildiği günden beri Fenerbahçe’nin “hata” değil “hakem entrikaları” sonucu şampiyonluktan uzak tutulduğunu iddia etti... Yakındığı hakemlere görevden el çektirildiğinde operasyonu yapanlara karşı çıksa da, hakemlerin Fenerbahçe’ye düşmanca yaklaştığı ısrarından asla vazgeçmedi! Beş sezonu bir tek Türkiye Kupası ile tamamlarken haziranda yeni hoca bulup, temmuzda yeni takım kurma sistemi ve fedakarlığından hiç ödün vermedi.
Olumsuz falan ama beş sene üst üste “şampiyonluk kazanamamak” başlı başına bir istikrar göstergesi değil mi?
Sadece, göreve geldiği anda muhalefet bayrağı açtığı TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi konusunda keskin bir “U” dönüşü var Ali Bey’in... Ki, “istikrar abidesi” bir başkanın neden yaptığını bir türlü anlayamamıştık.
Çok şükür sebebi ortaya çıktı:
Madem ki, Sayın Koç maddi manevi özverilerine karşın Fenerbahçe’ye bir türlü şampiyonluk kazandıramıyor... Öyleyse, Ulusal Lig kurulmadan önce kazanılan şampiyonlukları saydırıp “yıldız savaşlarında” ezeli rakiplerinin neden önüne geçmesin? Düşünsenize Sayın Koç’un karnesini!.. Beş senede dokuz şampiyonluk! Eşi benzeri yok evrende. Mesele o kadar önemli ki, Kupa törenine beş yıldızlı formalarla çıkarak adeta bir emrivaki de yaptı Fenerbahçe.
Federasyon seçimlerinde Fenerbahçe Büyükekşi’yi destekledi, Büyükekşi de yeni dönemine “1959 öncesi ve sonrasındaki başarı kriterleri ile resmi statüsünü değerlendirmek üzere” özel bir “komisyon” kurarak başladı.
Kazan-kazan durumları! Şaka bir yana -eski ya da yeni- şampiyonluk peşinde koşmak her Fenerbahçe Başkanı’nın hakkı, görevi, mecburiyetidir... Hem, şeriatın kestiği parmak acımaz; yıllardır çiğnene çiğnene çürüyen sakıza dönen konuya adil bir çözüm getirecek komisyonu kim istemez ki?
Galatasaray tabi! Ezeli rakibi Fenerbahçe’ye -muhtemelen- onaylanacak şampiyonluklarla yıldızlar kazandırma ihtimalini geçin, Faruk Ilgaz Tesisleri girişi yaldız boya yapılsa bile rahatsız olur Galatasaray. Karşı çıkar. Çıktı da nitekim.
Ama ne karşı çıkış!.. Ne “kirli yıldızlar” kaldı ne “ahlak kuralları” ne komisyonun lağvedilmesi gerektiği. “Komisyon” deyince “akçalı” bir iş sandılar galiba!.. Sen 2018-19 şampiyonluk gecesinde iki üçgeni dolu beşinci yıldız icat ettiğinde kimse astrofizikçilere şikayet etti mi seni?
Hainlik, mainlik; ne oluyor ya? Bu ne şiddet bu celal? Aklı başında önyargısız insanlar inceler, bir karar verir... Mesele biter. Karar işine gelmezse demokrasilerde çare tükenmez.
Galatasaray’ın yerinde ben olsam, kendi amblemimin üzerinden yıldızları kaldırırım; olur biter. Rakip, isterse şortuna kadar yıldız doldursun formayı. Hiçbir kıymeti harbiyesi kalmaz. Sen tınmazsan, süs haline gelir Hz. Süleyman’ın pentagramları.
Tabi hepimiz biliyoruz ki, itişmek için hiçbir konuyu ıskalamaz büyük kulüpler. Bugün futbol tatildeyse, yarın belirsizse, dün üzerinden birbirlerini yerler. Çünkü, rakibi memnun edecek her gelişme, görüldüğü anda yok edilmelidir! Yanı sıra “hep birlikte” nelerin kaybedileceği hiç önemli değildir. FETÖ, memleketi bir halı gibi milletin ayakları altından çekerken “rakip daha çok zarar görecek” diye üflemekle ateşin sönmeyeceğini ifade edip kıs kıs gülen rakipler gördü bu ülke!
“Yıldız Komisyonu” kulaklarını tıkasın, adil olanı arasın.