Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Şimdi her Galatasaraylıya soruyorum!.. Yönetim Kurulu üyesinden Genel Kurul üyesine, tribündekinden yerkürenin herhangi bir ülkesinde kalbinde aslanla Sarı-Kırmızı yaşayan herkese:
Başkanınız sayın Dursun Özbek’in geçtiğimiz gün CNNTürk’de Hakan Çelik’e yaptığı “Fetöcüleri temizledik, temizlemeyenler düşünsün” şeklinde özetlenecek açıklamaları sizi tatmin etti mi?
Pırıl pırıl mı oldu kulüp? Artık gönlünüz rahat mı?..
Yoksa taraftarlık damarınız mı kabardı; “uzatırsak rakiplerin işine yarar” diye itiraz etmiyorsunuz?
Soruyorum...
Çünkü Ters Köşe’de yayınlanmıştı Hakan Çelik’in sordukları... Bir anlamda benim sorularım ve ben yanıtlardan hiçbir şey anlayamadım!

Haberin Devamı

Hatırlayalım... “Galatasaray adının Fetö ile çokça anılması” sorusuna ne yanıt verdi sayın Özbek?
“Galatasaray 15 Temmuz sonrası içinde Fetö temizliği yapan benim bildiğim tek kulüp”.
Bravo!..
Örgütün yirmi senedir Galatasaray’a sızma çalışmasını görmezden gelen, tüm gençliğe rol model olacak gelmiş geçmiş en iyi futbolcularından birinin o günkü adıyla “cemaatçi”olduğunu deklare etmesine aldırmayan, örgütün resmi olarak ülke düşmanı ilan edildiği 17-25 Aralıktan sonra bile pozisyon belirleyemeyen, Ancak 15 Temmuz darbe girişimi ardından disipline sevk etme cesareti gösteren Galatasaray’a kutlu olsun.
Büyük bir arınma hamlesi...
Peki, “attığın zaman arındığını söylediğin adamları” Genel Kurul oylamasında çoğunluk oylarıyla bağrına basmak, pabucun pahalı olduğunu gördükten sonra kestirme yollar icat edip yollamak ne oluyor?
Ne kadar temizlendi Galatasaray ve ne kadar gönülden?
Anlayan, bize de anlatsın!

Bitmedi... Sayın Dursun Özbek’in “Fetö temizliği yapan tek takım Galatasaray” tespiti ile Fenerbahçe’ye, Beşiktaş’a ve diğerlerine gönderme yapmasına gelince...
Tam anlamıyla “Sırça köşkte oturanın komşuya taş atması”.
Yahu, Galatasaray’dan zor güç yollanan kişiler, kaçak ve aranan zanlılar... Aksi davranış, suçu ve suçluyu övmekten yardım ve yataklığa kadar bir çok yasaya ters düşer. Atmayıp ne yapacaksın?
Peki, başka kulüpler böyle bir temizliğe neden girişmedi?
Yürekleri olmadığı için mi?.. Gizli gizli Fetö’yü desteklediklerinden mi? Yoksa onlarda Galatasaray’daki gibi canla başla ve ulu orta Fetullah yamaklığı yapan kaçak adamlar olmadığından mı?
Varsa da kanıtlanmadığından mı?
Başkan kızmasın ama bu tür akıl yürütme, tıpkı “rakibimize 15 penaltı verildi, bize 2” istatistiğinden “hakemler rakibimizden tarafta” sonucunu çıkarmak gibi “insanlara aptal muamelesi yapma” kapsamına girer.
Futbolda gider, böyle ciddi işlerde komik olur.
Penaltın yoksa hakemler ne yapsın?

Haberin Devamı

Asıl Galatasaray’ın rakiplerine soruyorum... Yönetim Kurulu üyesinden Genel Kurul üyesine, tribündekinden yerkürenin herhangi bir ülkesinde kalbindeki Fenerbahçe ile, Beşiktaş’la, Trabzonspor’la yaşayan herkese...
Galatasaray Başkanı sayın Özbek’in “acaba kulüpte yuvalanmış bu insanlar bir zamanlar Galatasaray menfaatleri için bir takım operasyonlarda bulunmuşlar mıdır” sorusuna verdiği “hiç zannetmiyorum” yanıtı sizin gönlünüze su serpti mi?
Başınıza örülen çoraplarda, kaçırdığınız şampiyonluklarda, kaybettiğiniz tuhaf maçlarda, durduk yerde atılan futbolcularınızda, düne kadar Galatasaray kimliği taşıyan Fetö’cülerin ve parçası oldukları örgütün zerre kadar etkisi olmadığına ikna edildiniz mi?
Onlar ki, amaca ulaşmak için bu ülkede her türlü rezilliği, kumpası, üç kağıdı yapmışlar ama söz konusu futbol olunca adalete dokunmamışlar demek.
Garantisi Sayın Özbek!

Haberin Devamı

Her konuda bir kulüp başkanının “tarafgir” davranma payı vardır...
Bazen konuyu saptırmak, başkalarını suçlamak, hakemi infaz etmek, rakiplere çatmak, federasyonu hedef yapmak, gerçeğin üzerini örtmek,başkanın kulüp sevgisi ve görev gereği kapsamında değerlendirilebilir.
Ama söz konusu vatan olunca, Fetöcü isimler ve onları desteklediği hissedilenler “ülkeyi perişan etmeye ant içmişlere” yakınsa, kendi cümleleri ile “yüzyıllar boyunca devletin yanında yer almış Galatasaray’ın” başkanından ne beklenirdi?
Yazayım:

“Yirmi senedir Galatasaray’ı yönetenler olarak dindar ve hümanist cemaat maskesi altında kulübümüze nüfuz edenlere göz yumarak hata ettik. En baştan futbolda ve kulübümüzdeki bu yapılanmaya izin vermemeliydik. Cemaatin ne olduğu anlaşıldığında kulüpteki dengeler yüzünden afalladık geç kaldık. Ama darbe girişimi ile bu insanlardan kurtulma kararı aldık. Genel kurul yapısını düzeltmek için bir araştırma komisyonu kuracağız. Önerimiz, örgütle en ufak bağlantısı olanların biz atmadan istifa edip bir daha Galatasaray’ın önünden geçmemeleri. Diğer kulüplerimizde Fetö ile ilişkili isimler hakkındaki bilgi ve duyumlarımızı onlara raporlayıp mücadelelerinde yardımcı olacağız. Galatasaray’da yuvalanan bu şahısların geçmişte bizim çıkarımıza girişimlerde bulunmuşlarsa, araştırılmasına katkı yapmak ve sonucunda elde ettiğimiz her türlü kazancı iade etmek isteriz. Bu bizim vatandaşlık ve Galatasaraylılık görevimiz”.

İşte o zaman canı yürekten “helal olsun başkana” diye yazardım.
“Ey Galatasaray... İste, bu kutsal mücadelende biz de elimizden geleni yapalım”.
Diğer kulüplere döner “Galatasaray ellerini yıkıyor, hadi bakalım sıra sizde” derdim.
Şimdi anladığım; Galatasaray’ı yönetenlerin laf kalabalığı ile olayın kısır rekabet çekişmeleri içine çekilerek balık hafızamıza emanet edilme çabası.
Tek karşılığı var; “yemezler”!