Aziz Yıldırım bugün memlekete dönecek, yarın Rasim Ozan Kütahyalı’nın karşısına oturacak!..
Müjde...
“Yeniden Yargılama” başladı işte.
Hem de “medyanın başsavcısı” ile.
Tabi Ahmet Çakar, Ümit Özat, Sinan Engin ve Ertem Şener de olacak “yılın röportajında”.
Beyaz TV sporu tam kadro.
Ama olayın “mana ve ehemmiyeti”, hatta “niyeti” Fenerbahçeli için “negatif simge” olan Rasim Ozan Kütahyalı’da.
İlk soru şu:
Yoksa Aziz Yıldırım da mı rüzgâra uydu?
***
Sahi... Bugün “Aziz Yıldırım’ı da Kafes Eylem Planı Davası’ndaki gibi uyduruk delillerle pusuya düşürüp kafese koydular” dese de Rasim bey değil miydi 2,5 yıl boyunca Aziz Yıldırım’ı ekrandan infaz eden?
Açık seçik duruyor aklımda... Stüdyodan taşıp evdekilerin bırakın üst kattakileri bile rahatsız eden desibeldeki sesiyle “Emenike’nin para sayma görüntüleri var kardeşim” çığlıkları.
“Gördün mü gözünle”
“Var var”...
Şimdi, “Emenike’nin para sayma görüntüleri var diye yalan attılar” diyor Kütahyalı ama neye yarar?
***
Bir tek şeye yarıyor:
Reytinge...
Mahmut Uslu marifetiyle “bu şerefi” neden Beyaz TV kadrosuna bahşediyor acaba Aziz Yıldırım?
“En kral televizyoncu”yu aramadığı kesin!
Başta Uğur Dündar, pek çoğu duruyor orada.
“Ben o kadar haklıyım ki, bana karşı en zalim eleştirileri yapmış programa çıkar onları bile ikna ederim” demesi de mümkün değil...
17 Aralık’ta “tersyüz” olmuşlar, dünkü kahramanlarını bugün pusucu ilan ediyorlar. “Toplum düşmanı” yaptıkları Aziz Yıldırım bir numaralı “mağdur”!
Neyin peşinde sayın Yıldırım?
***
Bilindiği gibi Rasim Ozan Kütahyalı kayıtsız şartsız iktidar yanlısı bir gazetecidir.
Her haberi önce o bilir.
“İyi” olanları öne çıkarmak, “kötü” olanlara ortaya çıkmadan önlem yaratmakta ustadır.
Bir tür medyadaki hükümet sözcüsü yani.
Konjonktür öyle gerektirmiş, Fenerbahçe ve Fenerbahçeli ile kanlı bıçaklı duruma gelmiş, konjonktür değişmiş; o da değişmiştir.
Bir futbolcunun sarf ettiği bir tek cümleyi 20 yıl unutmayan taraftar zihni için, daha uzun yıllar “sevilmeyenler listesindeki” bir numaralı sırasını koruyacaktır belli ki.
Neden bu iltifat Kütahyalı’ya?
Yazık değil mi bizim mesleğin dürüst, çalışkan, tarafsız emekçilerine?
***
Yoksa, “İdam sehpasında bile son sözüm Fenerbahçe olacaktır” kahramanlığındaki Aziz Yıldırım da “Kurtar beni Başbakanım” teslimiyetçiliğine mi girdi?
Girebilir tabi...
Başbakan, hepimiz başbakanı.
Aziz Bey’in çoluğu var çocuğu var parası var, ahir ömründe tekrar hapse girmek kolay mı?
Üstelik “düşman” da ortak!
O zaman ne olacak?..
“Canım Rasim, Aslan Beyaz TV” mi?!
***
Yahu bunlara ne gerek var...
Sizin istediğiniz “Yeniden ve adil yargılanma” çıkarsa, sizin için çıkmayacak ki zaten.
Sizin “Örgüt”ten hüküm giymeniz elbet saçma.
Ama bu ülkenin genel kurmay başkanının “örgüt başı” olması yanında ne ki?
O yanlışlar düzelirken, siz de aradan çıkacaksınız.
Ne gerek var Fenerbahçe’ye gönül vermiş, başkanını korumak için düşman edinmiş, coplanmış, gazlanmış insanları şaşkına çevirmeye?
***
Fenerbahçe taraftarı aşiret mi?
Bugün bu yana, yarın şu yana...
Ne yapacak düne kadar “başkanına kumpas kurulmasından sorumlu bulduğu” hükümeti protesto eden taraftar?
Rasim Ozan Kütahyalı’nın medyadaki bir numaralı infaz memuru olduğunu düşünen Fenerbahçeliler, yarın akşam başkanlarının iltifatına layık görülmüş gazeteciyi nereye koyacaklar?
***
Ayrıca... İliklerine kadar “çanak röportaj” olacağını iddia ediyorum yarın akşam yapılacak olanın.
Çünkü Rasim Ozan Kütahyalı’nın “taraf” olduğu konuda ne kadar taraflı davrandığı herkes gibi benim de malumum.
Ve kendisi şimdi Aziz Yıldırım’dan taraf...
Ya da Aziz Yıldırım’a kafayı takanlara kafayı takmış durumda.
***
Bu mesele olmasa, Aziz Yıldırım için “dönüşü muhteşem olacak” diye bir yazı döşenecektim açıkçası.
Dönmesi kafiydi.
Bir kere daha anladım ki, kimseye kefil olmayacaksın bizim meslekte.
Sap döner, keser döner, Rasim Fenerbahçeli, Yıldırım Rasim’in arkadaşı, ben Fenerbahçe düşmanı falan hepsi olur.
Artık Türkiye’deki “değişim” süratini takip edemiyorum.
Şaşkın Fenerbahçe taraftarına döndüm nitekim.