“Adam gibi adam” diye kestirme bir iltifat var ya... Bu da “Fenerbahçe gibi Fenerbahçe” işte!
Ya da “Adam gibi Fenerbahçe”!
Yani, ısıran, arayan, hızlı, tempolu, kafayı çalıştıran ve hiç olmazsa kendi sahasında kimseye teslim olmaya niyetlenmeyen bir takım.
Bu kadarı yeter şu acılı Fenerbahçeliler’i mutlu etmeye.
Göztepe maçının özelliğine gelince...
Ersun Yanal sahadakilerden çok kulübedeki transferlerin merak edildiği maça “az sonra” ünlemiyle çıkarttı takımı. Moses, Serdar, Tolgay yedek, Zajc tribündeydi. Takımın tek yenisi Sadık ki, o da yeni sayılmaz artık.
Belki de “farkımı görün” demek istiyordu Hoca... Takımın çehresi ara transferlerle değişmeden, eskiden yerlerde sürünen takımı nereden nereye getirdiğinin altını çizmekti niyeti.
Gerçekten de Malatya maçında “test ettiklerini” Göztepe maçının ilk yarısında “standart uygulama” haline getirdi Fenerbahçe...
Baskılı tempolu ve akıllı oynadı. Hücumda hızlı, savunmada organizeydi. Ayew ve Benzia bile istekli agresiftiler. Hele Isla ve Dirar’ın uyumu, Mehmet Ekici onlara katıldığında kurdukları üçgenler Kadıköy’de haftadan haftaya yaşanan gelişmenin belgesiydi.
Fenerbahçe’de bir gelişme daha vardı ki, o da sevindirici...
Erken gelen golden sonra bu kez korkuya kapılmadı Fenerbahçe. Galibiyeti korumak amacıyla geriye yaslanmadı. Tam tersine üç dört dakika arayla Soldado’nun ayağından iki garanti gol daha kaçırdı.
Fenerbahçe’nin tek aksayanı Neustadter’di ilk yarı... Hava toplarında başarısız olmaya ve Fenerbahçe savunmasını yumuşatmaya devam etti.
Göztepe, top rakipteyken iyi alan daraltan Fenerbahçe karşısında kısa paslarla sonuca gidemeyince uzun toplar denedi ve ilk yarıdaki birkaç pozisyonunu 45 dakika dolmak üzereyken böyle elde etti.
Göztepe hocası Kemal Özdeş ikinci yarıya bir devre sarı kart görüp kırmızı kart sınırlarında dolaşmakta ısrar eden Halil’siz çıktı ama bu sefer Sadık’ı sakatlayan Jerome’un direkt kırmızı kartıyla tam anlamıyla şok yaşadı.
Deniz’i santrfora koyan Özdeş orta sahadan Alpaslan’ı dışarı aldı ve mağlup durumdaki orta sahası eksik Göztepe artık Fenerbahçe’nin insafına kaldı. Ama Fenerbahçe top yaparak orta alandaki bu üstünlüğünü kullanmadı bir türlü. Tam tersine eksik adamlarının açığını kapatmak için gaza basan Göztepe’den baskı yedi maçın son yarım saatine kadar.
Ersun Hoca 60’dan sonra farkı arttırmak adına hem Tolgay hem de Moses’i oyuna soktu ki, bu da Fenerbahçe’nin yeni versiyonuydu. Bir kötü etkisi olabilir, o da oyun dışına alınan Benzia’ya “iyi de oynasan kötü de oynasan 90 dakika yok sana” olması.
Jailson’un, 15 dakika boyunca sakat olup olmadığına karar veremeyen Sadık’ın yerine girmesiyle konu geldi herkesin merak ettiği noktaya dayandı...
Yeni transferler nasıl?
Yanıt direkt kaleyi düşünen, bir kere deneyen ikincisinde ise başaran Moses’in golüydü. Tolgay ise ilk maçında sadece hata yapmamaya odaklandı ve yapmadı.
On kişi kalmasına karşı oyunu bırakmayan Göztepe’nin zaman zaman baskısı ve bulduğu pozisyon altında, 2-0’dan sonra kaybedecek bir şeyi kalmaması yatıyordu. Dua etsinler yeni yeni kendine gelen Fenerbahçe böyle fırsatları değerlendirecek kadar organize değil henüz.
Fenerbahçe’nin Ersun Yanal elinde eski ve yeni futbolcularla düzelmesi güzel de... Geride kalan yarım sezonda ne derin ve vahim hatalar yapıldığını da ortaya koyuyor bir yandan.