Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Erman Toroğlu hocamızın resmi görev kıyafeti şort-tişort şeklindeydi o zamanlar... Düdük aksesuar. Faal hakemdi yani. Yine popülerdi, yine rol çalmayı, dikine ve açık konuşmayı severdi.
Sapanca’da kolonlarını göle sokmuş balayı otelinde (ki bazen beline kadar batardı) yapılan sezon öncesi Hakem Semineri’nin yıldızı oydu tabi.
Ben de haber peşinde otuz yaş daha genç bir gazeteci...
***
Video denilen “filmsiz film mucizesi” Türkiye’ye geleli çok olmamıştı. Emekleme çağındaki televizyonun spor haberlerinde, programlarında yeni yeni kullanılmaya başlanmış, kaçınılmaz olarak hakem hatalarının belgesi haline gelmişti bir anda.
Denk getirdim, Sapanca’daki seminerin yıldızı faal ve star hakem Erman Toroğlu’na “ne olacak bu video işinin sonu Hoca’m” diye sordum.
Yanıt kestirmeydi. Öyle “boş bulunup ağızdan kaçan” cinsten değil... Düşünülmüş, çalışılmış ve sloganlaştırılmıştı:
“Video hakemin darağacıdır”!
İmza Erman Toroğlu...
Vay vay vay... “Bizi bitirdi” diyordu resmen. Ekranda tekrarlanan pozisyonlar hakemler için idam fermanı, video infaz aracıydı yani...
Milliyet’te manşet oldu ertesi gün. Epey tartışıldı.
***
Takvim değişti Erman Toroğlu o videonun başına geçti. Hakemleri darağacında tıngır mıngır sallamaya başladı.
Gerçi Toroğlu’nu “evla” dedirtecek çok daha zalim ve agresif emekli hakemler de çeyrek asırdır aynı işi yaptı ama benim birinci elden bildiğim, “üzerinden çok zaman geçti, yanlış hatırlayabilirim veya okuduğum haber doğru değildi” şüphesine düşmeyeceğim “bana yapılırsa günah, ben yaparsam sevap” modeli, Toroğlu’nunkiydi..
***
Erman Hoca’mın hakkını verelim... Gerçekten de “hakemin darağacı” oldu ekrandaki “al ileri ver geri” devri. Yetmedi; “bu işin altında başka bir iş var” süreci geldi.
Nasıl ki “rekabet” kulüplerin batmasına sebep olduysa, ekran hakemleri arasındaki rekabet de yorum denilen işi iyice batırdı, arkasından faal hakemleri de sürüklemeye başladı. Artık hata diye bir şey kalmadı hakemlikte. Hepsi kasıtlı, hepsi bir komplonun parçası, sinsi saha uygulamalarıydı. Kartlar düdükler hepsi...
Hakemlerin ne işler çevirdiğini en iyi TV yorumcusu eski hakemler bilirdi ki, “bu kadar hinliğe sahip Erman Toroğlu, Ahmet Çakar devirlerini yine iyi atlatmışız” diye yazı yazmaktan alıkoyamamıştım kendimi.
***
Kim bilir... Belki de doğrusu bu gelişimdi(!)... Hızla yükselen teknolojiye, hızla dönen fikirler ve ilkelere ayak uyduramayan bize yanlış geliyordu yaşananlar.
Ama bugün “VAR” çıktığında Erman Toroğlu’nun şu cümlesi, nezaketimizin salaklıkla karıştırıldığı hissi uyandırdı bende:
“Bu sistemi ben Türk Futbolu’nda 25 senedir uyguluyorum. ‘İleri al geri al diyerek hakem eleştirilir mi’ diye ahkam kesenler, şimdi VAR sistemi fena değilmiş diyorlar”!..
Yahu faal hakemken sen darağacı dedin. Yorumcu olunca darağacını sen işlettin. Şimdi de VAR ile “al ileri ver geriyi” bulamaç yaparak kendine yeni bir kahramanlık gerekçesi yaratmaya çalışıyorsun; bizi ne karıştırıyorsun?
Anlaşıldı... “Hakemin darağacıdır” dediği metotla 25 yıldır “adam asmaca” oynayan Erman Toroğlu ve ondan çok da egoist/megaloman/agresif meslektaşları, belli ki VAR’ın “babası” rolüne soyunarak aklımızla alay etmeye hazırlanıyorlar.
***
Biz de açık konuşalım o zaman...
Sizin icat ettiğiniz “VAR” değil “VER” sistemiydi!
Ver reytingi... Ver parayı... Ver şöhreti.
“Tek sebeptirler” demiyorum ama futbolumuzdaki her türlü melanetin altyapısını “VER”ciler hazırladılar!
Nasıl mı?..
Hakemin hatasını ortaya koyduktan sonra orada kalmayıp, olaya “art niyet” teması ekleyip şüphe, nifak, entrika, kumpas tohumları ekerek. Futboldaki güven unsurunu, adalet unsurunu sıfırlamaya çalışarak.
Adalet bitince devlet çöker diyorlar ya... Bu zatı muhteremler marifetiyle sürekli pompalanan “adalet bitmiş” imajıyla yine çok iyi dayandı futbol. Tribünden kaçan seyirciye, “Federasyon ile MHK şu takımı şampiyon yapacak” mesajından başka bir sebep gerekir mi?
***
Gelelim VAR ile emekli hakemlerin yaptığı iş arasındaki paralelliğe...
Evet ikisinin elinde de “neşter” var...
VAR, neşterini acil müdahale yaparak hastayı sağlığına kavuşturmak için kullanacak, ekrandaki emekli hakemler otopsi yapmak için kullanıyorlardı. Henüz yaşayan varsa öldürüp sonra otopsi yapmak için... Ne kadar “naaş” o kadar “maaş”dı yani.
Benzerlik bu kadar.
***
Ve... “VAR” varsa “VER” sistemi suya yatar.
Öyle görünüyor ki, artık bir “mesleğin” daha son günlerine gelindi... Öyle hakemi ipe çekip MHK’ya, Federasyona sallamakla, entrika yaratmakla bol para ve şöhret bohçalama devri geride kaldı.
“VAR ne yaptı” derseniz, hak hukuk adaleti bir tarafa koyarım, önce haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik yapan insanları ıskartaya çıkardı derim ben.