Galibiyet ve özlenen puanlar bir yana, Alanya’da asıl “iç karartan ümit törpüleyen” eksiklerini giderme yolunda dev adımlar attı Fenerbahçe.
Bir kere santrforu belli artık... Janssen “havadan yerden atarım” derken işkembeden atmadığını belgesiyle ortaya koydu sahada kaldığı 84 dakikada.
İkincisi, Valbuena “yeniden” transfer edildi Fenerbahçe’ye!..
Kahredici “çalış çabala takımın hamallığını yap bir işe yaramasın” pozisyonundan, “gol atan, attıran, rakip kaleyi silkeleyen” gerçek Valbuena kimliğini bu maçta buldu.
Giuliano ile Janssen’in zaman zaman çift forvet gibi işlemesi, zaman zaman takımı ileri roketlemesi, Mehmet Ekici’nin yarım yamalak da olsa ısınma turunu idrak etmesi, hala hata yapmaktan korksa da Ozan’ın oyuna girmekten çekinmemesi, Souza’nın jokere dönmesi, Fenerbahçe’nin diğer kıymetli kazançlarıydı ama asıl takımın topyekun yükselmesi var listenin başında.
Aykut Kocaman’ın iki aydır söylediği buna benzer bir şey demek ki!
Evet... Fenerbahçe tempolu da oynayabiliyor... Tek top da oynayabiliyor. Kanat organizasyonu da yapabiliyor. Dikine de hızlanabiliyor.
En azından Alanya’da öyleydi.
Daha maç başladığı anda -yirmi saniyede bir-üç faulden anlaşıldı ki, maça sert ve sıkı başladı Fenerbahçe.
Belli ki, geriye düşmeden oyuna tutunmak istiyordu.
Yakın, dikine ve hızlı oynuyor, tükenmiş kredisini iyice tüketmiyordu.
Valbuena’nın boşalttığı alanı Hasan Ali doldurabiliyor, ama asıl İsla ve Dirar’ın kanadından iniyordu rakip sahaya.
16. dakikada Janssen’in golü Van Persie’nin pabucunu ebediyen dama attıktan sonra oyun tamamiyle sağa yıkıldığı için Valbuena adeta atıl durumda kalmıştı.
Ama Valbuena yıldızdı... Sırtından yük kalkınca daha da yıldızlaştı. 34. dakikada 90’a muhteşem şutunu Haydar aynı muhteşemlikte kurtardıktan 2 dakika sonra müthiş bir serbest vuruşu, on dakika sonra golü geldi. İkinci golü ise 90 artı 5’de... Uçak mühendisine uçak hangarı önünde nöbet tutturuyormuş bugüne kadar Fenerbahçe!
İlk yarıda Dirar’ın erken sakatlığı ve yerini Mehmet Ekici’ye bırakmasıyla sağ tarafın zayıflaması, yardıma giden Ozan ve Souza yüzünden orta sahaya domino etkisi, Alanya’nın ilk yarıda 10 dakika baskısına ve beraberlik golüne sebep olsa da Valbuena soyunma odasına moralli soktu Fenerbahçe’yi.
İkinci yarıda korkulan olmadı... Fenerbahçe skora göre oynamadı ve üçüncü golü aramaya başladı.
Tabi yine Janssen devreye girdi. Hiç yoktan pozisyon yapatıp durdurulmak için penaltı aldı ve Giuliano Fenerbahçe’yi 3-1 öne geçirdi.
Tekrar Mehmet Ekici’ye odaklanacak şekilde gelişti maç. Araya top atan, ceza sahasına giren, orta alanda güven veren ama tüm bunları yaparken “aslının ancak yarısına erişebilen” Ekici’yi on dakika kala Alpar’le değiştirmek zorunda kaldı Kocaman. Çünkü tükenmişti.
Zaman lazım Ekici’ye.
Gelelim Valbuena ile 95. dakikada 4-1 olan Alanya galibiyetine...
Peki, aynı sistemi farklı oyuncularla bir basamak yukarı çıkaran Fenerbahçe’nin performansı, şampiyonlukta iddia sahibi olmak için hayati değerdeki Beşiktaş maçına yeterli mi?
Hayır...
Lakin Fenerbahçe’nin bir haftadaki değişimine bakınca bir hafta sonra nerede olabileceğini Tanrı bilir. İki misli oynarsa ne ala... Yoksa Alanya galibiyetinin hiçbir kıymeti harbiyesi olmaz.