Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sorarım size... Aklı bedeni kadar gelişmemiş Emenike’nin duygusal salınımlarından kime ne? “Nofrost buzdolabı” kalıplı Van Persie, marka mı madara mı; neyin nesi?..
Volkan ihtiyaç varsa “şut kursuna” gitsin, takım arasın bulsun karşılıksız “ruh bursu” alsın, ilgilendirir mi bizi.
Advocaat da avukatını bırakıp gitsin isterse!
İnanmayacaksınız ama şampiyonluk bile “olmasa da olur” kategorisinde!..
Evet şampiyonluk... Futbolun Nirvana’sı... O bile önemsiz Fenerbahçe’nin şu sezon asıl kaybettiği “şey” yanında.
Çok iyi biliyorsunuz aslında o “şey”i!
Çünkü siz yarattınız. Emekle, cesaretle, kol kola, özveriyle...
Açılımı; Fenerbahçe’den sökülüp alınmış maddi/manevi değerleri “tahsil etmek” fırsatı...
Şimdi, göz göre göre kaçırıyor bu şansı Fenerbahçe.
Emenike’nin dirseği, Persie’nin fiziği, Volkan’ın kimyası, Advocaat’ın yumurtladıkları, Aziz Yıldırım sevdası veya takıntısı, “eyvah şampiyonluk kaçtı” türünden sezonluk şeylerle uğraşarak.

Haberin Devamı

Oysa, Necip Fazıl’ın “Ver cüceye, onun olsun şairlik/ Şimdi gözüm büyük sanatkârlıkta” dediği gibi büyük ve önemli mesele duruyor önünüzde...
3 Temmuz süreci herkesin malumu...
Kumpas kuruldu, Fenerbahçe dik durdu.
Yöneticisi, savcı/yargıç kılığına girmiş Fetöcülerle savaştı mahkemede, taraftarı sokakta cop ve biber gazı yedi; direndi.
Henüz adı koyulmamış Fetö karşısına ilk kitlesel dikilişti yaptıkları.
Beş yıl sonra yine bir temmuz gününde asker kılığına girmiş Fetöcülerle silahsız savaşan halk var ya... Onlara ilham veren muhtemelen Fenerbahçeydi...
Abartmıyorum. Belki bir dirhem belki altı okka ama mutlaka.
Gün geldi, sanıklarla yargıçlar yer değiştirdi. İtibar iade edildi. Lakin Fenerbahçe’nin kayıpları muazzamdı.
Manevi olanlar geri gelmese de 15 Temmuz ertesi en azından maddi kayıpların tahsilat zamanıydı.
Artık Federasyondan mı olur, UEFA’dan mı, kişilerden mi, devletten mi bilinmez. Bir tek “alacağı” kesindi Fenerbahçe’nin...
Odaklanması, 3 Temmuz sürecindeki gibi dayanışarak ağırlığını koyması yeterliydi.
Heyhat!.. Talep etmeye bile fırsatı olmadı Fenerbahçe’nin.

Haberin Devamı

Neden?.. Çünkü futboldaki hatalara Fenerbahçe’den uzaklaşarak ceza kesti taraftar.
Fetö illeti doruktayken tribüne 50 bin kadın ve çocuk yığanlar saçma sapan bir küslük tuzağına düştü.
Her türlü zorluğa göğüs gerip kötüleri yendikten sonra sıra kutlamaya gelince atı Düldül’e atlayıp bozkırın karanlığında kaybolan Redkit gibi sessizce kayboldular.
Kanı çekildi Fenerbahçe’nin.
Gücü eridi.
Pazarlık şansı küçüldü.
Şu haline bakın ki, her türlü taahhüdünü yerine getirdiği halde komşu okulu alamayacak hale geldi. Nerde kaldı 3 Temmuz nedeniyle uğradığı zarar ziyanın peşinde koşacak.

Şimdi istediğinizi hedefe koyabilirsiniz.
Aziz Yıldırım yüzünden de diyebilirsiniz, futbolcular sebebiyle de Advocaat marifetiyle de... Dilerseniz “suçlu hakemler” komedisine inanın, dilerseniz Federasyon’u, medyayı suçlayın.
Ama şunu unutmayın:
Tüm bunlar sıradan bir sezonun, sıradan haftalarında, sıradan adamlar etrafında yaşanan sıradan hadiseler.
Fenerbahçeliyseniz durmanız gereken yer, bir yandan günlük, aylık, sezonluk hataların hesabını sorarken, baştan sona onurla savaştığınız ve bugün kesin bir zafere ulaştığınız “büyük davanın” arkasından ayrılmamak, yarattığı tahribatı ortadan kaldırmaktır.
Alacağınızın peşine düşmek yerine birbirinizi yemek değil.