Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hey gidi hey!.. Fenerbahçe, Aykut Kocaman’ın da altını çizdiği gibi sahaya önce Antalyaspor’un “üstün hücum gücünü” durdurmak isteyen bir dizilişle ve tercihle çıktı!..

Beşiktaş rakip olarak Real Madrid’i isterken, Galatasaray’ın müthiş hızı biraz düşse “hoca değişikliğinden” bahsedilirken, bu hedef Fenerbahçe’ye bir numara küçük görünebilirdi ama yeni yeni puan toplamaya başlayan Fenerbahçe, çıkışı sıfırlayacak bir “kaza” istemiyordu.

Önce, takımı ileri taşıyacak pas yüzdesini düşürmeyi göze alan, ama savunmayı sağlam tutacak Ozan’sız, Josef ve Mehmet Topal’lı ikili orta saha...

Haberin Devamı

Sonra, Valbuena’nın yerine daha az becerikli ama yerini kaybetmeyen, savunmaya destek veren, yani daha “sağlam” Aatıf...

Hatta, santrforda bir hafta önce üç gol atmış Soldado yerine, güvenli futbola katkı yapacak mücadeleci Janssen tercihi...

Eto’o, Deniz, Maicon ve Nasri gibi hücum hattı olan Antalyaspor karşısında tuhaf değildi belki...

Lakin negatif bakanlar için Fenerbahçe’ye en tepeden “fren” anlamı çıkabilirdi. Korku deseler yalan olmazdı.

Maç başladığında, bir yandan bu Aykut Kocaman tercihinin faydaları somut olarak gözlenirken bir yandan da oyunu Antalyaspor’a bırakma sancıları ortaya çıktı.

Fenerbahçe istek/mücadele eşiğini atlamış olduğu halde, önde oynayamadı mesela... Antalya bekleri Celustka ve Sakıb rahatça çıktı. Janssen ileride topla buluştuğunda yanında kimseyi bulamadı. Neyse ki Deniz çok iyi gününde değildi.

Ama Fenerbahçe’nin sahadaki kavgası hala sürüyordu... İyi futbol için olmasa da maça asılmak anlamında bir kavgaydı bu ve sürüp giden oyunda kalite ile fizik farkını ortaya çıkarması kaçınılmazdı.

İşte Fenerbahçe’ye ilk yarıyı önde tamamlatan gol Fenerbahçe’deki bu bir haftalık değişimden geldi.

45. dakikaya kadar topla hemen her buluşmasında yere düşen, düşmese isabetli pas veremeyen, Janssen’e destek olamayan Giuliano’nun da kalitesi ortaya çıktı ve Janssen ile birlikte geliştirdiği kontratakta golü attı.

Maçın ikinci yarısı daha ilginçti. Fenerbahçe’nin eski hastalıklarından “skoru koruma” endişesi depreşti ve takım geri yaslandı. Fenerbahçe yaslandıkça Antalya’nın baskısı artarken Aykut Hoca’nın hamlesi gerekti. O da doğal olarak geçen haftanın üç gollü Soldado’sunu oyuna aldı. Hiç de çıkarılması gereken bir oyun oynamayan Aatıf’ı ise kenara aldı mecburen.

Haberin Devamı

Soldado, Janssen ile santraforu çiftleyince, rakibin baskısı hafifleyebilirdi belki. Hatta yeni gol umulabilirdi Fenerbahçe’nin çift santrforundan. Ama Soldado ancak sekiz dakika sahada kaldı. Sakatlandı, çıktı ve yerine Valbuena girdi.

Yani evdeki hesap Antalya’ya hiç uymadı... Aykut Kocaman’ın hesapları yanında bir de Aykut Kocaman’ın haftalarca şikayet ettiği “kader”in tercihleri vardı. Artık devamlı top isteyen Valbuena’ya topu taşıyacak olan Mehmet Topal’dı. Çalışan Aatıf yoktu. Takımı ileri taşıyacak Ozan’ın girmesi de imkansızdı.

Tabi, Antalyaspor’un baskısı ve gol arayışı içinde bitti maç. Bir de Volkan’ın iyi kurtarışları.

“Faydacı” bakışla, Fenerbahçe altı maça çıkan yenilmezlik serisine, Sıvas’la (nihayet) başlayan toparlanmanın kesintiye uğramamasına ve üç puana sevinebilir.

Haberin Devamı

Ancak “iyi oynayan” Fenerbahçe peşindeki Fenerbahçelilerin tek ümidi ara transferdir... Bakarsınız öyle iki adam alınır ki, şu Fenerbahçe’nin içindeki futbol canavarını ortaya çıkarabilir.

Umut dünyası...