Futbolun “üç büyükleri” asırlık rekabet geçmişinin hiçbir döneminde şampiyonluğa bu kadar yakınken, ikinciliğe/üçüncülüğe bu kadar fit olmamışlardı!..
Artık gizlisi saklısı kalmadı.
Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin kendi aralarındaki derbilerde “misafir” olan için “bir puanı versen maça çıkmazdı” yakıştırması yapılır ya... Sezonun kalan günlerinde birileri çıkıp “ikinciliğe razı mısın” dese, karaborsa olurdu teklif.
Neden?..
HHH
Birincisi, lig hiç bu kadar çetin olmamıştı yakın tarihte... Güçlü-güçsüz farkı böylesine kağıt üzerinde kalmamıştı.
İkincisi, tepeden inme proje takım Başakşehir gücünde yeni bir “kural koyucu” çıkıp ligin ayarlarıyla böylesine cüretle oynamamış, şampiyon olursa kimsenin itiraz edemeyeceği seviyeye çıkmamıştı epeydir.
Üçüncüsü... “Üç büyükler” hiçbir zaman bu kadar paraya odaklanıp şampiyonlukla ikincilik arasındaki farka “Avrupa’dan para kazanmak açısından aynı” maddiyatçılığı ile bakmamıştı.
Ve dört... Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe “ya şampiyon olamazsam” diye hiç bu kadar korkmamıştı.
HHH
Evet korku...
Belki de ligimizin “en kıymetli” şampiyonluğu olacak şu çetin sezonun son iki ayında ne yapıyor kulüp koltuklarındaki kravatlı Galatasaraylılar, Beşiktaşlılar ve Fenerbahçeliler?
Ne olur ne olmaz diye “B” planı üzerinde o kadar çalışıyorlar ki, “A” planı şampiyonluğu resmen göz ardı ediyorlar.
HHH
Galatasaray’da futbol vekaletini ve kulüp anahtarını Fatih Terim’e vermiş yönetim, kamuoyuna “asıl zaferin” UEFA’da kazanılacağı algısını pompalıyor haldır haldır.
Bir yanda “enkaz edebiyatı”... Bir yanda “alacağını isteyen” adamlardan “düşman” yaratma uğraşı... Ve sanki UEFA ile yapılan Galatasaray’ın “varlık-yokluk” savaşı.
Kazanılırsa “şampiyonluk ne ki, bu kutsal mücadelenin yanında” imajı... Ha ikinci ha şampiyon... Zaten para aynı!
Haklılar... Çünkü Galatasaray şu anda lider olsa bile ligi aynı yerde bitirememe olasılığı çok yüksek.
HHH
Beşiktaş’a gelince... Apolet ne kadar heybetliyse korku o kadar dehşetli Beşiktaş yönetiminde. İki yıl üst üste şampiyon olduktan sonra “üçüncüye aday” başladığı ligin “altın kemerini” kaçırma telaşı, Başkan’a “109 yılda yapılandan fazlasını yaptık” gibi iliklerine kadar vefasızlık örneği olan bir cümle ettirebiliyor.
İyi o zaman!.. Bu sezon şampiyonluk yerine başarılı olduğun Avrupa ile yetinirsin, mesele kalmaz.
Ama aynı Avrupa suyunda ikinci kez yıkanamazsan “tarih olmuş” başarılı günlerini bir daha Beşiktaş tarihi ile kıyaslayamazsın; bilesin. Tam tersine, semti bile beş sene önce icat edilmiş Başakşehir’le kıyaslarlar seni, heybetin güneşte kalmış koz helvaya döner.
HHH
Üç büyükler arasında ikinciliğe seve seve razı gelecek ilk kulüp Fenerbahçe... Çünkü sezon bitiyor ne oynadığı anlaşılamadı.
Zaten yönetim katında bu sezon hiç oynanmadı!
Kolay mı?.. Yirmi yıllık iktidar sallanıyor bir yandan. Sezonu ve iktidarı kaybetme korkusuna çareyi, başka bir korkuda arayan Fenerbahçe yönetimi “3Temmuz sürecini” ısıtıp Fenerbahçelinin önüne koyuyor tabi.
Lig mi?.. İkinci olursa baş göz üstüne! Şampiyonluğa gelince, onu da lig kurulmadan öncekilerle telafi ediverir işte.
HHH
Korkunun ne “ecele” ne de “hedefe” faydası olabilir.
Olsa olsa üç büyüklerdeki gibi “şaşkın ördek sendromu” yaratır...
Şayet bu gidişi “düzeltmek isteyen” varsa, haftada kaç takımın tökezleyeceği belli olmayan son düzlüğe girerken şu son saatler hayati önemdedir.
Unutulmasın; Lige Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe değil, onları yönetenlerin “başarısızlık korkusu” şimdiden damgasını vurmuştur. Bugün telafi etmeye başlamazlarsa sayılı puanların paylaşımından farklı sonuçlar çıkıp üç büyüklerden biri şampiyon olursa, kimse “sayemde” demesin sakın.