Hadi İgor Tudor’un basın toplantısında maçı falan bırakıp amiyane bir vücut ve İngilizce diliyle medyaya dalmasını anlarım!..
Çünkü... Derin futbol bilgisi, intikam gibi varoluştan beri alt beynimize yerleşmiş ilkel içgüdülerimize gem vurmaya yetmez; daha pek çok derinlik gerektirir... Bırakın yüksek kalibrede insani donanıma sahip olmayı, Tudor’un “derin futbol bilgisi” bile şüphelidir.
Tıpkı tarih öncesi atalarımız gibi kaybettiğinde pısıp gerekçe arayacak, kazandığında direkt saldıracak doğal olarak. O da yazılı ve görsel basından aynı mekanda Östersunds basın toplantısının rövanşını almaya çalıştı sonuç olarak...
Biz beğenmiştik Avrupa’dan elendiğindeki basın toplantısını, “bravo her sorulana yanıt vermeye çalıştı” falan demiştik... Ama onun içine oturmuş medya tarafından sorgulanmak.
Gerçi, bu sefer karşısında elli yargıçlı halk mahkemesi gibi basın kalabalığı değil, sanık durumunda beş meslektaşımız vardı ve Hırvat hoca yalvar yakar suçsuzluğunu anlatmak yerine suçlayan durumundaydı... Herkesin hakkından geldiğini sanıyordu. Fakat bu mahkemeden de Tudor sanık olarak çıkacaktı uzun vadede.
Çok da uzun değil... Galatasaray bu hafta Beşiktaş’a yenilirse ki, muhtemeldir; asıl maç maçtan sonra! Çaylarınızı tazeleyin İgor Tudor ile gazetecilerin Östersunds basın toplantısına beş basacak muhabbetini izleyin.
Olur böyle vakalar; yine de fırsatı kullandı şansını denedi işte.
Neden?..
Çünkü önceden de yazdığım gibi hala kendisini Karabük Hocası sanıyor.
Ve kariyer eksikliği sendromuna sahip düşük özgüvenli teknik direktörler gibi bayılıyor böyle “hesaplaşmalara”.
Peki, Galatasaray Başkanı sayın Dursun Özbek’e ne oluyor da “kovulana kadar hocamızın arkasındayız” rutinini aşıp medyanın İgor Tudor’u sezon başından beri sürekli eleştirmesini kınayan laflar edebiliyor!..
Bir an için hak verelim sayın Başkan’a:
Asıl o zaman dibine kadar “haksız” duruma düşüyor medyayı kınamakla!..
Çünkü Galatasaray Yönetimi ve Başkanı’ndan çok daha istikrarlı olduğu ortaya çıkıyor futbol medyasının. Başkan gibi bir hafta Florya’ya baskın yaparak malzemecisinden teknik direktörüne kadar herkese ayar verip ertesi hafta sırtını okşamıyor hiç olmazsa değil mi?
Gelelim Sayın Dursun Özbek ile empati yapmaya!
Kendisinin ve cümle alemin bildiği gibi İgor Tudor Galatasaray’a takımı zimmetine geçirmiş “yıldızlardan” temizlemeye geldi ve başardı. Ancak umulmadık bir şey oldu ve yeni takımın iyi oynamasını sağladı Tudor. Ne kadarı isabetli transferdir, ne kadarı Tudor’un yeteneğidir bilinmez; lakin ortada reddedilemez iyi sonuçlar var.
Fakaaat... Başkan’ın ve cümle alemin bildiği “Galatasaray’ın kendisine bir beden büyük geldiği” gerçeğinin İgor Tudor da farkında... Bu “beden ayarlamasını” doğal yollarla zamana bırakmak yerine, olur olmaz fanteziler deniyor ki, bir an önce tartışılamayacak “üstad” sınıfına yükselsin.
İşte bu sırada yapıyor hatalarını.
Yani, Başkan fantezilerine engel olabilirse elinde kariyerine oranla müthiş başarılı bir teknik direktör kalacak. Hem onun kariyeri hem de Galatasaray kazanacak.
“Uğraşamam bunlarla, alırım kariyerlisini” demek durumunda da değil sayın Dursun Özbek... Tudor’un “yürüyen tekere soktuğu fantezi çomaklarından” daha büyük bir çomak olur sonuçta. Bugün “Tudor gitsin” diyenler dönüp hesabı Özbek’e sorar. Burası Türkiye, topaçların coğrafyası. Dönmek milli spor.
Kolay mı Özbek’in yerinde olmak...