Mehmet Topal’ın ciğerini, yüreğini, ayağını, kafasını, niyetini ve çabasını takdir etmeyen bir Allah’ın kulu bulamazsınız futbol aleminde... Fenerbahçelileri ayırıyorum; onlara oyunda, skorda, savunmada, kısaca futbolun tüm kapsama alanında doğrudan faydası var... Bu takım ne “sakınanlar” görmüştür ki, yeteneklerini tepe tepe kullanan Topal mest etmektedir Fenerbahçelileri... Elbette takdir edecekler, sevecekler. Asıl, rakip takımlara gönül verenlerden de bulamazsınız “anti Topalcı”.
Neden?..
İşte püf noktası burası:
Adam futbolcu olduğu kadar insan bir defa... Değerli eşiyle birlikte bir bakıyorsunuz göz ardı edilmiş gariban hastanesinin ihtiyaçları için kampanya başlatmış, bir bakıyorsunuz hasta çocukların yanında.
Ne züppelik, ne abartı... Göstere göstere değil, içinden geliyor bu ülkenin ona verdiklerini bu ülkenin ihtiyacı olanlarıyla paylaşmak.
Allah’ın bu duyguyu yüreğine yerleştirdiği insanlar bilir “gereğini yapmanın” ne büyük huzur verdiğini. Belki de o sebeple son derece pozitif bir insan kendisi.
Bitmedi...
Siz hiç Mehmet Topal’dan keskin sirke bir cümle işittiniz mi?.. Herhangi bir rakip formaya, futbolcuya, hakeme, medyaya saygısızlığını gördünüz mü?
Sanki kızgın futbolumuzun itfaiyecisidir kendisi. Her daim gereğinden bile az lafa girme durumunda. Söz sırası gelirse, makul ve mantıklı üstelik son derece yapıcı açıklamalar peşinde.
Futbolculuk on numara... Adamlık yıldızlı on.
Hani, “örnek Fenerbahçeli” arıyorsanız; alın heykelini dikin Topal’ın.
Sahi, madem ki Alex’in heykelini dikmiş ve yolu açmış bu Fenerbahçe taraftarı (ki çok haklıdır) neyi eksiktir Alex’ten Mehmet Topal’ın?
Oku Oğuzhan!..
Gelelim Oğuzhan Özyakup’a!.. Gerçi çizmeyi aşıp medyaya meslek dersi verdikten sonra bizim Beşiktaş’taki keskin gözümüz/büyük kulağımız Serdar Sarıdağ’a konuşarak “kazı çevirmek için” yine medyaya sığındı ama... “Tanklar geçti, palet izleri kaldı”!..
Bir cümlesi vardı “bizlere ayar yapmaya” çalıştığı ilk konuşmasında:
“Ben zaten hiç gazete okumam”!..
Aferin sana...
Kitap falan da okuma. Sadece tuvalet yazıları, duvarlardaki grafitiler ve akıllı telefonunla idare ediver.
Yıldız bir futbolcu olarak gençlere de örnek ol ki, hayatını köşeyi dönüp alışveriş ederek tamamlamaya odaklamış ideal nesillere katkın olsun.
Hayat Oğuzhan’ın... İstediğini yapar.
Lakin, ortalıkta bir sürü “futbolu neden futboldan gelmiş adamlar yönetmiyor” diyen eski futbolcular ve plazadan çıkmadığı için kendini Avrupa’da sanan meslektaşlar var.
İşte sebebi... Süper yetenekli, keskin zekalı, muhtemelen futbolun en büyüklerinden biri olacak Oğuzhan, futbolu bıraktıktan sonra federasyon başkanı olabilir mi sizce?
Veya UEFA temsilcisi, hatta başkanı falan?
Oku Oğuzhan.