Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sadece kulüplerin velinimeti değildir taraftar... Yazılı/görsel medyanın da bir numaralı müşterisidir, dolayısıyla şiddet hariç ne yapsa otomatikman “haklıdır”!
Kulüpler kadar olmasa bile, kaçınılmaz şekilde ince kıyım bir popülizmle koruma altındadır.
Malum; reyting/tiraj meselesi!
Tamam... En iyisini onlar bilir, en mükemmel seçimi onlar yapar, en kral tepkiyi onlar koyar.
Peki, anladık!
Ama bir yere kadar.
Ne yani... Tercih tribünün diye Saracoğlu Stadında Mehmet Topal’a konan zalim tepkiye hak verecek halimiz yok değil mi?
O ne çirkin günah keçisi yaratmaktı öyle.
O ne haksız suçlamaydı...
Fenerbahçe’de yuh çekecek adam mı kalmadı ki, sakat sakat oyuna sokulan, sakat sakat işini yapan Topal’a geldi sıra? Topal’a yuh çeken kim varsa, onun insafı topaldır asıl.
Kimdir yuh çekilen Mehmet Topal?
Fenerbahçeli olduğu 3 Temmuz 2012’den beri Fenerbahçe’ye gelen her teknik direktörün takıma “makyaj” yapmak adına ve “desinler” diye kulübeye gönderdiği, bir süre sonra aman dileyip sarıldığı adamdır.
Sebepsiz “ıskarta” yaparlar, çünkü efendidir söylenmez. El kol hareketi yapmaz, kimseye şişe/forma falan fırlatmaz. Çalışır, bekler. Beklerken de boş durmaz, hastane hastane dolaşır, ya yardım bulmaya uğraşır, ya da hasta çocuklara ulaşır.
Teknik direktörler “Topal vetosundan” çabuk vaz geçerler; çünkü kıymeti yokluğunda ortaya çıkan istikrarlı bir profesyoneldir kendisi. Herkes uyusa bile o ter bırakmaz bedeninde. Yetenek-fayda terazisi de, insanlık- forma saygısı da pek çoğundan ağır çeker. Ücret-verim oranı her daim pozitif verir.
Sezonun son maçında zaten resmi olarak sakat kontenjanındaydı kendisi. Hem “ne olur ne olmaz” hem de “ne verirse ona razıyım” diye konmuştu esame listesine.
Yanal, orta sahada kayıpları oynayan Eljif’i görmüş, hem ona hem takıma yazık etmemek için mecbur kalmış Mehmet Topal’ı almıştı. İleri çıkan Eljif de bir dakika sonra golü atmış. Mehmet Topal müthiş şekilde işe yaramıştı.
Alkış yerine, “yuh olsun ruhsuz adama” ha?..
“Ama hatalı pas yaptı”!
Sanki Fenerbahçe tarihindeki ilk pas hatası!
“Beni çıkartın dedi”!
Yahu oynamak ve faydalı olmaktan başka derdi olmayan adam niye çıkmak istesin? Uçağa mı yetişecek yaz tatili için? Velinimet de olsa, haksızlığa isyan etti işte.
Ayıptır ayıp.
Lakin dedik ya; taraftar sadece kulüplerin değil medyanın da bir numaralı müşterisi...
Aklıma -içgüdüsel mi, alışkanlık mı yoksa öğrenilmiş eyyam mı bilemem- hemen bir gerekçe geldi şimdi!
Şeytan diyor ki, Fenerbahçe tribünlerinin saha siciline göre en yanlış adama patlayan bu tepkisi, aslında Mehmet Topal’a değil Fenerbahçe takımına ve ona bu sezonu yaşatanlara bir isyan olmalı.
Yani, mektup doğru, adres yanlış. “Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” durumu!
Mesajı aldı mı acaba yönetim?
Ne olursa olsun son maçın son dakikalarında Fenerbahçe tribünlerinin yaptığı tek kelime ile hatadır.
Olayın bir tek artısı vardır...
Tribün kaynaklı bu hatanın karşısında sorumluluk alan ve aslanlar gibi duran Ersun Yanal, yeni sezonun ipuçlarını vermiş, geride kalan süreçteki gibi “edilgen” bir kalıp içinde kalmayacağını “en büyük güçten” başlayarak herkese haykırmıştır.
Muhtemelen bu da yönetime...
İyi niyetli bir medya mensubu tarafından bile, taraftarın “şerrinden” çıkarılabilecek “hayır” ancak bu kadardır.