Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Her şeyden önce ufak tefek avantajlar peşinde koşmadan tribünü Galatasaray seyircisine açmak için gayret gösteren Beşiktaş Başkanı Fikret Orman ile “söz konusu Türkiye ise 3 puan teferruattır” diyerek tansiyonu düşüren Galatasaray Başkanı Dursun Özbek’e teşekkür etmek lazım bu futbol bayramı tadındaki derbi için...
Evet... Özlenen keyifli, bol pozisyonlu heyecanlı bir futbol ve medeni tribünler...
Kimin kazanması gerektiğinden önce huzura hasret Türkiye’nin kazancına bakın siz de.
Futbola gelince, Galatasaray, ilk yarıda sanki senaryosunu kendi yazdığı bir oyunu sergiler gibi iki gol atıp muhteşem bir skor yakaladı ama rakip Beşiktaş’tı...
İkinci yarının senaryosunu devre arasında Şenol Güneş yazmıştı ve Beşiktaş müthiş bir geri dönüş yaparak beraberliğe ulaştı.

Haberin Devamı

Galatasaray hem ev sahibi hem de favori gibi başladı maça. Kendinden emin, ne yapacağını bilen, ustalık kokan bir tarzla...
Şenol Güneş, Olcay’ı sağa alarak Sneijder’in de sola kaymasıyla Carol-Tolga-Bruma’dan oluşan klasik baskın timini durdurmak istemişti ama ilk yarıda asla başarılı olamadı. O tim takır takır çalıştı. Carole mükemmel. Bruma müthiş. Sneijder istekliydi.
Üstelik Güneş’in Olcay’la yer değiştirip sola gönderdiği Quaresma da o belgeyi mahvetti, Caner’in topu ileri taşıma gayretleri bile heba oldu. Ayağına aldığı her topta son pası vermek yerine “bakın şimdi neler yapacağım” diye pozisyonu ezen Quaresma Galatasaray’ın çalışmayan tarafını Beşiktaş adına durdurarak adeta yardım etti rakibe.
Tüm bunlara Selçuk tarafından kilitlenen Beşiktaş’ın beyni Oğuzhan da eklenince resmen eksik oynadı ilk yarı Beşiktaş. Orta sahadaki o bitirici paslarını yapamadığı gibi defansı panik içinde, forvette Cenk tek başına kaldı. Hatalar birbirini kovaladı.
Bu koşullarda iki takımın da yumuşak karnı olan duran topların en büyük zararını Beşiktaş gördü tabi. İlk golü Sneijder’in kornerinden yedi. Uyuyan defansın arasından fırlayan Eren’in ayağından...
Golden sonra Beşiktaş’ın baskı yapma isteğini, yine karizmatik bir şekilde engelledi Galatasaray. Vuruşları geç yaparak oyunu soğuttu, Beşiktaşlıların sinirlerini gerdi. Geri kalan topları da Muslera toplayınca ilk yarıda bir türlü beraberliği yakalayamadı Beşiktaş.
Devre bitmeden Bruma’nın orta sahadan aldığı topla Beşiktaş savunmaları arasında slalom yaparak attığı ikinci gol ev sahibinin ne kadar dağıldığını gösteriyordu.
İkinci devre müthiş bir reaksiyon hikayesi... İlk kıvılcım Şenol Hocadan geldi ve takıma mecburen müdahale etti Güneş... Hem de bir değil iki müdahale birden... Olcay ve Oğuzhan dışarı, Talisca ile Aboubakar santrfor ve arkası. Gerçekten de hem gerekli hem de skoru değiştirecek bir hamleydi Şenol Güneş’in yaptığı. Aynı düzen sürseydi dörde kadar giderdi Galatasaray’ın gol sayısı.
Bu ikili Cenk, Quaresma ve zaman zaman Atiba’nın da katılmasıyla Galatasaray savunmasını zorladı, bir süre kaledeki dev Muslera’yı geçemedi.
Büyüyü 73. dakikada Marcelo bozdu.
Artık Galatasaray hiç olmazsa 2-1’i korumaya çalışmak için geriye yaslanınca ve Eren, Selçuk gibi futbolcular yorulup, Sabri oyundan düşünce, bir de Riekerink değişiklik yapacağına uyuya kalınca Beşiktaş’ın hızlı hücum formatı devreye girdi ve özellikle 2-2’den sonra maç Beşiktaşlılar ile kaleci Muslera arasında oynanmaya başladı. Beşiktaş forvetinden gol kaçırmayan kalmadı ikinci devre.
Beraberlik ilk yarıdaki Beşiktaş için mucize, ikinci yarıdaki Beşiktaş için şanssızlıktı. Galatasaray için tam tersi.