Şimdi tam zamanı!.. Milli Takım’ın yarısını “performans dışı gerekçelerle” dışarda bırakan Fatih Terim’in “aç ve istekli gençleri”, Rusya gibi zorlu bir sınavdan alnının akıyla çıkmış, dışarda kalanların “hiç de vazgeçilemez olmadığı” anlaşılmış, Terim küllerinden doğan Anka Kuşu gibi yeniden kanatlanmışken, Hoca’nın “kalkışmacı futbolculara” yaptığı haksızlığı rahatça yazabilirim.
Milli Takım Rusya maçında dökülse, gençler formayı dolduramasa, muhtemelen Terim’in tercihleri “yeniden ve kendisi aleyhine” masaya yatırılır, ben de “fırsatçı” durumuna düşmemek için yazmazdım bu yazıyı belki.
Birine bir şey söylemek istiyorsanız güçlü anını seçmelisiniz yani. Tersi kalleşlik kokar.
Evet... Sayın Terim başta Arda Turan, Fransa’da problem çıkaran gedikli millileri kadroya bile almayarak riskli ama çok doğru bir hamle yaptı. Gazeteciliği boş verin, bir TC vatandaşı olarak bile sonuna kadar katılırım eylemine.
Tersi olsa, ne Milli Takım’a saygı kalırdı ne de Terim’e...
Peki Fatih Hoca’nın hatası nerede?
Rusya maçından önce yaptığı basın toplantısında:
Kilit açıklama:
“Özür dileme mercii ben değilim, onlar Türk Halkı’na yanlış yaptı” !
Sorarım size; bu ifade Milli Takım’dan uzaklaştırılan futbolcuları resmen halkın önüne atmak değil midir?
Yani; zamanında Terim’in gazetecileri suçlamakta kullandığı argümanın en somut hali!..
Kendi ifadesiyle “otuz yıllık hocalık hayatında bir defa bile futbolcularını suçlamayıp tüm hataları kendi üstüne alan” Terim için “inanılmaz” kategorisine girmez mi?
Aynı basın toplatısında Terim, Fransa’da yaşananlar ve başta Arda Turan olmak üzere vetolu futbolcular hakkında konuşmayacağını belirttikten sonra “milli takıma çağrılma kriterlerini” açıkladığında ne anladı kamuoyu?
Hiçbirinin “o vasıflara” sahip olmadığını değil mi?
Oysa isim isim “derdini” söyleseydi Terim, suçlarını açıklasaydı, hatta bağırıp çağırsaydı bin kere daha iyi idi...
“Şu dedikodu yaptı, bu para peşinde koştu, o hizip çıkardı, beriki benim otoritemi sarstı, diğeri özellikle kötü oynadı” dese, herkes suçlandığı konuyu bilir, belki bir açıklama getirebilir, olmadı özür diler, biraz ceza çeker, kamuoyu da şampiyona stresine verip affedebilirdi zaman içinde...
Ama olay Milli Forma’ya, ülke sevdasına falan gelince dur orada.
“Halka yanlış” haşa...
Artık geri dönüş çok zor.
Aynı basın toplantısında hem “Onlar da başka tecrübeli oyuncuların yerine gelmişlerdi” gibi doğa kanunlarına gönderme yapan son derece makul ve mantıklı bir değişim gerekçesi ileri sürüp, hem de “Halka yanlış” gibi soyut sebeplerle olayı neredeyse vatana ihanete sürüklemenin ne alemi vardı?
Doğru kararını yanlış anlatınca, doğru kararını bile eleştiriye açık hale getirdi Fatih Hoca.
Kişisel prensiplerini çiğnedi.
İyi niyetle bakarsak “kastı aştı”...
O futbolcuların tuzu kuru... Bundan sonra milli olmadan da idare ederler ama bir gün Terim’in ve Milli Takım’ın onlara ihtiyacı olursa diye korkuyorum asıl. “Başta Arda, hiçbiri özür bile dilemedi” diyorduk ya… Artık öyle bir zaman gelebilir ki, Terim onlardan özür dilemek zorunda kalabilir maalesef.