Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yer yerinden oynuyor “Tudor gitsin Terim gelsin” diye!.. Çünkü “emir” büyük yerden... “Sosyal Medya” öyle istiyor!
Bana bakmayın; ben ne önemserim sosyal medyayı ne de küçümserim... Ama pek çok insan, hatta deve dişi gibi meslektaşlarım için “her şey” olduğunu bilirim. Üreten, tüketen, emreden, cezalandıran, ödüllendiren, kayıtsız şartsız boyun eğilen, her şey...
Hal böyle olunca... Sosyal medya işaret vermeden tuvalete gidemeyen “fikir önderleri” (artık nasıl “önderler” ise) bir yandan akıllı telefon sahiplerine şirin görünüp varlıklarını sürdürmek, bir yandan reytingi hamuduyla götürmek için programlar yapıyor, yazılar döşeniyor Terim’e tapınmak üzerine.
Ben biliyorum, görüyorum; Terim bilmez mi?..
Peki niye tek kelime etmiyor?
Benzetmek gibi olmasın ama Fatih Terim’in bu sessiz bekleyişi, plan/projesi hazırlanmış 12 Eylül Darbesi’nin “memleket iyice dibe vursun” diye aylarca ertelendiğini hatırlatıyor bana!
O sırada politikacılar seçime gitse, Ege’deki atıl bir ordu kumandanlığından emekli olacak, tarihin çok farklı yazılması riskini göze alamayacaktı Evren...
Hadi biraz daha pozitif olalım...
Terim ortada “kurtarılması gereken bir Galatasaray olmadığını” düşünüyor diyelim.
Asıl o zaman Galatasaray Yönetimi’nin tepesinde “Demokles’in kılıcı” olmaktan vazgeçtiğini açıklaması gerekmez mi Terim’in.
Tamam; burası Türkiye...
Puan cetveline göre dördüncü Şenol Güneş “tartışılması bile söz konusu olamaz” kategorisindeyken, Aykut Kocaman üçüncü sıraya yükseldiğinde “meğer ne kadar haklıymış” madalyaları ile taltif edilirken; İgor Tudor’un ikinciliği “yeteneksizliğinin belgesi” olarak sürülebilir algı dünyamıza ve kabul görebilir.
Lakin her türlü futbol hesabının kompetanı Terim, öznesi olduğu Galatasaray’ın bekasına ilişkin bu konuda nasıl kulağının üzerine yatabilir?

Haberin Devamı

Açıkça yazalım...
Fatih Hoca’nın kendi adıyla yer yerinden oynarken adeta havaya bakıp ıslık çalmasındaki sebep, “İgor Tudor’un yerini almanın” çok ötesinde şu andaki Galatasaray Yönetimi ve Başkanını “fena halde dargın olduğu Arda Turan ile flört ettikleri için” cezalandırmaktır muhtemelen.
Terim sadece “İgor Tudor değişsin” isteyen Galatasaraylılardan değil, aynı zamanda yönetimin değişmesini de talep edenlerden biridir büyük bir olasılıkla.
Terim, “Özbek Dansı” yapıyor; nasırına basılan Dursun Bey!
Nereden anlıyoruz?
İgor Tudor’un işini sosyal medya ile onun “medya ofisleri” çoktan bitirdi... Fatih Terim hiçbir şey yokmuş gibi orada öyle durarak asıl Dursun Özbek’i tartışılır duruma taşıyor adım adım.
Zora sokuyor... Zorluğuna zorluk katıyor. Tabir yerindeyse kıvranmasına çanak tutuyor.
Evren’in hesabında Türkiye’nin yeri ne ise Terim’inkinde Dursun Özbek’in yeri o.
Başkan çaresiz... İgor Tudor’un kulağını çekerek yola getirme evresi, Hırvat Hoca’nın bir önceki saldırgan basın toplantısıyla geride kalmış, fırsat kaçmış.
Sayın Özbek, Terim’e anahtarları teslim etse... Tabandan ve bir kısım medyadan baskılarla zirvedeki takımın hocasını kovarak tarihe “en edilgen başkan” olarak geçecek; olayın şoku geçince böyle bir başkanı Galatasaray kabul etmeyeceği için yerini Terim’in onaylayacağı bir başkana terk edecek.
“Terim’in gelmesi söz konusu bile değildir” diye kestirip atsa, eksantrik hoca Tudor’a nasıl güveneceği bir yana, takım şampiyon olsa bile Terimciler tarafından didik didik edilecek, belki şampiyonluğu bile göremeyecek.
Ümitsizce “ben hazırım” veya “asla düşünmüyorum” cümleleri umuyor Fatih Terim’den.
Hata ediyor.
Geleceğini sadece kendisi çizmelidir sayın Özbek.
Tıpkı 12 Eylül arifesindeki gibi çare seçimde galiba...
Ya güçlenerek çıkar sayın Özbek, ya da “size Terim’le hayırlı yolculuklar” diyerek. Ki, güçlenerek çıkması kuvvetle muhtemeldir... Çünkü “şampiyonluğa kıl payı durumda başkanı ve hocayı değiştiren kulüp” olmak riskini omuzlayamazlar genel kurulda.