Her fırsatta “Galatasaray Kulübü’ne başkan olsana” diye Fatih Terim’in başının etini yiyen bizler, ne kadar safmışız meğer!..
Hele ben!
“Resmen geç kaldın” diyordum Fatih Hoca’ya…
Galatasaray’da geçen sezon yaşanan sancıları, eş başkan gibi davranan Terim’in başkan olmak için bir türlü harekete geçmemesine bağlıyordum. Çünkü Fatih Hoca Florya’daysa o sıradaki başkan istediği kadar güçlü olsun, “düşük profilli başkan algısı” yakasına yapışıyor, bu da Terim ile çatışmasına sebep oluyordu.
Terim’i “imparator”, Başkan’ı başkan yapan benzer özellikler, gün geliyor bir ipteki iki cambaza dönüyordu.
Kimsenin kimseye, kimsenin kulüp menfaatlerine falan kastı yoktu. Yüce bir amaç için yan yana gelmiş olsalar bile baskın kişiliklerin düellosu doğa kanunu idi.
Çaresi Terim’in başkan olmasıydı bence.
Hesap etmediğim, Fatih Terim’in bu durumdan hoşnut olmasıydı!
Neden hoşnut olmasın?
Hem en iyi bildiği ve en sevdiği işi yapıyor… Hem karşılığında altı sıfırlı Eurolar alıyor…
Hem de Galatasaray Başkanı’nı o seçiyor!
Evet… Galatasaray’a başkan seçilebilme kriterlerine “Fatih Terim onaylı” olmak eklendi epeydir.
Gelecek seçim için “mecburi” hatta.
Konjonktür böyle.
Yoksa bütün başkan adayları neden “Fatih Terim ile çalışacaklarını” deklare etsinler seçimden önce?
Galatasaray için “olmazsa olmaz” Fatih Terim ise, Mustafa Cengiz onunla çalışmayı tercih etmiş zaten; yeni başkan adaylarına ne ihtiyaç var?
Yok; Fatih Terim’in gücünden çekiniyorlarsa, onu karşılarına almak istemiyorlarsa, başkanlık yarışında desteğinin seçilme şanslarını arttıracağını düşünüyorlarsa, Fatih Terim’i Galatasaray’daki en yüce güç olarak görüyorlar anlamında.
Kimi işaret etse o kazanacak fikrindeler demek ki.
Seçim demek siyaset demektir. Siyasetin bizde bilinen şekli, oy karşılığı “mavi boncuk” ve “tavizdir”. Kulüp başkanı adayları da kapsama alanı kulüp çapında siyaset yapmalarından doğal ne olabilir?
Fatih Terim’in bir oyu var ama onu kanaat önderi bilenler, onu haklı olarak “şampiyonluk kestirmesi” olarak görenler herhangi bir başkan adayının fanlarını katlıyor Galatasaray’ın güncel koşullarında.
Öyleyse koşun Terim şemsiyesi altına. Kaçı sığar, kaçı dışarda kalır ona Terim karar verir.
Peki bu nedir?
Galatasaray Başkanını Terim’in tayin etmesi değil mi?
Olsun!
Ne seçilen başkan şikayet eder bundan, ne de seçen Terim.
En azından “başta”!
Bakın, güçlü olmak herkesi memnun eder.
Hele Fatih Terim gibi etli butlu bir egoya sahip olan bir kişiyi mest eder.
Ancak en azından hiyerarşi hatasıdır. Bozuk hiyerarşi orduyu bile bozar!
Uzun süre işe yarayabilir bu “bilinçli hata”... Sonucu verimli olabilir. Lakin öyle bir yerde lastik patlar ki, en başta “başkanlar üstü” Fatih Terim olmak üzere başkandan kulübe kadar herkeste iz bırakacak yaralar açar.
Galatasaray şampiyon olunca da olamayınca da patlayıp görünmez kazalara sebep olduğunu görmedik mi?
Galatasaray’ın henüz seçilmemiş başkanı, çoktan oy birliği “onursal başkan” seçilmiş teknik direktöründen icazet alarak sandığa gidiyorsa ve seçilecek başkanla teknik direktör arasında -günün birinde- çatışma kuvvetle muhtemel gözüküyorsa, bu seçim Galatasaray’a şampiyonluk getirebilir ama huzur getiremez.
Çare mi?
Ben hala “Terim Başkan olsun” derim.