Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu ülkenin insan ve para kaynaklarıyla bu ülkeyi Libya’ya, Irak’a, Suriye’ye çevirmeye kalkan hain ötesi Fetöcüler, yargıda, bürokraside, eğitimde, poliste, askerde kılcal damarlarımıza kadar sızmışlar...
Ama demokrasilerde çare tükenmez!
Çözüm var.
Çünkü yılan kadar sinsi de olsalar, çete elemanlarına yer açmak için pek çok vatansevere ayağını kaydırmaktan hapse tıkmağa kadar en ahlaksız oyunları ederken, aynı zamanda çözümün adresini de ortaya koydular.
Fetö mağdurları bir tür “garanti belgeli” şimdi...
Bugün Fetöcüler her şeyi inkar edip ya mütedeyyin vatandaşların arasında saklanmaya çalışıyorlar ya da yurtdışına kaçıyorlar ama vatanseverler apaçık ortada.
Kimler mi?
Hak ettiği yerde olmayanlar, şantaja, iftiraya, zulme uğrayanlar, açığa alınanlar, işinden kovulanlar, sürülenler, zindana atılanlar, her türlü kumpas ve tuzağa muhatap olanlar. Örgüt medyasında linç edilenler, hedef gösterilenler.
Toplasanız neredeyse iki devlet kuracak kadar adam var.
Çeteye dahil yargıçları, savcıları mı tutukluyorsun... Ülkeyi sevenleri buluverirsin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu seçimlerine bakınca.
Bürokrat, hoca, polis... Örgütün ıskartaya çıkardıkları yorulmuş, yıpranmış ama ayakta.
En sıkı örgütlendikleri Silahlı Kuvvetler’i bile vatanseverlikten başka suçları olmadığı kanıtlanmış Ergenekon-Balyoz-Askeri Casusluk yaftalı zindan kadroları ayağa kaldıracak kıratta.
Nitekim aklanmayla, iade-i itibarla yetinilmiyor tanklar, uçaklar, savaş gemileri teslim ediliyor onlara.
Bir tek futbolda durum vahim!..
Çünkü Fetöcüler direkt olarak sadece Fenerbahçe’ye saldırdılar... Birazcık da Beşiktaş’a...
Fenerbahçe ise başkanından Bağdat Caddesi’ndeki taraftarına kadar adeta Fetö tanklarının önüne yattı, kulübü/değerlerini ezip geçmesine müsaade etmedi kumpasçıların.
Hatta Fetullahçıların ne kadar bel altı çalışabileceği hakkında toplumsal bilincin oluşmasında bayraktar oldu, içerdeki askerler için “acaba” diyenlerin kalbindeki son kuşkuyu da kaldırdı ve kumpasın üzerindeki örtüyü çekti aldı bu kulüp.
Örgüte karşı halk direnişinin prototipini yarattı.
Hakkını vermek lazım... Mahkemede yirmi sene hapis ihtimali tepesinde sallanırken boyun eğmemek, sokakta gaz ve cop yerken haksızlığa isyan etmek az bu iş değildir.
Diğerlerini bilemiyoruz tabi...
Ya onlara ilişmediler ve büyük oynamak için sadece Fenerbahçe’ye girişti Fetöcüler...
Ya da diğer kulüpler Fetullah’ın yeniden yapılandırma operasyonlarına boyun eğdiler!..
Tabi, güç kimdeyse ona yakın gibi gözükmek sadece futbolumuzda değil, ne yazık ki memleket genelinde “zeka ve uyanıklık” olarak nitelenmekte uzun zamandır. Kendini zeki ve uyanık sananlar da var.
Merak etmeyin gerçek ortaya çıkar.
Sonuçta, futbol Fetö’den temizlenirken tek “anti-Fetögarantili kadro” kimde?
Fenerbahçe’de... Profesöründen işadamına, esnafından işsizine ispatlamışlar. Yöneticiler ha keza...
Hadi kimseye kefil olmayalım; piyasanın en temizi diyelim Fenerbahçe için. Çünkü bu hainler o kadar bukalemun ki, devletin tepesindeki insanlara şah damarı kadar yakın durmuşlar, kimsenin ruhu duymamış!
Belki saklanmıştır bir iki tane de Fenerbahçe’de.
Peki, Fenerbahçe’nin ihtiyat payı ile görece diyelim- temizliğinden faydalanacak mı futbol?
Asla...
Futbol öyle bir şey ki, söz konusu renkler olduğunda “ikinci-üçüncü kimlik” olması gereken taraftarlık, en az “birincisi” kadar önemli!..
Futbolun bir iki kilit yerinde bir iki Fenerbahçeli fazla olsa, kimse Fetö falan düşünmez cıyakcıyak bağırır.
Özetle; futbolun temizlik işi Fetö’nün girdiği her yerdeki gibi “anti Fetöcü kadroyu” teşhir etmesine ve arkasında hazır bırakmasına karşın daha zor olacaktır.