İnternetten siparişte parası ödenen yerine uyduruk şeyler geldiği oluyor ya... Galatasaray-Fenerbahçe derbisi de ona benzedi!..
Sipariş derbi idi, paketten hem Galatasaraylıya hem de Fenerbahçeliye bol miktarda narkoz çıktı.
Oynamaktan çok oynatmamaya odaklanmış büyüklere sorarsanız; kazasız belasız atlattılar bir derbiyi daha!
Acaba öyle mi?
Galatasaray’a göre hava hoş… Keşke ligin sonuna kadar bu ayar gitse.
Ama, son yirmi dakikada on kişi kalmış, sistemi ve ayarlarıyla oynanmış Galatasaray’dan galibiyet almak yerine, ileride kapanacağını sandığı(başta Kocaman) sekiz puan farkı içine sindiren Fenerbahçe’ninki sadece sorunu halının altına süpürme.
Derbinin sürprizi daha maç başlamadan İgor Tudor’dan gelmiş ve hoca sekiz haftadır takır takır çalışan takımın sistemini üçlü savunmaya çevirmişti.
Makul ve mantıklı bir sebebi yoktu tabi.
Nereden anlıyoruz?.. Henüz 19. dakikada Serdar Aziz sakatlanıp çıkınca yerine stoper alıp aynen devam etmek yerine Latovlevici ile dörtlü savunmaya döndü Tudor.
İçine sinmemişti belli ki! Niye yaptı peki?
Aslında derbiye ağırlığını koymaya çalışan Tudor’un bu fantezisi şans yardımıyla düzelirken Fenerbahçe adına şanssızlık anlamına geliyordu. Çünkü sağdan hücum etme alışkanlığındaki Fenerbahçe’nin çabaları Galatasaray sol beki Latovlevici sayesinde sıkışıp kaldı o dakikadan sonra.
Yine de ilk yarı “Fenerbahçe’nin istediği gibi” geçti... Biraz gergin, epey tatsız ve skorsuz.
İlk çeyrekte hemen gole ulaşmak için çılgın gibi basan ve saldıran Galatasaray’ın temposunu kontrataklarla düşürdükten sonra istediği sakin ama israrlı futboluna döndü Fenerbahçe. İlk yarının en net gol pozisyonunu bulduğu gibi bir de geçerli olmayan golü vardı.
Galatasaray’ın topa hakim olmasına karşın alışılmış etkili oyununa ulaşamama sebebi ise hem Fenerbahçe’nin hem de evsahibinin orta alana sahip olmak istemesi ile sıkışan oyunda Gomis’i kanatlardan besleyecek Galatasaraylı çıkamamasıydı. O kadar ki, oyunu tamamlayamadı ve on dakika kala yerini Eren’e bıraktı Gomis.
Maçın ilginç yönlerinden biri Cüneyt Çakır’ın hoşgörülü gününe denk gelmesiydi!..
Kartlarında cimri davranan Hakem Çakır, ceza sahalarında ele çarpan topların hiçbirini de kasıtlı bulmadı veya es geçti.
Yoksa Cüneyt Çakır da internetten siparişti?
O kadar tuhaftı ki, aynı fikirde olmayan tribünler hırsını yardımcısından çıkardı.
Derbi başlamadan önce 30 ülkede canlı yayınlanacağı için öve öve bitiremeyenler yardımcı Tarık ongun suratına gelen madde ile baygınlık geçirip görevi bırakınca 30 ülkeye daha reklam olduk dedi mi acaba?
İkinci devre Galatasaray’ın üstünlüğü ile başladı ve on kişi kalana kadar sürdü. Üstündü ama skor yapacak kadar değil.
Karşılaşma ancak 73. dakikadan sonra ilginç hale geldi. Belhanda hakemi aldatmadan ikinci sarıyla oyun dışı kalırken Aykut Kocaman Alper ve Soldado’yu sahaya sürdü ve belki de ilk defa kazanma fikrini aklından geçirdi.
Ama ne mümkün... Maç kendi formatını yaratmış, tatsızlığa kilitlenmişti.
Şu kadarı kesin; gece Galatasaray’ındı.