Aslında Fenerbahçe’nin coşacağı, Kasımpaşa’nın durdurmaya çalışacağı bir maç hayal ediyordu herkes.
Çünkü Fenerbahçe’nin karşısında üç haftada tek gol yemiş ve Süper Lig’de “rakiplerine en az şut çektiren takım” unvanını elde etmiş bir Kasımpaşa vardı.
Fenerbahçe ise “en önemli eksiğimiz” dediği “zamanı”, milli maç arasıyla telafi etmiş olmalıydı!
Kasımpaşa, ilk 45 dakikada “işini” çok iyi yapıp, Fenerbahçe’nin esas derdinin zaman olmadığı belli olurken, ortaya keyifsiz, pozisyonsuz bir devre çıktı.
Mücadele sadece orta sahadaydı...
O da Fenerbahçeli futbolcular tek top yaparsa... Aksi halde tatlı faullerle topu kaybetmeleri işten bile değildi. Örneğin, Meireles faul almadan ancak 42. dakikada topla alan kat etme fırsatı buldu; korner oldu... Golle sonuçlanan korner...
Fenerbahçe defansının 4’te 3’ü ve yeni sezonun en çalışkan adamı Diego sakattı ama sonuçta dünyanın tanıdığı futbolculardan kurulu, geniş kadrolu bir takımdı Fenerbahçe.
Lakin yıldızlar ancak oynayınca parlardı.
Oynatacak olan ise iyi niyet, doğru planlar ve eşgüdümdü.
Tabi, rakip de izin vermeliydi!
“Yok ya” demeyin; Fenerbahçe şimdilik öyle!
Fernandao’yu arkadaşı Titi kilitlemiş, Nani aktif dinlenmeyi tercih etmiş, iyi niyetli Van Persie her topa dokunduğunda üç kişiyle marke edilmiş durumda olunca, soyunma odasına galip gitmek bile sürprizdi Fenerbahçe’ye.
Demek Fernandao’yu, Titi ile birlikte almak lazım ki, karşısında olup işe yaramaz hale getirmesin. Nani’yi motive etmek lazım ki, bu kadar erken pes etmesin. Van Persie’ye laf yok; en az iki kişi lazım zaten ona gol attırmamak için. O iki-üç rakibi boşa çıkaranlar utansın.
Bu da “yıldız farkı” işte... İlk yarının en az topa dokunan futbolcusu Nani, öyle bir kesti ki korneri, Josef’in kaleye yüklenmesi yetti.
İkinci devre farklı... Kasımpaşa hemen oyunu Fenerbahçe sahasına yıktı.
Pereira’nın yanıtı 62. dakikada Van Persie ve Nani’yi dışarı alıp Alper ile yeni transfer Markovic’i oyuna sokmak oldu.
Niyeti, iki kanada iki hızlı adam koyup baskıyı azaltmak olmalıydı. Lakin yetmedi.
Pereira’nın elini asıl kim rahatlattı?.. Saçma sapan kırmızı kartla 76’da oyundan atılan Veysel. Zaten dışarı çıkan topu kornere yollayıp Josef’in golünü yaratan da oydu.
Yine de gol arayan takım 10 kişilik Kasımpaşa’ydı kalan sürede iyi mi?
Sebebi futbolcularda arayın.
İspatı... 87’de oyuna giren ve samimi gayret gösteren Volkan Şen aldı hücum üstünlüğünü Kasımpaşa’dan.
Bu gidiş sevimli değil. Zamanın Fenerbahçe lehine geçeceğinden şüpheler uyandı sarı-lacivertlilerde. Maçı bir cümlede toparlarsak; Fenerbahçe bir kere daha sıçradı demek çekirgeleri rencide etmez umarım.