Peşindekiler ve peşinde olduğu kazanırken tüm kredisini geçtiğimiz altı maçın üçünde harcamış Fenerbahçe, Ümraniyespor’u ıkına sıkına yenerek sadece haftayı kurtardı, sorunları öteledi. Skoru bilemem ama oynadığı oyun sadece şampiyonluk yarışındaki rakipleri tarafından beğenilmiş olmalı.
Jesus’un sağ beke Ferdi’yi, sol beke Lincoln’u koyduğunu görenler, Fenerbahçe’nin hücumda çizgiye çıkacak savunması ile önde çoğalıp Ümraniye’yi erken tuşlayacağını sandılar ama ilk yarının ancak ilk çeyreğinde baskın bir Fenerbahçe vardı.
Zor çözülen, her rakibine zorluk çıkaran Ümraniyespor karşısında Dünya Kupası öncesi nostaljisi ile başlayan Fenerbahçe’nin 9 ve 13. dakikalarda kaleci Orkun’a takılan olası gollerinden sonra işler tersine döndü.
Çünkü rakip Ümraniyespor orta alanda basıyor, alan daraltıyor, topu kaybederse kalesi önünde çoğalmayı biliyordu. Hatta Fenerbahçe kalesini yokladıktan sonra önde kalan Ümraniyespor’lu çoksa, önde bile basıyordu Fenerbahçe’ye. Ne yeni bir oyunu vardı Fenerbahçe’nin ne de ezberindekini oynayabiliyordu.
Fenerbahçe’nin planlarından sadece biri işliyordu, o da Ferdi’ydi… Savunma, bindirme, dripling ne varsa yapan Ferdi, Fenerbahçe’nin topa sahip ama aksiyonsuz dakikalarında topla rakip ceza alanına girip fırsat yaratan tek adamdı.
Sol bek Lincoln ise hiç de alışık olmadığı mevkiyi savunurken bir sarı kart gördü, az daha bir penaltı yapıyordu, hücuma katkı vermeye ise hiç fırsat bulamadı. Çünkü Ümraniyespor özellikle onun kanadını kullanıyordu. Jesus değiştirene kadar sol bekte işe yaramadan yer aldıysa kendi suçu değil Lincoln’un.
Yerden kalkmayan İrfan Can ise bu gidişle yıldız değil sorun olma yolunda.
Jesus, rakibin maçı kilitlediğini Fenerbahçe’nin kilidi açamadığını görünce bu kez 60 sonrası dakikaları beklemedi ve ikinci yarıya Crespo’nun yerine Emre Mor’u alarak başladı ki, önde adam eksiltip rakip kaleye yaklaşsın, çifte santrafor Valencia ve Batshuayi’yi yan ortalarla besleyemeyen kanatlar yerine topla buluştursun. Emre’nin yaptığı şovdu sadece.
Crespo çıkınca Ümraniyespor orta sahayı daha kolay geçer olduğunda imdada yetişen yine Ferdi idi.
Aynı dakika içinde rakip kalede pozisyon yaratmaya çalışan ve kendi kalesinde gole engel olan bir Ferdi vardı sahada. Beş yıldızlık oynadı, adeta takımı sırtladı.
Fenerbahçe gol atamadıkça Ümraniyespor’un direnci, hatta galibiyet iştahı arttı. Ev sahibinin direkten dönen şutu bile vardı Batshuayi’nin golünden az önce.
Evet… Ümraniyespor’u bu galibiyet iştahı yaktı. Bütün takım Fenerbahçe sahasına yüklenirken Szalai’nin bir uzun pası Batshuayi’ye kolay atılacak bir gol sundu.
Tam da Fenerbahçe’nin farkı arttırıp skoru sağlama alacağı dakikalarda Fenerbahçe’nin yumuşak karnı savunma arkasına atılan topları unutmayan Ümraniyespor’un Umut’un ayağından beraberliği bulması ile Fenerbahçe’nin geleceği kararmak üzereydi.
Neyse ki, maç bitmeden Ümraniyespor kendi kalesine gol atıp VAR onaylayınca ve Ümraniyespor’un son saniye golü VAR tarafından sayılmayınca üç puanı Fenerbahçe aldı. Milli piyango gibi!
Hak etti mi? Hayır. Haftanın çekirge misali sıçrayanıdır Fenerbahçe!