Keşke pazartesi günü İspanya’dan, İtalya’dan falan bir telefon gelse de… Şöyle CV’de ışıldayacak, reddedilmesi yakışık almayacak Avrupa kulüplerinden biri “teknik direktörlük teklif etmek için” Sergen Yalçın’ı arasa!
Açsa eski kıtanın kapılarını… Dökse önüne çuvalla parayı. “Gel” dese; “Mourinho’dan fazlan var, eksiğin yok”!
Beşiktaş da dahil hepimiz gurur duyarak ve pandemiye inat hava alanını tıka basa doldurarak meşalelerle yolcu etsek Sergen hocayı.
Evet… “Beşiktaş da dahil” gururla uğurlasak.
Egoistlik olmasa. “Bırakmam Seni” kampanyanın sloganı kalsa.
Beşiktaş’ın öz evladı -futbolculuğunda hak edip ulaşamadığı değil- resmen kaytardığı “evrensel futbol adamlığına” teknik direktörlük kariyerinde ulaşacak; kolay mı?
Çok iyi olur valla!
Yoksa… “Geç bulup çabuk kaybedebilir” Beşiktaş Sergen Yalçın’ı.
An itibarıyla Beşiktaş yönetimi ile Beşiktaş teknik direktörü arasında “hedef” benzeşse de “yol, yöntem, plan” konusunda Yalçın’ın deyimi ile “sıkıntı var” çünkü.
Bu sebepten Sergen hocanın yeni sezon başladığında Beşiktaş’ta olup, olamayacağını kestirmek mümkün değil ama… Olsa bile sezonun tatsız geçip kötü bir ayrılıkla noktalaması ve Yalçın’ın kariyeri çizilirken Beşiktaş’ın elindeki potansiyel “Fatih Terim modelinin” (sonlanmasa da) yıllar sonraya ötelenmesi olası.
Neden yeni sezona Sergen Yalçın’sız başlayabilir Beşiktaş?
Neden Sergen Yalçın’la başlasa bile onunla bitiremeyebilir?
Problem “tamamen duygusal”!.. Para yani. Yanlış anlaşılmasın hocanın değil muhtemel transferlerin parası.
Fenerbahçe’yi 2-0 yendikten sonra ne dedi Sergen hoca?
“Yeni sezonla ilgili şu anda bir şey konuşmak için erken. Önümüzdeki hafta bir müsabakamız daha var, başkanla ve yönetimle yaptığımız toplantıda nasıl bir takım kurulmasıyla ilgili çok net bilgiler verdik. 8 veya 10 yeni oyuncunun mutlaka aramıza katılması gerekiyor.”
8-10 yeni oyuncu!..
Yahu Beşiktaş 8-10 tane hediye kombine verse, bütçesindeki gedik genişler diye endişelenecek durumda; nerede kaynak? Burak’ın gidişi bile alacaklarını kapatarak; para girişi yok. Hal’den karpuz mu alıyorsun Sergen hoca?
“8-10 oyuncu gidecekse, 8-10 oyuncu alınır” diye düz mantık kuruyor desek, zekasına hakaret olur Sergen Yalçın’ın.
Cin gibidir, her şeyi bilir.
O zaman olasılıkları sıralayalım:
Bir; zorluyor hoca… “Ne yapın edin para bulun” diyor Ahmet Nur Çebi ve yönetimine. “Sizi bilmem ama benim gelecek sezon şampiyon olmam lazım. Onun için de gereken futbolcular alınmalı.”
İki… “Seçeceğim 8-10 yeni futbolcu transfer edilemezse, şampiyonluk hayali falan kurmayın. Suçu bende bulmayın.”
Haklı…
Uçakta uyarı vardır, “Oksijen maskeleri düştüğünde önce kendinize sonra çocuğunuza takın” diye. Kendini kurtarmadan sevdiğine yardımcı olamazsın ki.
Nasıl kurtulacak da pandemi parasızlığında ayakta kalıp Beşiktaş’ı kurtaracak Sergen Yalçın?
Henüz TFF harcama limitlerini belli değil ama açıklandığında o parayla iki kaliteli futbolcu zor alınacağına, Sergen Yalçın da Beşiktaş U20 takımını yönetmek için gelmediğine göre “hüzünlü ve yıpratıcı olması kuvvetle muhtemel birlikteliğe” kulübe ve hocaya zarar vermeden “şekle sokmak” daha iyi değil mi?
Sergen Yalçın Beşiktaş’ın “geleceği” çünkü.
Beşiktaş, pandemi sürecinde “nadasa çeksin” hocayı. Yıpratmasın.
Nedir en kestirmesi, dedikodusuzu, kimseyi üzmeyecek, aksine herkesi mutlu edecek yolu?
“Sayın Çebi kaynak yaratmalı” diyeceğim ama “Pazartesi bir Avrupa kulübünden Sergen Yalçın’a telefon gelmesi” daha az uçuk.
Ah keşke.
* (Bu yazı Süper Lig başlamadan beş hafta önce bu sütunlarda yayınlanmıştı.)