Galatasaraylılar yanlış anlamasın ama Semih’in Cüneyt Çakır’ı uyarıp auttan kornere çevirdiği o topun, kornerden kaleye girmesini öyle isterdim ki!..
Dedim ya; yanlış anlaşılmasın.
Galatasaray, ondan sonra üç gol daha atsın isterseniz.
Alkışlarım.
Ama o kornerin gol olmasını yürekten dilerdim.
***
Neden mi?..
“Ben olsam hakeme söylemezdim”diyen ağabeyleri daha da açılsın, eteklerindeki taşı tam döksün, Semih’i suçlasın, aynı fikirde olup şimdi “yorum yapamayanlar” da ortaya çıksın, tribün fanatikleri, kalem fanatikleri onlara katılsın; “kimin ne mal olduğunu anlayalım” diye.
***
Yıllar yılı ekmeğini yediğiniz -hem de fırınlar dolusu- futbolun, sizden devraldığı kirliliğinde, insanlık/adalet adına bir jest yapmış genç meslektaşınız...
Sizin içinizde böyle duygular yoksa susun oturun bari. Semih’in dibini oymaya çalışmayın, insanlık ve adalet sahibi bir sürü gencin yolunu tıkamayın.
Bu ne pervasızlıktır, haşat olmuş futbolun sahadaki namusunu kurtaran, hakemlik müessesini saygınlaştıran şerefli bir davranışı “ben yapmazdım” diye göğüslemek böyle?
Bu ne cesaret?
***
Ah, bir gol olsaydı da... Tevil edilemeyecek şekilde ballandıra ballandıra anlatsalardı futbolun aslında “aldatma” üzerine kurulu bir oyun olduğunu, parasını aldığın takım aleyhine iş yapmanın hata olduğunu, takım ruhunu, forma aşkını falan!
Cevabını alsalardı.
Şimdi üzerine gitsek, “yapmazdım”ı “belki yapamazdım”a falan çevirecekler belli ki.
Tek doğru yaptıkları “ikrar”dır bunların...
Tıpkı, “aman ortada para bırakmayın elime hakim olamam” diyen kleptoman gibi.
Sen aldırma Semih, sakın dürüstlükten korkmayın gençler...
O korner gol olsaydı da “doğruyu ve Semih’i” kanın son damlasına kadar koruyacak insanlar hâlâ var bu vatanda.
Yeni Semih’leri hasretle bekliyorlar.
Herkes siperlere!..
Kura çekildi... 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası’ndaki grubumuz ve rakiplerimiz belli oldu.
Anında başladı işlemler!..
“Zor grup - kolay grup”.
“Fransa’ya gideriz - gidemeyiz”...
Yarın, öbür gün “farklı”bir şeyler söylemek isteyenler, üslubu çok daha sertleştirecek:
“Gidemezsek yazıklar olsun Fatih Terim’e”!..
“Avanta grup, 24 takım bolluğu, gideriz ve Terim haybeye kahraman olur”!..
İlk maçtan sonra da fikir kalmayacak, niyetleri ifade “amiyane” hale gelecek:
“Yuh olsun size”...
“Her yerinizden öperiz”...
Neden?..
Çünkü bizim memlekette bir futbol olayı varsa, futbolun kanaat önderlerinden başlar ve sokaktaki vatandaşa kadar herkes bir fikre “angaje” olur...
Orada kalmaz...
Benimsediği “tahmin”, zamanla “hedefi” haline gelir. Artık onur meselesidir!
“Gidemeyiz” dediyse, “gidemeyelim diye”çabalar sanki.
“Gideriz”diyenler, birer “hataları örtme fedaisi”...
Oldu mu size nur topu gibi “bölünme” sebebimiz?..
Herkes siperlere girer.
Milli takım sahada, biz kendi aramızda, bazen bizimle Milli Takım, bazen hoca ve medya; iki yıllık bir kavga!
İşte biz on kuruşluk heyecanımızı, keyfimizi böyle rezil ederiz.
Var mısınız bir değişiklik yapalım ve “umarım gideriz”de bırakalım işi...
Terim’e destek, Milli Takıma ilgi...
Varsa işin zevkini sürelim o kadar!
Var mısınız?
Aykut hoca konuşuyormuş!..
Fenerbahçe eski teknik direktörü Aykut Kocaman NTV Spor’a çıktı, Fenerbahçe ve futbolumuza ait soruları yanıtladı.
Gündem oldu tabi...
Ama benim için değil.
Her şey “zamanında” değerlidir.
Öyle, yeni CD’si çıkan pop sanatçısı gibi kendi zamanlamasına göre yüz gösteren hocanın dediklerini didikleyip hangisi kendisine, hangisi bize, hangisi futbolumuza yarar diye uğraşamam doğrusu.
Ortalık yanıp yıkılırken, Fenerbahçe’de seçim olurken, yabancı sayısı tartışılırken konuşsaydı amenna.
Geçti Bor’un pazarı.
Rakipse “katli vacip”
Derbide Beşiktaş kalecisi Tolga’nın gözüne lazer tutan ve gözünden sakatlandığını anlayınca kendisiyle gurur duyup pişmiş kelle gibi sırıtan genç adamın ne halt olduğu malum.
Talebeliğinde, o da işkence ile kedi öldürenlerden biri olsa gerek!..
Toplumda böyle tipler hep oldu, hep olacak.
Uçağın pilotuna bile lazer tutuyorlar ki, körleşsin, uçak düşsün, şamata seyredelim!..
Bunların defteri okunmaz.
Lakin kedi öldüren evinde gizlice yapıyor, pilota lazer tutan in cin top oynayan hava alanı çevresinde, sapkının, sapığın bile raconu var...
Elli bin kişinin ortasında körleştirme operasyonu olur mu?
Oluyor.
Çünkü operasyon yapılan, “rakip” takımın adamı.
Yani “katli vacip”.
Bakın lazercinin etrafına:
Yakın çevresi de sırıtıyor.
Kimse “yazıktır, günahtır” demiyor.
Rekabet güzel de; hasta beyinlerde farklı sonuçlar doğuruyor.
O sebeple üç kere yutkunup bir kere konuşması lazım futboldakilerin.