Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İşte “taraftarla” ayrıldığımız nokta burasıdır... Onlar birer adım farkla son virajı geçen takımlarının “kopup uzak ara” yapmasını ister, biz “aman başa baş mücadele son haftaya kadar sürsün de heyecan eksilmesin” diye üstüne titreriz şampiyonluk yarışının.
Hele bu sezon...
Eşine az rastlanan bir rekabet var Süper Lig’de.
Ve üç büyüklerin üçü de futbol terazisinde üç aşağı beş yukarı aynı çekiyor.
Yani, yarış ancak finişte bitecek gibi görünüyor.
Biri-ikisi geride kalacaksa, sanki defansif hata, ofansif beceriksizlik yüzünden olmayacak, puanları “jestler, mimikler, söylemler ve duruşlar” kırpıp ufalayacak!
Tehlike, şampiyon adaylarının yumuşak karınlarında.
***
Fenerbahçe’yi yıkmasa da silkeleyen, Emre-Emenike vakaları ile onları kötü yöneten Başkan-Hoca ekürileridir.
Düşünsenize, şampiyonluğa ¼ mesafe kalmış, Fenerbahçe santrforu kendi seyircisiyle, Fenerbahçe kaptanı cümle alemle kavgalı. Biri Kadıköy’de, öteki Avrupa’da bile “persona non grata”.
Kim çözecek meseleyi?.. Ya Kartal ya da Yıldırım, değil mi?
Fenerbahçe Başkanı, “hiçbir şey olmamış gibi davranalım” emri vermiş, teknik direktör harfiyen yerine getiriyor.
Ve sorunlar ortada öylece duruyor. Takım pimi çekilmiş bir bombayla futbol oynuyor ve sık sık tribünlere kaçıyor bu tehlikeli top.
Fenerbahçe, Emenike’yi kurtarıp, Emre’nin saygınlığını koruyabilir belki…
Lakin muhtemelen şampiyonluğu yitirebilir bu arada.
***
Galatasaray’da sorun sahadan epeyce uzak… Taa yönetim kurulu masasında...
Ama şampiyonluğa koşan bir takım için en büyük, en vahim tuzak!
Amerikan Başkanı’na rutin icraatlar dışında hiçbir iş yapamaz hale geldiği son yılında “topal ördek” derler ya; bırakma tarihini daha başlarken deklare etmiş Galatasaray Başkanı’nın son günleri yaklaştıkça ne kadar maruf Galatasaraylı varsa kendine oynamaya başladı.
Başkan, ikinci başkanı istifaya davet ediyor, ikinci başkan iplemiyor, en sıkı yöneticiler “yokuz” diyor, adaylar yönetim ölmeden mirasını yemeye çalışıyor, eski başkan pusuda...
İstifa dedikoduları istifra ettiriyor.
Futbolcular, teknik direktör okumuyor mu bu haberleri?
Siz hiç patronu, geleceği, finansmanı belli olmayan bir işte çalıştınız mı? İşte o hale yaklaşıyor sahadakiler.
Galatasaray futbol takımı her an depresyona girip yarıştan kopabilir. Koparsa nedeni kravatlı beylerdedir.
***
Beşiktaş’ın bir sürü handikapla başladığı yarışı başa baş götürüp bugünlere gelmesindeki ve Beşiktaşlı olmayanlar tarafından da takdir edilmesindeki sebeplerden bir tanesi de teknik direktör Bilic’ti...
Futbolcu babasıydı hoca. Ağabeydi. Arkadaştı.
Fakat şu derbi mağlubiyetleri var ya... Kimyasını bozdu Bilic’in.
Durduk yerde saçma çıkışlar yapmaya başladı.
Küfürü geçtik... “Şampiyonluğa inanmayan şimdi gitsin” nereden çıktı. Fol yok yumurta yok ortada. Ellerinden geleni yapıyor çocuklar.
Düşüş yok ki, diklenme ve çıkış yapsın hoca!
Bilic, düne kadar sürüp giden, denenmiş ve başarılı olmuş “sevecen” yöntemi değiştirdiğinde “her aksiyonun bir reaksiyonu vardır” kuralı gereği, bazı şeyler değişecektir mutlaka.
Muhtemelen “daha verimli” olmaz... Zaten limitlerini zorlayan futbolcular “ne oluyor ya” dedikleri anda iskambil kağıdından kule gibi devrilir takım.
***
Son söz; Bu bir “elleri oğuşturma” değil “aman ha” yazısıdır...
Ne Fenerbahçe ne Galatasaray ne de Beşiktaş için endişelerimiz gerçek olmasın. Son hafta son maça kadar sürsün üç büyüklerin şampiyonluk mücadelesi.
Hiçbir takımın taraftarı kusura bakmasın; bizim temennimiz budur.