Kediyi bile köşeye sıkıştırırsan tırmalar... Nerede kaldı onurlu, gururlu ormanlar kralı!..
Hele yaralıysa, çaresizse, açsa “aslan kral”, karşısında kim varsa çil yavrusu gibi dağıtır, saldırır parçalar değil mi?
O zaman, aslanı rencide etmesinler, itibarıyla oynamasınlar!.. En azından bu sezonluk Galatasaray’ın sembolünü değiştirsinler.
“Koala” olsun mesela...
Sevimli, tırsık, tembel Avustralya canlısı. Hem o da Galatasaray gibi zehir yer, fiyakayı bozmamak için sağa sola gülümser. Papürüslerin tepesinde saklanacak yer arar.
Mersin sahasında iki takım futbol oynuyorlar, ikisinin de son sezonundan dörder arabesk hit çıkar.
Ama birisi geçen sezonun şampiyonu Galatasaray...
“Bir takımın kimyası ne kadar bozulabilir” sorusunu somut gerçekle anlatabilmek için maçtaki Umut’un durumuna odaklanmak yeter.
Tek santrfor kalmış Galatasaray’da; o da Umut...
Maçın ilk devresinde, Umut görünmez adam!.. Maskesini çıkardığı için tanımıyorlar galiba. Ceza sahasına yaklaşan Olcan abanıyor, Sneijder çakıyor, Podolski vuruyor, kimsenin aklına topu Umut’a uzatmak gelmiyor.
Burak’tan sonra Umut’u santrfor kabul etmemişler, Galatasaray taraftarı gibi istenmeyen adam ilan etmişler sanki.
Galatasaray’ın kimyası bozuk ya... Ligi bırakmışlar ya... Futboldan da kopmuşlar... Her faul sarı kartlık. Futbolcular lige olan hınçlarını Mersinli rakiplerinden çıkarıyorlar.
Kaçınılmaz sonuç eksik kalıyorlar. Galatasaray eksilmese de fark etmez... Çünkü sahadaki her Galatasaraylı eksik aslında. Özgüveni eksik. Motivasyonu eksik. Hedefi, arzusu, niyeti eksik. Muhtemeldir yakında teknik direktörü de eksik olabilir futbolcuların.
Takımdaşlığa bakın; Selçuk frikik atınca Sneijder “beni çıkarın” diyor.
Ancak on kişi kalıp maç bitmek üzereyken silkinenler oluyor Galatasaray’da... Ama yetersiz. Sonucu ve gidişatı asla etkilemeyecek bir gol. 33 yıllık Mersin’e yenilmezlik geleneğini koruyamayacak bir gol. Ne aslanı ne takımı ne de hocayı kurtaramayacak bir gol.... Sahi, hani Denizli dehası?
Aslında Kayseri galibiyeti ardından kısa metraj bir destan yazmakta olan Mersin İdman Yurdu ve onun hocası Ümit Özat’a odaklanmak lazım. Takımına ümit veren, oyun disiplinini geri getiren, rakibi çözen, Nakoulma’yı oynayacak alana gönderen Ümit Özat, bu galibiyetin mimarıysa, futbolcuları da ustası, emekçisi...
Bir maç oynadı ki, Mersin İdman Yurdu; bu sezon parantezinde kendi tarihini yazmakla kalmadı, Galatasaray’a da son noktayı koydu.