Son beş maçın üçünü kaybedip Kadıköy’deki derbide hezimet anlamına gelen yenilgi almışsın…
Liderliği ezeli rakibine ellerinle hediye etmişsin.
Süper Lig’in ilk perdesini kapatan maçta Gaziantep gibi aile boyu krizler içindeki rakip karşısında ne beklenir şampiyon adayı Jesus’un Fenerbahçe’sinden?
Hem oyun hem skor anlamında büyük bir güç gösterisi, ses getirecek reaksiyon, muhteşem bir geri dönüş değil mi?
Hayır… Tam tersi. Tatsız tuzsuz moralsiz, adeta travmayı atlatamamış bir Fenerbahçe vardı sahada.
İlk devreyi 1-0 önde kapattı ama golün asıl sahibi Valencia değil Gaziantep kalecisi Günay ile stoperi Ertuğrul’du. Kaleci çıktı savunmacıyı da bozdu boş kaleye yolladı Valencia.
Golden sonra Valencia’nın soğuk tavrı Fenerbahçe’nin ruh halini mi yansıtıyordu, Fenerbahçe’den gitmesi söz konusu diye tepkisel miydi, yoksa golün adeta hediye edilmesinden mi rahatsızdı bilinmez…
Lakin tuhaf bir şeyler vardı Fenerbahçe’de.
Başkan’la görüşen Jesus dörtlü defansa dönmüş, derbideki beş futbolcuyu kulübeye çekmiş, Emre Mor’un hızından, Mert Hakan’ın mücadelesinden yararlanacağını düşünmüş orta sahayı güçlendirmeye çalışmıştı ve önde baskılı oynayıp direk kaleye gitme planlarını değiştirmişti. Ya set oynuyordu Fenerbahçe ya da uzun topları orta yapacak kanatlara gönderiyordu. Batshuayi ve Valencia çift santrafordu. Samet alel acele defansa monte edilmişti. Amaç defansta sağlam olmaktı. Gol yemeyelim nasıl olsa atarız gibi bir düşünce vardı Fenerbahçe’de.
Düşünce iyi idi ama gerçekler farklıydı. Ne savunma sağlam, ne orta saha yaratıcı, ne de önde tehlikeliydi Fenerbahçe. Çünkü topu öne taşıdığında çoğalamıyordu. Çabuk hücum edemiyordu. Koca devre bir tane organize atağı yoktu. Fenerbahçe’nin en iyisi kaleci Altay’dı!
Yani golden sonra bütün ilk devre Gaziantep’in kontrolündeydi ve skoru koruyan Altay oldu.
İkinci yarı Gaziantepspor’un baskısıyla başladı gölüyle sürdü. Emre ile Valencia’nın birlikte sürdükleri topla rakip kaleye kadar inmelerine karşı atamadıkları golün hemen ardından bir duran top organizasyonuyla golü yedi Fenerbahçe. Çalışılmış olması gereken bir pozisyon yani.
Tüm ümitler Jesus’un yapacağı değişiklikteydi. Aksi halde puan bile alamazdı Fenerbahçe. Nedense son yarım saati bekledi yine Jesus… Emre, Batshuayi ve Mert Hakan’ı çıkardı, King, Rossi ve Lincoln’ü aldı… Değişiklikler biraz renk kattı takıma. Hemen ardından Sagal topa vurmak gibi lüzumsuz bir davranışla ikinci sarı ile oyun dışı kaldı ve Gaziantepspor’u 10 kişi bıraktı. Bir bakıma Fenerbahçe’yi kurtaran Sagal’ın kendi arkadaşlarının emeğine ihanetiydi.
Doğal olarak Gaziantep yarı alanına yerleşti Fenerbahçe. Rakip ceza alanını ablukaya aldı. Antep defansının boşluklarını aramaya başladı. Artık topla tüfekle hücum zamanıydı Fenerbahçe için ve Alioski’nin yerine bir santrafor daha ekledi Jesus, Serdar’ı oyuna sürdü. Ardından sürenin bitmesine sekiz dakika kala Crespo yerine Arda oyuna girdi.
Her aldığı topu mutlaka doğru oynayan Arda ile oyunun seyri iyice değişti, Rossi ile hızlandı ve uzatmalarda Valencia’nın golüyle adeta ipten döndü Fenerbahçe. Arda ilk on birde başlasa daha hızlı düzelir bu takım muhtemelen. Kim bilir; belki bir toplantı daha gerekiyor Jesus ile Başkan arasında!