Futbol bu yüzden güzel ve gözde işte!.. Fenerbahçe’nin Süper Lig’de henüz hiç galibiyeti olmayan rakibi karşısına kesin favori olarak çıktığı maç, Antalyaspor’un direnci, iştahı, disiplini ve özellikle ilk yarıda önde baskısıyla, tam anlamıyla bir “derbi” kadar zorlu-zevkli geçti, Fenerbahçe 10’da on’a güçlükle ulaştı.
Beş buçuk sene sonra yeni transfer Livakovic ile kalesini ilk kez yabancıya teslim etmiş (en son Kameni), bu yüzden stoper Djiku’yu kulübede tutup üçüncü yerliyi Serdar Aziz yapmış Fenerbahçe’nin, ilk yarıda en kritik ve en çok aksayan yeri savunmaydı. Çünkü maç orada oynanıyordu!
Bir de Zajc mı, Fred’mi belli olmayan 6 numara vardı ki, “6 kapısını almadan bileğine güvenen” tavlacı gibi, ilk 45 dakikada az daha “mars” olacaktı Fenerbahçe!
Evet… Maç Fenerbahçe için şokla başladı Kadıköy’de. Az değil, yaklaşık 40 dakika sürdü şok. Neredeyse paniğe dönecekti.
Önce, henüz 3. Dakikada Cengiz darbesiz, tekmesiz sakatlandı ve yerini İrfan Can’a bıraktı. Sonra Antalyaspor’un sert ve temaslı önde baskısı başladı. Öyle bir baskı ki, devrenin yarısı Fenerbahçe ceza sahasında oynandı sanki. Henüz 5. Dakikada Livakovic’i “hoş geldin” golünden kurtaran topu kale çizgisinden çıkaran, ilk golün kusurlusu Serdar Aziz’de bu arada.
Neden asla uzun oynamayan Antalyaspor’un, ayağa top yapan, istekli enerjik, hızlı presi karşısında nefes nefese kaldı ve 40 dakika rakip sahaya geçemedi Fenerbahçe?
Çünkü rakibin önde baskısında seken toplara sahip olamadı, olsa tutamadı, oyunu istediği gibi sete oturtamadı, uzun toplar atsa öndeki forvetleri kaliteliydi ama yakalayıp maçı rakip sahaya taşıyacak kimse de yoktu. Kanatlardan gelmeye çalıştığında İrfan Can ve Tadic’in karşısında üçer Antalyasporlu beliriyor yüzünü kaleye döndürmüyorlardı.
Fenerbahçe’nin iki güvencesinden ilki, Tadic iyi gününde olmadığı Fred vasatı aşamadığı, Zajc dramatik hatalar yaptığı için resital veren Dzeko’daydı. İkincisi ise, Antalyaspor’un yüksek enerji gerektiren önde baskısını maç boyu sürdürememe ihtimaliydi. Takım ezildi, tribün üzüldü ilk yarının uzatmalarına kadar. O süreçte bırakın baskın olmayı dengeyi bile sağlayamadı Fenerbahçe.
Becao’yu perişan edip sinirlendirerek sarı kart bile gösterten Buksa, iki stoperin arasından topla geçip golünü attığında ve Fenerbahçe mağlup duruma düştüğünde dakika 31’di. Hemen sonra Buksa ile birlikte sahanın yıldızı olan Sariç’in ortasına Van De Streek’in dokunuşu on santim farklı olsa, Antalya skoru iki farklı yapacak ve dönüş çok zor olacaktı.
İlk yarının son on dakikası ve devamında -biraz da Antalyaspor’un tükenmesiyle- oyunu istediği hale çeviren ve önde oynamaya başlayan Fenerbahçe, en zor anlarda bile makine gibi çalışmaktan bıkmayan Ferdi’nin ortasına Dzeko’nun kafasıyla, devre bitmeden beraberliği yakaladı.
İkinci yarı, Tadic’in ortasında saç baş yolduran İrfan Can hemen ardından Dzeko’nun ortasını kaleye yolladı, tribünü arkasına aldı.Fenerbahçe 56. Dakikada sekiz dakikalığına 2-1 öne geçti. Çünkü Antalyaspor’un önde baskısı tavsamış, Fenerbahçe kalesini zorlama şansı uzun toplara kalmıştı ama bu kez Fenerbahçe’yi geri koşturarak baskısını kırıyordu Antalyaspor.
Ta ki, Zajc’ın hatasına Becao’nun hatası eklenip, Buksa Antalyaspor’un ve kendisinin ikinci golünü atana kadar… Dakika 64 ve Fenerbahçe Kadıköy’de elli bin seyircisi önünde Antalyaspor ile ikinci kez berabere.
Neyse ki, ayaklardaki kalitenin ne zaman ortaya çıkacağı belli olmuyordu ve Syzmanski kornerden gelen topta Antalyaspor defansı adeta uyuyunca çaprazdan müthiş bir gol attı, Fenerbahçe öne geçti.
Evet… Fenerbahçe her türlü iddiasının arkasında durmaya devam etti dün. Ama üç haftada 7 maçlık sıkıştırılmış bir döneme giriyor ve önde baskı yapıldığında edilgen hale geldiği deşifre edilmiş durumda.
İsmail Kartal, “prese karşı tıknefes” olma sorunu üzerinde çalışıp bir çözüm üretemezse, ufukta “muhtemel” kazalar kaçınılmaz olur Fenerbahçe için.