Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Rahmetli Süleyman Seba’nın, baş başa konuşurken genç Ahmet Nur Çebi’ye söyledikleri, hem “yaşanmış bir hayat hikayesi” hem de müthiş bir toplumsal analizmiş…
“Sen bana benziyorsun, dikkat et sonun benim gibi olmasın”!..
Seba hem Çebi’ye hem de futbolumuzdaki ülke gerçeklerine ayna tutmuş kısacık bir cümlede.
Bu coğrafyada bir kulüp başkanının ahlak ve asalet timsali Süleyman ağabeye benzemesi gurur verici bir durumdur. Ama “Müslüman mahallesinde salyangoz satmaktan” farkı yoktur. Bedeli vardır. “Badem gözlü” olmak ancak bu dünyadan göçünce mümkündür.
Ne yaman çelişki değil mi?
Sebebi gayet basit:
İnsanımızın “öncelikler sıralaması”. Halledilmesi gereken bir iş varsa, “yöntemin” sonuç kadar önemli olduğu unutulur.
Anladınız zaten… Ben sayın Ahmet Nur Çebi’yi takdir eden illegal bir örgütün militanlarından biriyim!
Maalesef bu da ülke gerçeklerimizden biri... “Kim” veya “neden” diye sorulmadan önce “ne avantan var” diye sorarlar adama.
Yok… Hiçbir çıkarım yok.
Duruşunu, yolsuzluklarla savaşmasını ve ayağını yorganına göre uzatmasını severim ki, sayın Çebi’nin şu günlerdeki en büyük kabahati de sonuncusu galiba. Transferde kurallara uymak, borç batağından sakınmak gibi affedilmez bir kabahati var!
Beşiktaş’ın durumu garip… Kendinin ve kulübün kaynaklarını sonuna kadar zorlayarak elden geldiğince iyi bir takım kurmaya çalışan ve bu arada rakiplerden çok Federasyon ve hakemlerle mücadele etmeye uğraşan bir başkan, memleketteki en yalnız adam… Hatta daha beteri; tribünden bağıran binlerce insanla çevrili.
Hem köstek olacaksınız, hem de başarılı olmasını isteyeceksiniz.
Ahmet Nur Çebi, her an harcanabileceği uyarısını genç yaşında Süleyman Seba’dan almış zaten. Kaderine razı. Önemli olan Beşiktaş’ın bu paradokstan iyi bir sonuç çıkarması!
Olur mu?.. Olur. Bunu yapabilecek başka kulüpler de varsa, en başında Beşiktaş gelir. Veya “tek”dir.
Hatırlayın sloganı; “Çarşı her şeye karşı”!..
Aslında benim de Ahmet Nur Çebi’ye karşı olduğum yönler var şu son basın toplantısı bağlamında.
Hem de tamamına karşıyım!
Açıkçası “Olmadı Başkan Çebi”!
Ne stratejisi vardı açıklamalarınızın ne de zamanlaması.
Her şeyi birden söylerseniz, hiçbir şey söylememiş gibi çıkarsınız o toplantıdan. Ya da herkes işine gelen bölümünü cımbızlar üzerinde tepinir. Bakınız; Ahmet Nur Çebi basın toplantısının gazetelere ve internet medyasına yansımaları.
Hem, rakiplerinizden biri aynı gün Şampiyonlar Ligi’ne giriş bileti alacağı maçı oynarken -ki aldı zaten- bile bile ikinci plana mahkum bir toplantı düzenleyip, beş altı manşeti bir çuvala doldurmak nedir?
Bakınız… Şayet sayın Çebi’nin açıklamalarında muhatap aldığı şahıs, kurum veya kulüplerden bir karşı açıklama gelmezse, tüm söylenenler dosyalanıp tozlu raflardan birine konacaktır önümüzdeki günlerde. Yok hükmünde olacaktır. Ben muhataplardan biri olsam ağzımı açmam.
Neyse… “Ahmet Nur Çebi hayranları” örgütündenim ya; bunda bile bardağın dolu yarısına bakayım.
Strateji ve zamanlama hatası, sizce de sayın Çebi’nin samimi, içten pazarlıksız, ince hesapsız, dobra yönünü ortaya koymadı mı?..
“Öyle bir vurayım ki, nakavt edeyim” dememiş başkan. Maksadı üzüm yemek, incitmek değil. “Gong”u beklemiş karşısındaki dinlenip düşünsün diye. İşte onun haleti ruhiyesi.
Beşiktaşlılar bana bakmasın… Satır satır okusunlar Çebi’nin söylediklerini. Hatta satır aralarını. Biraz da empati yapsınlar. Ayrıca hangi kulüp başkanı devrilmeye çalışılırken şampiyon olmuş?