Fenerbahçe için sıradan bir lig maçı değildi Bursaspor karşılaşması. Üç puan, Beşiktaş provası, falan hep ikinci-üçüncü sıradaydı...
Bu maçın “hayati önemi” vardı! Çünkü teşhis konulamıyordu Fenerbahçe’ye... Her şeyi tamamdı, futbol sağlığı alarmdaydı.
Acaba “kaza” mıydı, “arıza” mı Molde krizi. Fenerbahçe sadece maça çıkmadı; “Check Up”a girdi Bursaspor maçıyla.
Rapor; “ne yersen ye”!..
Ümitsiz vaka olmasından değil, psikolojik bir sorun yaşayıp atlatmak üzere olduğu için...
* * *
Fenerbahçe kadrosu açıklandığında anlaşıldı ki, Vitor Pereira, Molde faciasına futbolcuların neden olduğunu düşünüyor, kendini pek suçlamıyordu.
1-3’ün ardından Fenerbahçe takımına çıkışması, hatta ağır konuşması soyunma odasında kalmadı... Bursaspor maçına yazdığı kadro ile suçladığı adamları kamuoyuna ilan etti adeta!
Molde faciasının sebebi “gol atamayanlarla gol yemeye neden olanlardı” Pereira’ya göre.
Haksız da değildi.
* * *
Hoca, orta sahaya dokunmamış, geri kalanı kaleden başlayarak cezalandırmıştı; Fabiano, Caner, Volkan Şen ve Van Persie kulübede kalmıştı.
Pereira’nın “dersi” bir maç dayanmasa da işe yaramış olmalı! Maçın son çeyreğinde Van Persie’ye ve Hasan Ali sakatlanınca Caner’e ihtiyaç vardı.
Pereira hem ikisini de oyuna aldı hem de ikisinden de verim aldı... Girdikten üç dakika sonra galibiyet golünü atan Persie, sağlıklıysa bu takımın olmazsa olmazı. Caner ise takımı ileri taşıyan adam her zaman. Yeter ki, kendini versin.
* * *
Maça amansız bir oyunla başladı Fenerbahçe. Takımı hızlandıran Markovic’di. Kiralık Liverpool’lu samuray kılıcı çalışıyor, Hasan Ali ve Şener kanatlardan rüzgar yapıyordu.
Pereira’nın dokunmadığı orta saha ise 4-3-3’ün hakkını veriyordu.
Yüksek tempo, otuz beş dakika sürdü.
Bursaspor ise Fenerbahçe yorulduğunda kaleye inebildi ve beraberliği buldu.
Anlaşıldı ki, Bursaspor’u oynatmayan Fenerbahçe’ydi.
Beraberlikten sonra yine Fenerbahçe...
Demek ki, tabelaya bakarak oynuyordu Fenerbahçe hala. Şimdi hoca’nın düzeltmesi gereken arızalara bu da eklendi:
Duruma göre değil taktiğe göre oynamak...
Oyun karakterini bulup, daima uygulamak.
Zor ama imkansız değil. Çünkü, hatalarından ders alan ve yıldız da olsa adamı takımdan kesen bir hoca var ortada.
Neyse... Ne demişti Pereira?..
“Büyük kulüpler kötü bir mağlubiyet ardından iyi bir yanıt vermek zorundalardır”
Yanıt mükemmel değil ama hiç yoktan iyidir.