Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ligde son beş maç, iki de Avrupa’da; toplam yedi... Rakiplerin ismini değiştir, gerisi slogan gibi Fenerbahçe maçlarındaki skor tabelalarının!
“Hayati bir galibiyet daha aldı”!..
Rize’de de aynı.
Oysa Rizespor ile (bugünkü Fenerbahçe) teraziye konunca Fenerbahçe’nin kazanması işten bile değildi.
Asıl sorulması gereken, neden “Fenerbahçe’nin tüm maçları hayati”?
Çünkü her değerlendirme 12 haftadan bugüne, Fenerbahçe özelinde ise 13. haftaya kadar yapılıyor futbol aleminde.
Yani Beşiktaş maçına kadar... Rota o gün çizilecek çünkü.

Haberin Devamı

Lige puanları saçıp savurarak, sahaya futbol adına bir varlık koymayarak başlayan “zirveye mahkum” denilen takımın küllerinden doğma hikayesi bir bakıma bu.
Mimarı Advocaat.
Hollandalı’nın en önemli işi ise maç kazandırmaktan önce futbolcularının içinde var olan yetenekleri ve oynama arzusunu ortaya çıkarmak.
Bakınız, geçen yılın yedek bekleri en az kulübede bekledikleri adamlar kadar başarılı bugün. Fenerbahçe tandemi belki de ligin en iyisi oldu. Adeta tatil yapan Souza Mehmet Topal’ı yakaladı, hatta geçiyor zaman zaman. Alper, Volkan, Ozan hatta Stoch hem hazır hem de kurtarıcı olabiliyorlar. Aatıf’ın adı unutulmaktan kurtuldu. Sow ve Van Persie hem keyif alıyorlar hem de tribünlere keyif veriyorlar.
Ve Fenerbahçe kendisi kadar güçlü olmayan takımı bulunca sürpriz yenilgiler almıyor, fark atıyor.
İşte böyle bir Fenerbahçe için Rizespor maçı “hayati” ise sebebi sadece puan cetvelindeki zirve hesaplarıdır. Çünkü kazanması muhtemel taraf Fenerbahçe’ydi ve kazandı.

Tabi Rizespor da fiziği iyi, sıkı koşan taktik disiplini olan bir takım. Nitekim maç başladığında Fenerbahçe karşısında müthiş hızda kanat değiştirebilen, aniden vites yükseltebilen, savunma beklerini bile golcüye çevirebilen, sadece orta sahada değil sahanın her yerinde basan bir Rizespor buldu.
Ve bu baskılı oyun sırasında ilk golü de yedi Fenerbahçe.
Lakin Rizespor’un oynadığı oyun “sürdürülemezdi”... Aynı tempoyu maç sonuna kadar sürdürebilecek takımın adı Rizespor değil İspanyolca bir isim olurdu.

Haberin Devamı

Golden sonra Fenerbahçe’nin ünlü “uzun toplarla orta sahayı baypas etmek” planı devreye girerken Rizespor’un da geri çekilmesi sahneye Sow’u çıkardı.
İlk yarıda üç şık golü var Sow’un... Hele ikincisi onun sezonumuza eklediği bir klasik... Hani bir ayağını gökyüzüne basıp ters yüz gördüğü kaleye topu röveşata ile göndermesi ve kaleciyi otoyolda far görmüş tavşana çevirmesi var ya... İşte o.
Kolayca Sow’a maçın yıldızı apoleti takabilirsiniz... Ama Mehmet Topal’ı yanına eklemeyi ihmal etmemelisiniz. Hele Sow’un o artistik vuruşundaki topun aslında kayıp olduğunu ve Mehmet Topal’ın hem kazanıp hem Sow’a şahane bir şekilde şandellediğini hatırlarsanız...
Aatıf da var tabi... İlk yarıdaki iki gole direk katkısı yetmezmiş gibi ikinci devrenin ilk golüne de imza atan o.

70’den sonra maç bitti, Fenerbahçe Beşiktaş’ı düşünmeye başladı. Sarı kartlı Skrtel’in çıkıp yerini Roman’a bırakması, Hasan Ali’nin İsmail ile değişmesi, hele 72’de Rizespor 10 kişi kaldıktan sonra Sow’un çıkıp Volkan’ın girmesi 4-1’lik farkı arttırmak için değil.
Yine de İsmail tabelayı bir kez daha düzeltti: 1-5.
Fenerbahçe artık “gerçek hayati” Beşiktaş maçına hazır gibi.