Taktik, kondisyon, fizik elbette önemli ama bir de “metafizik” unsuru var bu futbol yazı-turasında!..
Şanssız başladı Fenerbahçe!..
İki takım kuracak adama sahip derken daha ikinci hafta on biri kurmakta zorlanır duruma düşmüştü çünkü. Pelkas’a Serdar Dursun, Mert Hakan’dan sonra İrfan Can ve Novak da eklenince ve üç gün sonraki Avrupa maçı için telaşlanan Pereira, Mesut ile Valencia’yı kulübede korumaya alınca, ilk yarı üstün oynayan ama sonuç alamayan bir Fenerbahçe vardı sahada.
Aslında Fenerbahçe’nin yarı sahasına yerleşmesine ve üstün görülmesine izin veren Antalyaspor’du. Üzerine çekip arkadaki boşlukta Antalyaspor santrforunun başında bekleyen üçlü savunmayı hızla aşmak gibi bir taktikle başladılar ve oyunun ilk on dakikası Fenerbahçe’yi ters köşe yaptılar. Henüz 44. saniyede beş Antalyasporlu Fenerbahçe ceza alanındayken gollük şutu Altay çıkardı.
Ardından Fenerbahçe’nin toparlandığı süreç başladı. Lakin, bir an önce kaleye gitme telaşı uzun top oldu, Antalya’nın gömülü savunmasından döndü.
Fenerbahçe’ye fırsat yaratan unsurların başında rakibin geriden oyun kurmakta zorlanması, top kaptırması geliyordu.
Bundan faydalanmak isteyen Samatta kendini sola attığında yarattığı iki tane gollük pası Sosa ve Muhammed kullanamadı.
Oysa kapalı ve Boffin’e yakın oynayan Antalyaspor defansı karşısında Fenerbahçe’nin hızlı, doğru pas yapması, Ferdi ve Nazım destekli forvetin çizgiye inmesi, dönen topları değerlendirmesi, önde baskı yaparken Gustavo ile Sosa’nın kolay geçilmemesi gerekiyordu; hiçbiri olmadı. Szalai’nin şahane futbolu da olmasa sıradan bir Fenerbahçe vardı sahada.
Pas kalitesi kötü, üretkenlikte sıkıntı yaşayan Fenerbahçe’de savunma arkasına atılan toplar ikiye birler bile yoktu. Oyunu sete dönüştüremeyip sadece ortaya çıkacak fırsatlara güvenince ilk yarı Antalyaspor’un iki net pozisyonuna karşı Fenerbahçe’nin tek gol şansı ile bitti.
Pereira sahaya sürdüğü kurgu ile Antalyaspor’u bir türlü çözemeyeceğini anlayınca, “en önemli maç oynadığım maçtır” dedi “yedek kuvvetlere” başvurdu. 65. dakikada Osayi, Muhammed, Sosa’yı kenara aldı ve Mesut Özil, Valencia, Zajc’ı oyuna soktu. Yetmedi Ferdi’nin yerine Serdar Aziz alındı.
Yani “kanatlarda Ferdi ve Osayi (veya Nazım) ile 3-4-2-1 oynanmaz” diyenleri onaylamış oldu hoca. Ama onlar sadece futbolcuları değil sistemi de eleştiriyorlardı. Nitekim değişikliklerden sonra Fenerbahçe rakibe baskı yapmaya çalışırken orta sahayı da boşaltınca Antalyaspor daha sık inmeye başladı Fenerbahçe kalesine.
Artık iş Fenerbahçe’deki usta ayakların bireysel becerisine kalmıştı. Antalyaspor savunması Mesut’a, Valencia’ya nefes aldırsa Samatta’nın karavanaları hedefi bulsa, ihtiyaç duyulan bireysel beceriler maçın sonuna kalmadan ortaya çıkabilirdi.
Maçın sonunda Fenerbahçe’nin kendi kalesinde yaşadığı üçlü gol tehlikesi ardından Zajc’ın Antalyaspor savunma kalabalığı arasından şutuyla öne geçti sarı-lacivertliler.
Ardından Fenerbahçe kalesinde Szalai’nin koluna çarpan topu es geçen hakem ve devamında Mesut Özil’in taşıdığı topu bomboş Valencia’ya bırakıp ikinci gol olarak ilan edilmesi.
Tuhaftı hani!..
Ancak, hepsi VAR’dan onay aldı ve skor yazıldı: 2-0
Böylece sezonun taraftarla ilk buluşması zafere dönüştü ama Fenerbahçe seyircisinin ağzında buruk bir tat, kafasında soru işaretleri bıraktı: Bu sistemle bu sezon biter mi?
Ne diyelim; bitmemiş transferde umut var!