Bizde var olan kemikleşmiş sorunlar, trajik bir olay meydana gelmeden gündem olup çözüm aranmaz kolay kolay!..
Duvara çarpmak lazım...
Ya da Ankara’daki otobüsler gibi kafa kafaya.
O çarpma sırasında ölüm kalım olmazsa, zarar ziyan telafi edilir ölçekteyse, dilimizde değilse bile zihinlerimizin derinliklerinde gezinip durur düşünmekten bile utandığımız karar:
“Bu rezalet hayırlara vesile oldu”!..
Atasözümüz bile mevcuttur bu gibi durumlar için:
“Bir musibet bin nasihatten iyidir” mesela.
O zaman...
Gece kulübünde Beşiktaşlı futbolculara kurşun yağdıran magandaya hapishanede şilt verilmesi gerekmiyor mu acaba?
***
Neden?..
Çünkü şöhretli kişileri de kepazeliğine dekor yaparak, mağdur ederek hatta yaralayarak dikkati çekti. Sorumsuz avcının vurduğu kelebekleri kimse saymaz ama kurşun kartala değince Meclis’e önerge verilir bizde.
Sabaha karşı işinden evine giden gencecik eğlence sektöre emekçisi, bir eğlence sektörü mekanından çıkan kurşunla kafasından vurulup ruhunu teslim ettiğinde kimse “silah merakımızı” sorgulamıyor, lakin benzer ortamda mermi ile muhatap olan “Beşiktaşlı eğlence kaçakları” ise yer yerinden oynayıp bir sürü kronik sorunumuz gündeme oturuyor.
Mesela; “Herkes silah taşıyor”!..
İyi de... Siz silahlı olaylarda o silahın ruhsatlı olup olmadığı hakkında ayrıntı okuyabiliyor musunuz mesela? Suça karışmış silahların ne kadarı ruhsatlı diye bir istatistik gördünüz mü?
Sağa sola sıkanların çoğu ruhsatsızsa, bu bir emniyet sorunu değil mi?.. Yaşam hakkı pamuk ipliğindeki coğrafyada ruhsatlı silah edinip kendini korumak isteyenleri kınamak yerine, birilerinden görevini yapmasını istemek daha doğru olmaz mı?
Buyurun size yeni bir artçı sorgulama.
Öngörü, hesap, kitap yok; rezaletler üzerinden hesaplaşıyoruz kendimizle değil mi?
Becerebilirsek, Malum maganda iyilik etmiş olur bir yandan.
***
Magandanın iyilikleri anlatmakla bitmiyor!
Kimbilir belki de o maganda sayesinde Şampiyonlar Ligi’ne katılabilecek Beşiktaş!..
Silahlı vakanın ertesi günü iki Beşiktaşlı daha kulüpte sabahladığına göre ümit yok ama fırsat var.
Silahlı olay çıkmasa hiç yoktu...
Şayet bu vukuat olmasaydı, sabah Bilic’e “düzenli ve sağlıklı yaşam” sözü veren Beşiktaşlıların ertesi sabahı gece kulübünde karşıladıklarını kim nereden bilecekti?
Belli ki bir maça akşamdan kalma çıkana kadar sürüp gidecekti.
Maganda mermiyi namluya sürdü, şarjörü boşalttı, kimin ne mal olduğu anlaşıldı.
Gel de kız... Adam musibetliğini yapıp nasihatini verdi, gerisi Beşiktaş’ın işi.
Ancak futbol akitleri ve iş ahlakına göre suçlu futbolcular o kadar kalabalık ki; çare genel af gibi.
***
Sonra Bilic ve Beşiktaş’ın profesyonel yöneticileri...
Hatta onlara görev veren yönetim..
Hani sizin birinci vazifeniz Beşiktaş’ın hakkını/hukukunu ve dahi delikli kuruşunu korumaktı?
Kuruşları bırakın, kurşunlar milyonlarca liralık servetiniz olan futbolcularda delik açıyordu!
“Basarsın cezayı aklı başına gelir” ile bitmiyor iş...
İş, o futbolculara matematiksel şampiyonluk umudu tükenmemişken, Şampiyonlar Ligi ihtimali yüzde 51’ken, geçin hepsini Süper Lig sürereken, en azından bu sezon için bedensel yeteneklerini en üst seviyede tutarak Beşiktaş’a kiraladıklarını sözleşme ile belgelemiş futbolcuların gece kulübünde sabahlama fikrini akıllarından bile geçirtmeyecek ortamı yaratmakla başlıyor...
Yapabildiler mi?
Hayır.
Bir ceza da kendilerine kessinler.
Bitmedi, devamı var.
Oturup teraziliyorum gelişmeleri, magandaya pek kızamıyorum hani!