Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu maçtan ne köy olur ne kasaba, ne gol beklenir ne şamata diye başladı her şey…
Biri kendi sahasında diğeri deplasmanda yenilmeme alışkanlığına sahip iki takımın ilk yarı boyunca özen gösterdiği tek şey bu “unvanlarıydı” olmalıydı!.. Çünkü beraberliği korumaya birbirlerini üzmemeye oynadılar bir devre.
Koca 45 dakika Fenerbahçe’nin uzaktan Ekici, Topal ve Giuliano ile üç şutu var; kaleyi bulan şutu yok... Kontratakçı Akhisar’ın ise pozisyonu…
Oysa Fenerbahçe maça orta sahaya ve topa sahip olarak başlayıp Akhisar’ı adeta kendi yarı sahasına hapsetmiş kaybettiği topları hemen geri kazanan görüntüdeydi.
Kazanıyordu işe yaramıyordu.
Geride kalan Ekici, içeri giren Valbuena ve Giuliano yüzünden ne savunma arasına pasla adam kaçırabildi ne de son çizgiye inerek pozisyon yaratabildi derbi galibi.
Çünkü Valbuena yardım etmediği için Hasan Ali, önünde kimin oynadığı belli olmadığı için Isla kanatları çalıştıramadı. Fenerbahçe’nin üstünlüğü topa sahip olmak ve daha çok pas yapmakla sınırlı kaldı. O da bir süreliğine.
25 dakika sonra Akhisar dengeyi kurdu ama o da aynı Fenerbahçe gibi tek kanattan; soldan hücum düşünüyordu ve top Skrtel’de Isla’da Roman’da eriyordu.
İkinci devre anlaşıldı ki, Akhisar Fenerbahçe’yi hipnotize etmekteymiş!
Ev sahibi ikinci yarıya santraforunu değiştirerek başladı ve Okan Buruk Konya’da mağlup olan takımdan ilk değişikliği Onur’u sokarak yapmış oldu.
O Onur ki, çıkarken Topal ve Ozan’ın zincirleme hatası ile başlayan Akhisar akınında Kameni’ye bacak arası yapan ve derbide kırmızı kartla cezalı duruma düşen Neto için Kocaman’ın burnunu sızlatan futbolcu.
Ardından Kocaman’ın çifte hamlesi geldi, Ozan ve Valbuena dışarı Alper ile Soldado sahaya. Yani çift santrafor gibi… Peki onları besleyecek kenar orta var mı?.. Hayır. Güzel güzel paslaşan bir Fenerbahçe o kadar.
Onun için de üçüncü değişiklik ile Janssen’in yerine Aatıf girdi... Yani sistem yine değişti.
Zaten Akhisar’ın golden sonra özgüveni yükselip kontratakları sıklaştığı için Aatıf’a düşen savunmaya yardım etmek oldu ne yazık ki.
Son on dakikada o kadar çaresizdi ki Fenerbahçe, sonradan giren Alper kırmızı kartla oyun dışı kaldı. Ardından Skrtel ikinci sarı kartla dışarı ve Fenerbahçe dokuz kişi kaldı ve maç bitmiş oldu.
Aslında maçı “kurbağa sendromu” ile özetlemek olası...
Hani soğuk suya konup tencerinin altı yakıldığında kurbağa durumu kavrayıp zıplayıp kaçamaz ve haşlanır ya... Akhisar da Fenerbahçe’yi kurbağanın o gafletine düşürdü, ilk yarı kazanacaksın hissi yaratıp ikinci yarıda işini bitirdi.
Akhisar özelinden Fenerbahçe geneline geçersek...
Fenerbahçe, üç sezonluk “inziva” dönemi üzerine ligin ilk dört haftasındaki yavan halini “Beşiktaş derbisini kerteriz almış” ve sadece futbol anlamında tatlandırmış olsa, açıklamak için Aykut Kocaman’ın “iyi takımız, düzeldik” söylemi yeterli olabilirdi...
Lakin, Fenerbahçe’yi yöneten aklın aynı anda devreye girerek derbi zaferinin önündeki “hakem hatalarını” süpürme harekatı ile en büyük şampiyon adayı “Beşiktaş’ın kimyasını bozma” hamlesinden ortaya çıkıyor ki, takım ve yönetim eş güdümlü bir strateji koydular ortaya.
İşe otuz iki kısım tekmili birden giriştiler.
Peki ne işe yaradı.
Manisa’da anlaşıldı ki, sadece Beşiktaş’ın değil tüm Fenerbahçe’nin aklı derbide kaldı. İki kırmızı da cabası!
Yani astarı yüzünden pahalı.