Çıkıp, “Belediyelerin profesyonel futbol takımı olur mu” diye sorsam, o futbol takımlarından ekmek yiyen insanlar ve aileleri dışında bir kişi bile bulamam “evet” diyecek!..
Zaten, ülkeyi yönetenler de farkında ve belediye başkanlarının aynı zamanda belediye futbol takımına başkan olmasını yasakladılar.
Yasakladılar ki, futbol sayesinde kestirmeden şan şöhret peşinde koşamayacağı için mesaisini ve halkın parasını futbola akıtmaktan vazgeçsin belediye başkanı.
Vazgeçen kim?..
Demek ki, işin içinde şan şöhretten başka işler de var; günahları boyunlarına.
***
Evet... Yazarından, çizerine, futbol adamından, taraftar niyetine maça gidenlere kadar herkes, belediyelerin futbol takımı “saçma” diyor.
Hele İstanbul gibi Süper Lig’de dört takımı olan bir kentte...
Hadi, gençlerin sosyalleşme şansı sıfır olan Nusaybin’de kimsenin futbola harcayacak parası da olmadığından belediye takım kurar anlarım... Ama İstanbul niye?
Her yağmurda Çoruh nehrine dönmesi “garantili” semtleri, insanların ömrünü çürüten trafiği, sayısız eksiği gediği ve nüfusuna oranla ki orta karar bir Avrupa ülkesi kadar maşallah- Türkiye’nin en büyük “tesis fakiri”, lakin en sosyal yeri İstanbul’un, milyonları niye İstanbul Büyükşehir Belediyespor’a akar?
Halka hizmet deyip güldürmeyin insanı.
***
Futbol açısından daha büyük garabet...
Vakti zamanında üç büyükleri puanlardan eden İBB’nin transfer paraları çöp vergisinden, emlak vergisinden park parasından tırıklanan fanatik Fenerbahçe-Galatasaray-Beşiktaş taraftarının durumunu düşünsenize?
Buraya kadar itiraz eden var mı?
Yoksa, asıl konuya gelelim şimdi:
***
İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı adayı Mustafa Sarıgül demiş ki, “seçilirsem İBB Spor’u kapatacağım”!
Belediyespor’dan nemalanan insanlar ve ailelerini de hesaplarsanız, kafadan birkaç bin oy kaybedeceğini bilmiyor mu Mustafa Sarıgül?
Bal gibi biliyor.
Ama kapatacağım diyor...
Spordan nefret etmek bir yana, spor aşığı olduğuna göre... Çıldırdı mı sayın Sarıgül ne?
Açıklıyor:
“Bu alana harcanacak para ile amatör kulüpleri birer sporcu fabrikası haline getireceğim”.
***
Şimdi soru şu:
Nerede “Belediyelerin futbol takımı olmasın” diye atıp tutanlar?
Niye Sarıgül’ün cesur ve halkçı kararını alkışlamıyorlar?
Merak etmesinler... Spora siyaset sokan parantezine almazlar onları!
Spora doğru dürüst yaklaşan bir siyasetçiye bravo demek ne zamandan beri siyaset oluyor?
Aslında dememek spora siyaset sokmak... Hem de inançla değil korkuyla tetiklenmiş samimiyetsiz bir siyaset.
Korkmayın. Takdir edin. Hiç olmazsa işkembeden attığınız anlaşılmasın.