Yine gizli kapaklı bir süreç sonunda Hoca imzayı atmış, futbol uleması “Fenerbahçe’nin en büyük transferi Aykut Kocaman” fetvası verirken Fenerbahçe’nin kararına “şerh” koyan azınlıktandı Ters Köşe…
“Zamanı gelince Fenerbahçe’ye başkan olacak insandır Aykut Hoca ama şu anda teknik direktör olması hatadır” diye yazmıştım.
Neden?..
“Bu sezon Fenerbahçe’ye lazım olan coşkudur, onu da Aykut Kocaman’ın tavrında ve futbolunda bulmak çok zordur” gerekçesiyle.
Ne yazık ki haklı çıktım…
Hatta eksik yazmışım!
Futbolu narkozlu, iletişimi cızırtılı Aykut Kocaman ile devre arasını bile göremeyecek hale geldi Fenerbahçe!
“Göremeyecek” diyorum; bu satırlar yazılırken kendisi ile bırakın medyayı, Fenerbahçe başkanı bile temas kuramamış, bir rivayete göre izine Gelibolu’nda rastlanmıştı…
Bulunursa, “miş gibi” gibi ettiği istifasını geri almaya ikna çabaları başlayacaktı ama (ister dönsün ister gitsin) cumartesi itibarıyla Aykut Kocaman ile Fenerbahçe’nin yolları fiilen ayrılmıştı.
Evet… İkinci Kocaman devri de profesyonellikle alakası olmayan “kapalı devre” otistik bir hamle ile bitmiştir Fenerbahçe’de…
Nereden tutsanız elinizde vıcık vıcık bir his bırakacak şekilde hem de!
Bu bozuk ilişkide, herkes gibi en kestirme ve en çarpıcı yolu seçip Fenerbahçe Yönetimi’ni suçlamayacağım ben…
Olsa olsa sezon başında Aykut Kocaman ile çalışma kararlarını ince eleyip sık dokumadan verdikleri için suçlayabilirim o kadar.
Gerisi Aykut Kocaman’ın vebali.
Açıkça yazayım; adeta bir skandalla sonuçlanan 1/3 sezonun sorumlusu da mimarı da Aykut Kocaman’dır, hatta “yıkımı” bile kendisi yapmıştır.
Bir kere neden en başta kocaman kocaman konuşup on hafta sonra koskoca camiayı paralize eden köşe bucak saklanma yolunu tercih eder bu kıratta bir hoca? Beğenmediğiniz İgor Tudor’un “kulağından tutulup atılmak üzereyken” nasıl mücadele ettiğini ve başardığını hatırlayın.
İkincisi… Madem ki “Fenerbahçeli”, neden takıma en az zararı verecek şekilde yumuşak geçişle, hatta yerine adam tavsiye ederek değil de koltuğuna saatli bomba bırakarak kirişi kırma yolunu tercih ediyor? Oturursun yönetimle, “ben beceremiyorum yerime birini hazırlayın” dersin, bir hafta kadar da taraftarın, medyanın salvolarına katlanıverirsin Fenerbahçe için.
Geçtik…
Giderayak Fenerbahçe takımındaki futbolcuların pek çoğunun boynuna “ihanet” yaftası yapıştıracak imalar da ne oluyor?
Diyelim ki gerçekten bir kısmı hain bu adamların…
Nasıl ve ne zaman karar verdiler ihanete? Senin yönetiminde. Seninle bir yere varamayacaklarında olmasın?
“Hadi bana eyvallah” diyerek kurtulmak var mı bu işten sayın Kocaman?
Medya, para hesapları yapmayı çok sever; Fenerbahçe’ye maliyetini yakında hesaplarlar Aykut Hoca’nın. Göreceksiniz bir stat parasına yakın olacaktır.
Soru şu; Fenerbahçe’yi seven bunu yapar mı?
Ben iyi futbol oynatmak gibi “elinden gelmeyenlerden” bahsetmiyorum… Son hamlede Fenerbahçe’nin sırtına basarak kendini kurtarmaya çalışmasını söylüyorum.
Sahadaki “eveleme geveleme” futboluyla rakibe ve tribünlere narkoz vermesini geçtik…
Çok iyi bir Fenerbahçeli olarak, yetki ve sorumluluğu kendisine teslim edilmiş bir görevde yapısal ve kalıcı zararlar bırakacak ardında Aykut Kocaman.
Gitse de bıraktı, kalsa da…
Buna sadece “başarısızlık” demezler… Asıl karşılığını yazamıyorum ama en azından “işi rezil etmek” olabilir.
İtiraf edeyim; imza attığında koyduğum “şerh” takımı şampiyon yapsa bile Fenerbahçe’ye ihtiyacı olan saha ve tribün coşkusunu veremeyeceği içindi…
Bu kadarı tahminlerin ötesindeydi.
NOT: Tarih 7 Kasım’a dönerken Aykut Kocaman’ın istifadan vazgeçtiği bilgisi geldi. Yazının noktasına dokunmadım. Çünkü kalsa da gitse de geçerli.