Ne olmuş yani; sayın Ali Koç dün istemediği Ersun Yanal’ı bugün “çare” olarak görüp el sıkışmışsa?..
Siyaset literatürüne “dün dündür” özdeyişini Rahmetli Demirel sokmuştu ama yaptığı kişisel bir itiraf değil, tüm siyasetçiler için durum tespitiydi.
O kadarla kalmamış, “bugünün çamaşırlarını dünkü güneşte kurutamazsınız” da demişti ya; neyse...
Gerçek şu ki; “dün dündür” düsturunu futbolda Ali Koç’a gelinceye kadar yönetim tarzı yapmayan, kullanmayan kalmadı. Kimi bahaneler buldu, kimi kulübün ali menfaatleri arkasına saklandı...
Ali Koç’un en büyük hatası, hatasından dönmek mi yani?
Bunun üzerinden eleştirmek isteyen varsa, ilk taşı tercihlerinde hiç hata yapmayan atsın!
Hem, “hata yaptıysak, yaptık” dedi ya...
Büyük hedefe yürürken küçük hatalar kaçınılmazdır zaten. Hiçbir savaş kurmayların planladığı gibi olmaz. Zaferler, kaybedilmiş muharebeler, geri çekilmeler, yanlış hamlelerle doludur.
Sonuçta kazanacaksanız, “büyük hedefe” ulaşacaksanız mesele yok.
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç doğruyu yapmıştır hatadan dönerek.
* * *
Ama tam da bu noktada bir sorun var!
Ya Fenerbahçe taraftarı ve Genel Kurulu da sayın Koç’u “çare” olarak görmekle hata yaptığını düşünürse?..
Öyle ya...
Fenerbahçe’nin “büyük hedefi” ligde ve Avrupa’da zirvelerin abonesi bir takıma sahip olarak maddi/manevi refah ve mutluluk içinde yaşamak değil mi?
Peki, küçük çaplı bir “devrim” kıvamındaki coşkulu, kutlamalı seçimle Aziz Yıldırım’dan kurtulan Fenerbahçelilerin ellerinde ne var şu anda?
İkinci kümenin bekleme salonunda, bırakın zirveyi, Avrupa’yı hayallerinden bile çıkarmaya niyetli bir Fenerbahçe... Hoca 3-sportif direktör 0...
Borç, belki yüzde beş azalmış belki yüzde on artmış... Konu bile edilmez.
Ya oturup düşünürlerse, “biz Aziz Yıldırım’ı istemedik ama onun devrinde hiç bu hale gelmemiştik” diye...
Ya “hata yaptık” derlerse...
Ya Ali Koç’un Ersun Yanal konusundaki “hatadan dönme esnekliğini” kendi başkan tercihlerine uygulamaya kalkarlarsa?
* * *
İşte, Ali Bey’in herkesi iliklerine kadar titreten “Avrupa’yı gözden çıkarmak” hamlesi bu tehlikenin önlenmesi için aslında...
“Pantolon uyduramadık, gömlek verelim” gibi.
Sayın Koç, başkanlık tercihinde hata yaptığı gibi “kötü düşüncelere” sapmak üzere olan Fenerbahçeli’ye gelecek sezon muhtemel bir lig şampiyonluğu armağan etmek istiyor ki... Egoistçe görünse de “tehlike anında uçak kabininde oksijen maskeleri indiğinde, başkasına yardım edebilmek için önce kendi burnunuza dayamak kadar” gerçekçidir.
Tıpkı, ipliği pazara çıkmış Comolli’yi -şayet yaşanırsa- yeni bir tökezlenmede kullanılacak “tansiyon hapı” olarak saklamak gibi.
Ne lazım Fenerbahçe’ye şampiyon olması için?
Kaynak...
Ali Koç’ta ziyadesiyle mevcut ama UEFA izin vermiyor ki.
Yaptırım “Avrupa’dan men” ise “öyle olsun kardeşim” dersin!
“Avrupa’ya gidemem diye tarihe en başarısız başkan olarak yazılacak halim yok benim”.
Sakın “sınırsız kaynaklarını devreye sokabilmek için fair playin “mali” olanını bilerek isteyerek ihlal etmeyi nasıl göze alıyor futbolumuza fair play ümidi olarak gelen Başkan” demeyin.
Şartlar gerektiriyor.
Fenerbahçe bu şartlara nasıl geldi, o ayrı mesele...
Şimdi mesele “kurtulmak”.
Aklındaki büyük hedefe Fenerbahçe’nin ancak kendisiyle yürüyeceğini düşünmesi ve gerekenleri yapması kadar doğal bir şey olamaz Ali Bey’in.
Püf noktası, Avrupa’yı feda ettikten sonra gelecek sezon şampiyonluğun “garanti” olmamasıdır.
O durumda da tavsiyelerimiz olur tabi:
Eyüp Sultan’a toplu bir ziyaret gibi.